Bİ SORUM OLACAKTI ....?___
- mehtap25_60
- Aktif üye

- Mesajlar: 896
- Kayıt: Sal Ara 05, 2006 8:35 pm
- Konum: Türkiye
- İletişim:
slm
(HASAR GÖRMÜŞ DUYGULARIMIZ.)
Bir köpekbalığı aç halde akvaryuma konur. Akvaryum cam bölmeyle ikiye ayrılır. Akvaryumun içine bir küçük balık bırakılır. Köpek balığı küçük balığı yemek için hemen harekete geçer ama kafasını ne olduğunu anlamadığı bir şeye (cam) çarpar, şaşırır.
Sonrasında defalarca dener ama her defasında kafasını cama çarpar. Bir süre sonra küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmaz. Onu yemeyi "başaramayacağını" öğrenmiştir.
Bu sırada aradaki cam bölme kaldırılır. Büyük balık küçük balığı gene de yemez. Çünkü çaresizliği öğrenmiştir. Ne yaparsa yapsın onu yiyemeyeceğine inanmıştır. Deneye yanıla, bir daha denememeyi öğrenmiştir. Bu duruma öğrenilmiş çaresizlik psikolojisi denmektedir.
Bir köpekbalığı aç halde akvaryuma konur. Akvaryum cam bölmeyle ikiye ayrılır. Akvaryumun içine bir küçük balık bırakılır. Köpek balığı küçük balığı yemek için hemen harekete geçer ama kafasını ne olduğunu anlamadığı bir şeye (cam) çarpar, şaşırır.
Sonrasında defalarca dener ama her defasında kafasını cama çarpar. Bir süre sonra küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmaz. Onu yemeyi "başaramayacağını" öğrenmiştir.
Bu sırada aradaki cam bölme kaldırılır. Büyük balık küçük balığı gene de yemez. Çünkü çaresizliği öğrenmiştir. Ne yaparsa yapsın onu yiyemeyeceğine inanmıştır. Deneye yanıla, bir daha denememeyi öğrenmiştir. Bu duruma öğrenilmiş çaresizlik psikolojisi denmektedir.
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye

- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Sosyal fobiyi körükleyen bir duygu öğrenilmiş çaresizlik duygusudur. Daha önce yaşadığı kötü tecrübeleri zihnine yazan kişi benzer durumlarda da aynı şeyi yaşayacağına inanarak tedirgin olur ve sorunun üstesinden gelmek için hiç çaba göstermez. Bu durum tekrar tekrar başarısız olma sonucu vazgeçme duygusu ve eylemidir.
Bilimsel bir araştırmada bu konuyla ilgili çok güzel bir örnek vardır: Bir köpekbalığı ve başka bir balık aynı akvaryuma konulmuş, ancak araya bir cam bölme yerleştirilerek birbirinden ayrılmış. Köpekbalığı acıkınca karşısındaki balığa saldırmak istemiş fakat arada cam bir bölme olduğu için cama çarpmış. Tekrar tekrar diğer taraftaki balığı yiyebilmek amacıyla saldırıp dursa da her seferinde aradaki cam engele takılmış. Karşındaki balığı yemek için 28 saat boyunca uğraşan köpekbalığı sonunda denemekten vazgeçmiş. Bir süre sonra aradaki cam bölme kaldırılmış, diğer balık yanına gelmiş ama köpekbalığı onu yememiş ve bir süre sonra açlıktan ölmüş.
İşte bizimde toplumumuzun en büyük hastalığıdır.Yaşadığımız kötü olaylardan,kırgınlıklardan ders alacağımıza hiç bir çaba göstermeyiz ve yangına körükle gideriz.''Dünyada çare bulunamayan tek şey ölümdür''Gerçi insan ölür ruh yaşar,sadece yalan dünyadan gerçek dünyaya göçeriz.
Bu şuurda olmak dileği ile.........
Bilimsel bir araştırmada bu konuyla ilgili çok güzel bir örnek vardır: Bir köpekbalığı ve başka bir balık aynı akvaryuma konulmuş, ancak araya bir cam bölme yerleştirilerek birbirinden ayrılmış. Köpekbalığı acıkınca karşısındaki balığa saldırmak istemiş fakat arada cam bir bölme olduğu için cama çarpmış. Tekrar tekrar diğer taraftaki balığı yiyebilmek amacıyla saldırıp dursa da her seferinde aradaki cam engele takılmış. Karşındaki balığı yemek için 28 saat boyunca uğraşan köpekbalığı sonunda denemekten vazgeçmiş. Bir süre sonra aradaki cam bölme kaldırılmış, diğer balık yanına gelmiş ama köpekbalığı onu yememiş ve bir süre sonra açlıktan ölmüş.
İşte bizimde toplumumuzun en büyük hastalığıdır.Yaşadığımız kötü olaylardan,kırgınlıklardan ders alacağımıza hiç bir çaba göstermeyiz ve yangına körükle gideriz.''Dünyada çare bulunamayan tek şey ölümdür''Gerçi insan ölür ruh yaşar,sadece yalan dünyadan gerçek dünyaya göçeriz.
Bu şuurda olmak dileği ile.........
- mehtap25_60
- Aktif üye

- Mesajlar: 896
- Kayıt: Sal Ara 05, 2006 8:35 pm
- Konum: Türkiye
- İletişim:
en son okuduğum kitapda öğrenilmiş çaresizlikten bahsediliyor ....
aslında o kadar iç içeyizki bu konuyla...çocu insan o köpek balığının konumuda...bazen yapabileceğimiz çok şey varken sırf daha önce yaşadığımız olumsuzluklardan dolayı vazgeçiyoruz denemiyoruzzz....
kitapda başka bi örnek daha vardı onuda sizinle paylaşmak isterim...
bir cam fanusa pireler koyuluyor üzerinede bir kapak...fanus alttan ısıtılıyor pireler zıplamaya başlıyor ama kapakla çarpışınca biraz daha kısa mesafede zıplamaya başlıyorla....kapak kalktıkdan sonra bile pireler aynı seviyede zıplıyor...:)
aslında o kadar iç içeyizki bu konuyla...çocu insan o köpek balığının konumuda...bazen yapabileceğimiz çok şey varken sırf daha önce yaşadığımız olumsuzluklardan dolayı vazgeçiyoruz denemiyoruzzz....
kitapda başka bi örnek daha vardı onuda sizinle paylaşmak isterim...
bir cam fanusa pireler koyuluyor üzerinede bir kapak...fanus alttan ısıtılıyor pireler zıplamaya başlıyor ama kapakla çarpışınca biraz daha kısa mesafede zıplamaya başlıyorla....kapak kalktıkdan sonra bile pireler aynı seviyede zıplıyor...:)

- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye

- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Meltem-Mehtap;
Bu konu bana göre bu sitde bu zamana kadar açılan konular içerisinde bizleri ilgilendiren en güzel konu.Toplumumuzda öyle kırgınlıklar var ki yıllarca bile devem edenler var.İnsanların yaşamış olduğu hayatları tecrübelerle doludur,yaşanan kötü tecrübeleri unutmak yerine san ki hep öyle devam edecek miş gibi hareket ediyoruz.Bu tecrübelerden hiç ders almıyoruz.Yaşadığımız kötü hadiseleri unutmak,insanlarla,birbirimizle daha güzel iletişim kurmayı zorlamıyoruz,
Bu konuya farklı açılardan toplumumuzla ilgili katılım olursa,devam ederiz..............
Bu konu bana göre bu sitde bu zamana kadar açılan konular içerisinde bizleri ilgilendiren en güzel konu.Toplumumuzda öyle kırgınlıklar var ki yıllarca bile devem edenler var.İnsanların yaşamış olduğu hayatları tecrübelerle doludur,yaşanan kötü tecrübeleri unutmak yerine san ki hep öyle devam edecek miş gibi hareket ediyoruz.Bu tecrübelerden hiç ders almıyoruz.Yaşadığımız kötü hadiseleri unutmak,insanlarla,birbirimizle daha güzel iletişim kurmayı zorlamıyoruz,
Bu konuya farklı açılardan toplumumuzla ilgili katılım olursa,devam ederiz..............
Ilginc...
bana göre ilginlcigi vermis oldugunuz (Köpekbaligi) örnegi... sonucta balikta olsa hayvan.. oysaki Allahü-teala yaratiklarimin icinde insanogluna AKIL gibi bir nimet verdim....bizleri ayirt ediyor ve ayni zamanda`da yüceltiyor.
Mutlaka kötü hadiselerle karsilastik tabiki... duygularimiz`da hasar gördü." yara gider,izi kalir." Hayat basli basina zor degilmi.. neden insanoglu nankörkük eder bilmem..Mutlu oldugu zaman hicbir sebeb aramaz. azicik basina bir müsibet geldigi zaman, sanki dünya yikilmista altinda kalmis gibi bir duyguya kapilir.
KAHRINDA güzel LUTFUNDA
Yarabbi vermis oldugun o nimeti yerinde ve zamaninda kullanmayi nasip et.
bana göre ilginlcigi vermis oldugunuz (Köpekbaligi) örnegi... sonucta balikta olsa hayvan.. oysaki Allahü-teala yaratiklarimin icinde insanogluna AKIL gibi bir nimet verdim....bizleri ayirt ediyor ve ayni zamanda`da yüceltiyor.
Mutlaka kötü hadiselerle karsilastik tabiki... duygularimiz`da hasar gördü." yara gider,izi kalir." Hayat basli basina zor degilmi.. neden insanoglu nankörkük eder bilmem..Mutlu oldugu zaman hicbir sebeb aramaz. azicik basina bir müsibet geldigi zaman, sanki dünya yikilmista altinda kalmis gibi bir duyguya kapilir.
KAHRINDA güzel LUTFUNDA
Yarabbi vermis oldugun o nimeti yerinde ve zamaninda kullanmayi nasip et.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye

- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Zeynep Hanım;
Bu konudaki verilen Köpek balığı örneği tamamen konunun anlaşılması açısındandır.Bir çok hayvan ve insan üzerinde bu deney yapılmıştır.Konulara en uç noktalarından katılıyorsunuz,ne anlatmak istediğinizi neyi ima ettiğinizi ben anlıyorumda galiba bakış açılarımız çakışıyor.Bu konuya ben Hayvanlar değilde,toplumsal yaklaştığımı ifade etmiştim.
Bu konunun ortaya çıkışı 1960 yıllardadır.Üniversitelerde genelde hayvanlarla yapılan öğrenme araştırmalarıyla tanımlanmıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik konusu insan yaşamının birçok yönünü olumsuz etkilemektedir. Sadece bu yönüyle bile toplum tarafından bilinmesi gereken önemli bir konu olduğu ortadadır.
Öğrenilmiş çaresizlik, bizleri okulda, işte, evde, arkadaşlık ilişkilerinde kısaca yaşamın her boyutunda etkilemektedir.
İnsanların başından iyi olayda geçer,kötü olayda buradaki mesele daha çok hepimizin başından geçen kötü olaylar zihnimize,beynimize öyle bir yer ederki bunların hep böyle devam edeceğini zannederiz ve aynı şeyleri tekrar yaşayacağımızı varsayarak kafamızdaki kötü izlenimleri silmeye ve hayata başka pencereden bakmaya gayret etmeyiz.
Aslında bu konuya toplumumuzla ilgili özellikle insanlarımızla ilgili çok farklı yaklaşmak istiyorum ama genelde yalnış anlaşılıyoruz,bununda nedeni insanların bakış açılarının genelde değişmemesindendir.Herkesin kendine göre doğru ve yalnış fikirleri vardır buna saygı duyulur,ama doğru bir tanedir.Mesele doğruda buluşmaktır,saplantılardan kurtulmaktır.İnsanların kendi menfaatlerini düşüneceğine,toplumun değer yargılarını düşünmesi gerekir.Mesela öz kardeşinizle bir konu yüzünden kavga ettiniz.Bunuda geldiniz evde eşinize anlatyorsunuz,cocuğunuzda sizi dinliyor,karşı tarafta aynı şekilde anlatıyor onunda çocuğu dinliyor,herkes kendi haklılığını anlatıyor.Yapmış olduğunuz kötü bir olay,cocuğunuzun etkilenmesi dahada kötü,çün ki o cocuklar kavga devam ettiği sürece kin ve nefretle büyüyeceklerdir.İnsanlar bunun hep böyle gideceğini zennedip barışma yolunu seçmezlerse daha mı iyi olur.
Öğrenilmiş çaresizliğe önlem alınmadığı sürece başınızdan geçen her kötü olayı örnek verebilirsiniz.Önemli olan bunlardan ders alıp kafamızdaki kötü izlenimleri silip iyi izlenimler oluşturmaktır.
Cevabınıza göre farklı bakış açılarıyla devam ederiz.......
Saygılar.
Bu konudaki verilen Köpek balığı örneği tamamen konunun anlaşılması açısındandır.Bir çok hayvan ve insan üzerinde bu deney yapılmıştır.Konulara en uç noktalarından katılıyorsunuz,ne anlatmak istediğinizi neyi ima ettiğinizi ben anlıyorumda galiba bakış açılarımız çakışıyor.Bu konuya ben Hayvanlar değilde,toplumsal yaklaştığımı ifade etmiştim.
Bu konunun ortaya çıkışı 1960 yıllardadır.Üniversitelerde genelde hayvanlarla yapılan öğrenme araştırmalarıyla tanımlanmıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik konusu insan yaşamının birçok yönünü olumsuz etkilemektedir. Sadece bu yönüyle bile toplum tarafından bilinmesi gereken önemli bir konu olduğu ortadadır.
Öğrenilmiş çaresizlik, bizleri okulda, işte, evde, arkadaşlık ilişkilerinde kısaca yaşamın her boyutunda etkilemektedir.
İnsanların başından iyi olayda geçer,kötü olayda buradaki mesele daha çok hepimizin başından geçen kötü olaylar zihnimize,beynimize öyle bir yer ederki bunların hep böyle devam edeceğini zannederiz ve aynı şeyleri tekrar yaşayacağımızı varsayarak kafamızdaki kötü izlenimleri silmeye ve hayata başka pencereden bakmaya gayret etmeyiz.
Aslında bu konuya toplumumuzla ilgili özellikle insanlarımızla ilgili çok farklı yaklaşmak istiyorum ama genelde yalnış anlaşılıyoruz,bununda nedeni insanların bakış açılarının genelde değişmemesindendir.Herkesin kendine göre doğru ve yalnış fikirleri vardır buna saygı duyulur,ama doğru bir tanedir.Mesele doğruda buluşmaktır,saplantılardan kurtulmaktır.İnsanların kendi menfaatlerini düşüneceğine,toplumun değer yargılarını düşünmesi gerekir.Mesela öz kardeşinizle bir konu yüzünden kavga ettiniz.Bunuda geldiniz evde eşinize anlatyorsunuz,cocuğunuzda sizi dinliyor,karşı tarafta aynı şekilde anlatıyor onunda çocuğu dinliyor,herkes kendi haklılığını anlatıyor.Yapmış olduğunuz kötü bir olay,cocuğunuzun etkilenmesi dahada kötü,çün ki o cocuklar kavga devam ettiği sürece kin ve nefretle büyüyeceklerdir.İnsanlar bunun hep böyle gideceğini zennedip barışma yolunu seçmezlerse daha mı iyi olur.
Öğrenilmiş çaresizliğe önlem alınmadığı sürece başınızdan geçen her kötü olayı örnek verebilirsiniz.Önemli olan bunlardan ders alıp kafamızdaki kötü izlenimleri silip iyi izlenimler oluşturmaktır.
Cevabınıza göre farklı bakış açılarıyla devam ederiz.......
Saygılar.
- mehtap25_60
- Aktif üye

- Mesajlar: 896
- Kayıt: Sal Ara 05, 2006 8:35 pm
- Konum: Türkiye
- İletişim:
ZEYNEP ablacım öğrenilmiş çaresizlik konusuna erkan abimin de sürekli belirttiği gibi çok farklı yönlerden bakılabilir....yani neresinden tutarsanız tutun kendimize bi pay yada tanıdığımız insanlara bi pay çıkartabiliriz....
köpek balığı benzetmesi aslında o kadarda garipsenecek bi durum değil....sonuçta bi benzetme başka bi hayvanda kullanılabilirdi......(insanoğlu sürekli kendini daha iyi anılan hayvanlara benzetmek isterya...bazılarına aslan gibisin valla deriz yücelir....ama ayı gibisin desek eyvah eyvah :) )
köpekbalığının yeniden deneme gücünü kaybedip başarısızlığı kabul etmesini yani başarısızlığa şartlanmasını (((öğrenilmiş çaresizlik))) tanımlayabiliyoruz...bazen bizde mücadele etmeyip geri çekiliriz...bizim açımızdan böyle davranışların iki açıklaması vardır
1)temkinli davranıyoruzdur....
2)tırsıyoruzdur....
endişe akılda dolaşan incebir KORKU akıntısıdır diyor filozof...VE ne kadar uzun süre akarsa o kadar derin izler bırakır diyor...bir işi yapıp yapamıyacağımız konusunda endişeleniyorsak daha önce uğradığımız başarısızlık peşimizi bırakmamış demektir...daha öncelerden tatdığımız bi çaresizlik var yani...bunları seninde belirttiğin gibi zeynep ablacım YARADAN MEVLA birtek insanlara akıl bağışlamış...insanoğluda aklını kullanarak bu gibi durumlardan kurtulmalı....
senin konuya bakış açın dünya hayatının zorlukları ve bizim bunları kabullenmeyişimiz gibi anladım ben...erkan abimle şunudemek istiyoruz ki biz zorlukları görüyoruz anlıyorur yaşıyoruz....yaşanan mutluluklara doğru giden herşeye şükrettiğimiz gibi aksiliklerede hamdolsun diyoruz...BİLİYORUZ Kİ....(HER HAYIRDA Bİ ŞER; HER ŞERDEDE Bİ HAYIR VARDIR)....
köpek balığı benzetmesi aslında o kadarda garipsenecek bi durum değil....sonuçta bi benzetme başka bi hayvanda kullanılabilirdi......(insanoğlu sürekli kendini daha iyi anılan hayvanlara benzetmek isterya...bazılarına aslan gibisin valla deriz yücelir....ama ayı gibisin desek eyvah eyvah :) )
köpekbalığının yeniden deneme gücünü kaybedip başarısızlığı kabul etmesini yani başarısızlığa şartlanmasını (((öğrenilmiş çaresizlik))) tanımlayabiliyoruz...bazen bizde mücadele etmeyip geri çekiliriz...bizim açımızdan böyle davranışların iki açıklaması vardır
1)temkinli davranıyoruzdur....
2)tırsıyoruzdur....
endişe akılda dolaşan incebir KORKU akıntısıdır diyor filozof...VE ne kadar uzun süre akarsa o kadar derin izler bırakır diyor...bir işi yapıp yapamıyacağımız konusunda endişeleniyorsak daha önce uğradığımız başarısızlık peşimizi bırakmamış demektir...daha öncelerden tatdığımız bi çaresizlik var yani...bunları seninde belirttiğin gibi zeynep ablacım YARADAN MEVLA birtek insanlara akıl bağışlamış...insanoğluda aklını kullanarak bu gibi durumlardan kurtulmalı....
senin konuya bakış açın dünya hayatının zorlukları ve bizim bunları kabullenmeyişimiz gibi anladım ben...erkan abimle şunudemek istiyoruz ki biz zorlukları görüyoruz anlıyorur yaşıyoruz....yaşanan mutluluklara doğru giden herşeye şükrettiğimiz gibi aksiliklerede hamdolsun diyoruz...BİLİYORUZ Kİ....(HER HAYIRDA Bİ ŞER; HER ŞERDEDE Bİ HAYIR VARDIR)....
- Dosya ekleri
-
- sharkk.jpg (10.28 KiB) 11001 kere görüntülendi

köpekbalığının yeniden deneme gücünü kaybedip başarısızlığı kabul etmesini yani başarısızlığa şartlanmasını (((öğrenilmiş çaresizlik))) tanımlayabiliyoruz...bazen bizde mücadele etmeyip geri çekiliriz...bizim açımızdan böyle davranışların iki açıklaması vardır
1)temkinli davranıyoruzdur....
2)tırsıyoruzdur....
demis: mehtap
mehtapcigim tamam iste bende bunu söylemek istiyorum. Balik beyni oldugu icin basarisizligi kabul ediyor. yani idrak yok.
illaki basarisiz oldugumuz dönemler,caresiz kaldigimiz zamanlar olmustur uzun bir sürede mücadele etme duygumuzu etkilemis olabilir. ister buna temkinli davranmak ister kormak diyelim. fakat iste burda Allahü-tealanin bizler vermis oldugu nimet diye nitelendirdigi Akil devreye giriyor.
hee bana göre basarisizligini kabul edip yeniden demeye kalkismayan insanlar (ögrenilmis caresizlik degil) aciz ve miskin insanlar.
Öğrenilmiş çaresizliğe önlem alınmadığı sürece başınızdan geçen her kötü olayı örnek verebilirsiniz.Önemli olan bunlardan ders alıp kafamızdaki kötü izlenimleri silip iyi izlenimler oluşturmaktır demis: erkan Özdemir
Erkan bey ne gibi önnemler alinabilir? kafamizdaki kötü izlenimleri nasil silebiliriz.
hmmm birde yukarda iki kardes örnegi vermissiniz bunun (ögrenilmis caresizlik) nersinede? konuyu biraz daha acarmisiniz.
1)temkinli davranıyoruzdur....
2)tırsıyoruzdur....
demis: mehtap
mehtapcigim tamam iste bende bunu söylemek istiyorum. Balik beyni oldugu icin basarisizligi kabul ediyor. yani idrak yok.
illaki basarisiz oldugumuz dönemler,caresiz kaldigimiz zamanlar olmustur uzun bir sürede mücadele etme duygumuzu etkilemis olabilir. ister buna temkinli davranmak ister kormak diyelim. fakat iste burda Allahü-tealanin bizler vermis oldugu nimet diye nitelendirdigi Akil devreye giriyor.
hee bana göre basarisizligini kabul edip yeniden demeye kalkismayan insanlar (ögrenilmis caresizlik degil) aciz ve miskin insanlar.
Öğrenilmiş çaresizliğe önlem alınmadığı sürece başınızdan geçen her kötü olayı örnek verebilirsiniz.Önemli olan bunlardan ders alıp kafamızdaki kötü izlenimleri silip iyi izlenimler oluşturmaktır demis: erkan Özdemir
Erkan bey ne gibi önnemler alinabilir? kafamizdaki kötü izlenimleri nasil silebiliriz.
hmmm birde yukarda iki kardes örnegi vermissiniz bunun (ögrenilmis caresizlik) nersinede? konuyu biraz daha acarmisiniz.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye

- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Zeynep Hanım;
İnsanın yapabileceği bazı şeyleri yapamayacağına inanması, bir işi yapmaya teşebbüs ederken cesaretinin kırılması, kişinin başarısız olmasına neden olur. Kendine güvenini yitirdiği için de gelecekte de o işi başaramaz. Acaba çocuklarımızın başarısız olmasında: "Sen bunu yapamazsın.'', "Bunu başaramazsın." , "Sen kim onu yapmak kim." , "Zaten sen bundan fazla ileri gidemezsin." gibi sözlerimiz etkili olmamış mıdır, dersiniz.
Olumsuz düşünen insanları duymayın. Bu şekilde düşünen insanlara kulaklarınızı tıkayın, sağır olun. Çünkü bu gibi insanlar sizin ümitlerinizi, hayallerinizi, gelebilecek başarılarınızı, kısaca geleceğinizi çalarlar. Bu gibi sözler ailede, okulda, işyerinde, hayatın her alanında bizim davranışlarımızı yansıymıyor mu? yada kısıtlamıyor mu?
Şimdi buradaki tanımlama ile diğer tanımlamalar ne kadar farklı.Şimdi size soruyorum hepimizin verdiği cevaplar öğrenilmiş çaresizlik değil mi ?Yada yukarıdaki düşünceler toplumumuzda hakim değil mi?Hepimiz bu düşüncelerde zaman zaman olmuyor muyuz.Eğer öyle olmasaydı verdiğim örneğe''öğrenilmiş çaresizlikle''ne alakası var diye yaklaşmayacaktınız.Daha düne kadar Sanatçılara selam verilir mi verilmez mi diye burada tartışıyoruz,bir gün sonra doğruda olsa yalnışta olsa alkışlıyoruz.İşte bu öğrenilmiş çaresizliğin ta kendisidir.Hem öğreniyoruz hem de uygulamıyoruz.
Mesela benim DEKADER ile ilgili burada bir çağrım oldu hiç kimse cevap dahi yazmadı.Benim için yalnış anlamayın cevap verilip veya verilmemesi hiç önemli değil.İşte burada öğrenilmiş çaresizlik devreye giriyor.İnsanların daha önce yaşadıkları olayları göz önünde tutarak kayıtsız kalıyorlar.İkinci sebebi nasıl olsa Başkanı ,yönetim kurulu var diyoruz her şeyi onlardan bekliyoruz.Bilmiyoruz ki Dernekler üyelerinin ve vatandaşlarının katkılarıyla ayakta kalırlar.Ama sıkıştığımız zaman Derneğe koşarız neden çeresizliğimizden.
Hepimize düşen görev geçmişteki yaşanan kötü hadiselerden desr alıp bunu günümüze yansıtmamaktır.Eğer Kasabamızla ilgili başka platfomları takip ederseniz bunun canlı örneklerinide göreceksiniz.Söylemlerimizle eylemlerimiz hiç uyuşmuyor.Uygulama noktasında birbirimize destek olmuyoruz bununda nedeni sizinde belittiğiniz gibi''ya temkinli davranıyoruz yada tırsıyoruz.''O zaman ben de soruyorum neden mesela DEKADER'e daha aktif olalarak katılmıyoruz,eğlence konularında bir numarayız.Hiç bir şey yapamasak bile en azından buraya bırakılacak mesajlar o insanları hem duygulandıracak,hemde kamçılayacaktır.
Sizin yaklaşımınıza göre yaklaşırsak;
MÜSLÜMANIN MÜSLÜMANA HAKKI YEDİDİR
1.Davetine acabet etmek
2.Hastalanınca zitaret etmek
3.Cenazesine gitmek
4.Bir Zalimin elinden mazlumu kurtarmak
5.Nasihat etmek
6.Selam vermek
7.Aksırdığında YERHAMÜKALLAH demek.
HAYIRLI MÜMİNİN ÖZELLİKLERİ İSE
1.İbadeti daim olur
2.İslam ilmine talip olur
3.İnsanlar ondan asla şer beklemez
4.Başkasının malına göz dikmez
5.Her an ölüme hazır olur
Tabi şimdi ne alakası var diyeceksiniz olsun ben cevaplarım fırsatım olursa.Bu başlıkları tek tek incelediğiniz zaman bunları yapan insanların öğrenilmiş çaresizliğe çare olacağını zaten ilim adamlarımız söylemişler.Kafammızdaki kötü izlenimleri silmek için her şeyden önce bol bol ukuyacağız.Okuyan insanın ufku genişler.Cenabı ALLAHIN verdiği aklı kullanacağız.Başkalarının aklıyla değil kendi aklımızla hareket edeceğiz.Hiç bir zaman karamsarlığa düşmeyeceğiz.Eski geleneklerin yerine yeniliklere açık olacağız.Burada güzel bir örnek vardı Dekader de kadın kolları gibi,bunun öncülüğünüde siz yapabilirsiniz,örnek olarak veriyorum.
Bu konu güzel bir konu devamının dileği ile
Sağlıcakla kalın..........
İnsanın yapabileceği bazı şeyleri yapamayacağına inanması, bir işi yapmaya teşebbüs ederken cesaretinin kırılması, kişinin başarısız olmasına neden olur. Kendine güvenini yitirdiği için de gelecekte de o işi başaramaz. Acaba çocuklarımızın başarısız olmasında: "Sen bunu yapamazsın.'', "Bunu başaramazsın." , "Sen kim onu yapmak kim." , "Zaten sen bundan fazla ileri gidemezsin." gibi sözlerimiz etkili olmamış mıdır, dersiniz.
Olumsuz düşünen insanları duymayın. Bu şekilde düşünen insanlara kulaklarınızı tıkayın, sağır olun. Çünkü bu gibi insanlar sizin ümitlerinizi, hayallerinizi, gelebilecek başarılarınızı, kısaca geleceğinizi çalarlar. Bu gibi sözler ailede, okulda, işyerinde, hayatın her alanında bizim davranışlarımızı yansıymıyor mu? yada kısıtlamıyor mu?
Şimdi buradaki tanımlama ile diğer tanımlamalar ne kadar farklı.Şimdi size soruyorum hepimizin verdiği cevaplar öğrenilmiş çaresizlik değil mi ?Yada yukarıdaki düşünceler toplumumuzda hakim değil mi?Hepimiz bu düşüncelerde zaman zaman olmuyor muyuz.Eğer öyle olmasaydı verdiğim örneğe''öğrenilmiş çaresizlikle''ne alakası var diye yaklaşmayacaktınız.Daha düne kadar Sanatçılara selam verilir mi verilmez mi diye burada tartışıyoruz,bir gün sonra doğruda olsa yalnışta olsa alkışlıyoruz.İşte bu öğrenilmiş çaresizliğin ta kendisidir.Hem öğreniyoruz hem de uygulamıyoruz.
Mesela benim DEKADER ile ilgili burada bir çağrım oldu hiç kimse cevap dahi yazmadı.Benim için yalnış anlamayın cevap verilip veya verilmemesi hiç önemli değil.İşte burada öğrenilmiş çaresizlik devreye giriyor.İnsanların daha önce yaşadıkları olayları göz önünde tutarak kayıtsız kalıyorlar.İkinci sebebi nasıl olsa Başkanı ,yönetim kurulu var diyoruz her şeyi onlardan bekliyoruz.Bilmiyoruz ki Dernekler üyelerinin ve vatandaşlarının katkılarıyla ayakta kalırlar.Ama sıkıştığımız zaman Derneğe koşarız neden çeresizliğimizden.
Hepimize düşen görev geçmişteki yaşanan kötü hadiselerden desr alıp bunu günümüze yansıtmamaktır.Eğer Kasabamızla ilgili başka platfomları takip ederseniz bunun canlı örneklerinide göreceksiniz.Söylemlerimizle eylemlerimiz hiç uyuşmuyor.Uygulama noktasında birbirimize destek olmuyoruz bununda nedeni sizinde belittiğiniz gibi''ya temkinli davranıyoruz yada tırsıyoruz.''O zaman ben de soruyorum neden mesela DEKADER'e daha aktif olalarak katılmıyoruz,eğlence konularında bir numarayız.Hiç bir şey yapamasak bile en azından buraya bırakılacak mesajlar o insanları hem duygulandıracak,hemde kamçılayacaktır.
Sizin yaklaşımınıza göre yaklaşırsak;
MÜSLÜMANIN MÜSLÜMANA HAKKI YEDİDİR
1.Davetine acabet etmek
2.Hastalanınca zitaret etmek
3.Cenazesine gitmek
4.Bir Zalimin elinden mazlumu kurtarmak
5.Nasihat etmek
6.Selam vermek
7.Aksırdığında YERHAMÜKALLAH demek.
HAYIRLI MÜMİNİN ÖZELLİKLERİ İSE
1.İbadeti daim olur
2.İslam ilmine talip olur
3.İnsanlar ondan asla şer beklemez
4.Başkasının malına göz dikmez
5.Her an ölüme hazır olur
Tabi şimdi ne alakası var diyeceksiniz olsun ben cevaplarım fırsatım olursa.Bu başlıkları tek tek incelediğiniz zaman bunları yapan insanların öğrenilmiş çaresizliğe çare olacağını zaten ilim adamlarımız söylemişler.Kafammızdaki kötü izlenimleri silmek için her şeyden önce bol bol ukuyacağız.Okuyan insanın ufku genişler.Cenabı ALLAHIN verdiği aklı kullanacağız.Başkalarının aklıyla değil kendi aklımızla hareket edeceğiz.Hiç bir zaman karamsarlığa düşmeyeceğiz.Eski geleneklerin yerine yeniliklere açık olacağız.Burada güzel bir örnek vardı Dekader de kadın kolları gibi,bunun öncülüğünüde siz yapabilirsiniz,örnek olarak veriyorum.
Bu konu güzel bir konu devamının dileği ile
Sağlıcakla kalın..........
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
Burada güzel bir örnek vardı Dekader de kadın kolları gibi,bunun öncülüğünüde siz yapabilirsiniz,örnek olarak veriyorum. demiş erkan abi.aynen bende katılıyorum bencede.
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
Öğrenilmiş çaresizlik yeni yeni duymaya başladığımız bir kavram.
Ortaya çıkışı 1960’lı yılların sonuna denk düşmektedir oysa. Pennsylvania Üniversitesinde hayvanlarla yapılan öğrenme araştırmalarıyla tanımlanmış bir konudur.
Öğrenilmiş çaresizlik konusu insan yaşamının birçok yönünü olumsuz etkilemektedir. Sadece bu yönüyle bile toplum tarafından bilinmesi gereken önemli bir konu olduğu ortadadır.
Öğrenilmiş çaresizlik, bizleri okulda, işte, evde, arkadaşlık ilişkilerinde kısaca yaşamın her boyutunda etkilemektedir.
Öğrenilmiş çaresizlik nedir?
Bir öykü ile açıklamaya çalışalım. Aşağıdaki öykü öğrenilmiş çaresizlik kavramını açıklamaya çok uygun gözüküyor:
“Bir gün iki kurbağa sinekleri avlamak için hoplayıp zıplarlarken yanlışlıkla çiftçinin akşamüzeri ineklerinden sağdığı sütleri doldurduğu bir kazanın içine düşmüşler.
Kurbağalardan birisi bir süre çıkmak için uğraştıktan sonra kazanın içinde çok az süt olması nedeniyle kazanın içinde çok derinde olduğunu görmüş ve asla zıplayarak çıkamayacağını fark etmiş.
Uzun zaman uğraşmış ama bir çıkış yolu bulamamış. Çıkış yolu olmadığını “anlayan” kurbağa, bunun üzerine çıkmaktan vazgeçmiş ve demek ki buraya kadarmış diyerek kendisini bırakmış. Sonunda sütün dibine batarak ölmüş.
Diğer kurbağa ise bir süre çabaladıktan sonra zıplayarak çıkamayacağını anlamış ama yine de bir çıkış yolu olmalı diye düşünmüş. Yavaşça sütün üstünde ayaklarını çırpmaya başlamış. Bir süre sonra sütün üzerinde yağlar toplanmaya başlamış ve kurbağa bu yağın üzerine çıkıp oturmuş. Sabah çiftçi sütün içindeki kurbağayı görünce almış ve kazanın dışına atmış. Böylece vazgeçmeyen ikinci kurbağa hayatta kalmış.
Öğrenilmiş çaresizlik birinci kurbağanın davranışıdır.
Hayvanlarla başlayan laboratuar ortamında ki çalışmalar daha sonra insanlarla da yapılmış ve çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkan öğrenilmiş çaresizlik modeli, çeşitli davranışların açıklanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik modeline göre, davranış ile sonucu arasında bağlantı olmadığının öğrenilmesi, güdüsel (motivational), bilişsel (cognitive) ve duygusal (emotional) alanlarda bozukluklar ortaya çıkartmaktadır.
Güdüsel alandaki bozukluk, istemli davranışlarda azalmayla kendini göstermektedir.
Bir başka ifadeyle, öğrenilmiş çaresizlik yaşantısı sonucunda bireyin motivasyonu düşmekte hiçbir şey yapmak istemez hale gelmektedir.
Ortaya çıkan bilişsel bozukluk ise, çabanın başarının anahtarı olduğunu anlamada sorun ortaya çıkmaktadır.
Birey, davranışının sonucunda ortaya çıkabilecek olası olumlu ve olumsuz sonuçları değerlendirememekte, olası seçeneklerini fark edememekte ve bunun sonucunda da bireyin düşünme sürecinde bir tıkanıklık ortaya çıkmaktadır.
Çaresizlik bireyden bireye değişkenlik gösterir. Her bireyin kendine özgü çaresizlik biçimi vardır. Bazı insanlar diğerlerine göre çaresizlik yaşamaya daha yatkın olabilmektedir.
Çaresizlik ölçülebilir mi?
Çaresizlikle başa çıkılabilir mi?
Çaresizliğin yaşam başarısına etkisi nedir?
Burada güzel bir örnek vardı Dekader de kadın kolları gibi,bunun öncülüğünüde siz yapabilirsiniz,örnek olarak veriyorum. demiş erkan abi.aynen bende katılıyorum bencede.
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
Öğrenilmiş çaresizlik yeni yeni duymaya başladığımız bir kavram.
Ortaya çıkışı 1960’lı yılların sonuna denk düşmektedir oysa. Pennsylvania Üniversitesinde hayvanlarla yapılan öğrenme araştırmalarıyla tanımlanmış bir konudur.
Öğrenilmiş çaresizlik konusu insan yaşamının birçok yönünü olumsuz etkilemektedir. Sadece bu yönüyle bile toplum tarafından bilinmesi gereken önemli bir konu olduğu ortadadır.
Öğrenilmiş çaresizlik, bizleri okulda, işte, evde, arkadaşlık ilişkilerinde kısaca yaşamın her boyutunda etkilemektedir.
Öğrenilmiş çaresizlik nedir?
Bir öykü ile açıklamaya çalışalım. Aşağıdaki öykü öğrenilmiş çaresizlik kavramını açıklamaya çok uygun gözüküyor:
“Bir gün iki kurbağa sinekleri avlamak için hoplayıp zıplarlarken yanlışlıkla çiftçinin akşamüzeri ineklerinden sağdığı sütleri doldurduğu bir kazanın içine düşmüşler.
Kurbağalardan birisi bir süre çıkmak için uğraştıktan sonra kazanın içinde çok az süt olması nedeniyle kazanın içinde çok derinde olduğunu görmüş ve asla zıplayarak çıkamayacağını fark etmiş.
Uzun zaman uğraşmış ama bir çıkış yolu bulamamış. Çıkış yolu olmadığını “anlayan” kurbağa, bunun üzerine çıkmaktan vazgeçmiş ve demek ki buraya kadarmış diyerek kendisini bırakmış. Sonunda sütün dibine batarak ölmüş.
Diğer kurbağa ise bir süre çabaladıktan sonra zıplayarak çıkamayacağını anlamış ama yine de bir çıkış yolu olmalı diye düşünmüş. Yavaşça sütün üstünde ayaklarını çırpmaya başlamış. Bir süre sonra sütün üzerinde yağlar toplanmaya başlamış ve kurbağa bu yağın üzerine çıkıp oturmuş. Sabah çiftçi sütün içindeki kurbağayı görünce almış ve kazanın dışına atmış. Böylece vazgeçmeyen ikinci kurbağa hayatta kalmış.
Öğrenilmiş çaresizlik birinci kurbağanın davranışıdır.
Hayvanlarla başlayan laboratuar ortamında ki çalışmalar daha sonra insanlarla da yapılmış ve çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkan öğrenilmiş çaresizlik modeli, çeşitli davranışların açıklanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik modeline göre, davranış ile sonucu arasında bağlantı olmadığının öğrenilmesi, güdüsel (motivational), bilişsel (cognitive) ve duygusal (emotional) alanlarda bozukluklar ortaya çıkartmaktadır.
Güdüsel alandaki bozukluk, istemli davranışlarda azalmayla kendini göstermektedir.
Bir başka ifadeyle, öğrenilmiş çaresizlik yaşantısı sonucunda bireyin motivasyonu düşmekte hiçbir şey yapmak istemez hale gelmektedir.
Ortaya çıkan bilişsel bozukluk ise, çabanın başarının anahtarı olduğunu anlamada sorun ortaya çıkmaktadır.
Birey, davranışının sonucunda ortaya çıkabilecek olası olumlu ve olumsuz sonuçları değerlendirememekte, olası seçeneklerini fark edememekte ve bunun sonucunda da bireyin düşünme sürecinde bir tıkanıklık ortaya çıkmaktadır.
Çaresizlik bireyden bireye değişkenlik gösterir. Her bireyin kendine özgü çaresizlik biçimi vardır. Bazı insanlar diğerlerine göre çaresizlik yaşamaya daha yatkın olabilmektedir.
Çaresizlik ölçülebilir mi?
Çaresizlikle başa çıkılabilir mi?
Çaresizliğin yaşam başarısına etkisi nedir?
Konu birkac gündür zihnimi mesgul ediyor.arti yorumlarinizi okuyunca kendimi sorgulamaya basladim. acaba eylemlerimle söylemlerim birmi diye. yasamis oldugum kötü hadiselerden ders cikartip temkinli davranmam bir kilif bahanemi yoksa... ögrenilmis caresizligin taa kendisimi. bir yerde bizlere yada bizler farkinda olmadan cevremize caresizligi asiliyormuyuz.
Ögerenilmis caresizlik yasamis oldugumuz toplumda ve insan iliskilerimizde,hayat standartlarimizi etkileyen en etgen faktör. Bilim adamlarinin`da vurguladigi gibi bireyden bireye degisiklik göstersede ne yazikki... zaman zaman güdüsel,bilissel ve duygusal olarak önümüze cikiyor. bireyin kendini tanimasi ve hangi kategoriye daha yatgin oldugunu bilmesi önemli.
evet arkadaslar yapmis oldugunuz yorumlar sayesinde ben hangi modele daha yatgin oldumu ögrendim.
birde Dekader kadin kollarin`da öncülük yapmaya beni uygun görmüssünüz teskkür ederim. bu konudaki düsüncelerimi ilerki zaman icinde Dekader konu basligi altinda sizlerle paylasacagim.
Muhabbetle kaliniz. :)
Ögerenilmis caresizlik yasamis oldugumuz toplumda ve insan iliskilerimizde,hayat standartlarimizi etkileyen en etgen faktör. Bilim adamlarinin`da vurguladigi gibi bireyden bireye degisiklik göstersede ne yazikki... zaman zaman güdüsel,bilissel ve duygusal olarak önümüze cikiyor. bireyin kendini tanimasi ve hangi kategoriye daha yatgin oldugunu bilmesi önemli.
evet arkadaslar yapmis oldugunuz yorumlar sayesinde ben hangi modele daha yatgin oldumu ögrendim.
birde Dekader kadin kollarin`da öncülük yapmaya beni uygun görmüssünüz teskkür ederim. bu konudaki düsüncelerimi ilerki zaman icinde Dekader konu basligi altinda sizlerle paylasacagim.
Muhabbetle kaliniz. :)
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
Zevkle okudum yazilarinizi, ne güzel yazmissiniz, ne güzel tartismissiniz.
Sizin de ifade ettiginiz gibi Ögrenilmis Caresizlik'le hergün karsilasiyoruz. Her yaptigimiz bir isi tekrar yaparken,
önceden olan birikimlerimizi ve tecrübelerimizi göz önüne getiriyorz, bir filim seriti gibi geciyor gözümüzün önünden.
Positif veya negatif olmasi hic önemli degil, sonucta bir seyi yaparken, eger eskiden ayni bu isi yaparken yasadigimiz
bir kötü animiz varsa, o ise daha temkinli yaklasmamiz hatta onu yapmaktan vazgecmemiz, aynen verdiginiz misallerde
oldugu gibi.
Ben hayattan bir misal verecek olursam, kendi ailemden vermek istiyorum bu misali: Babam 90 li yillarin basinda bir
market acti Avusturyada. Ticarete atilmaktan cok, akrabalarini ve köylülerini bu vesileyle yurtdisina getirmekti amaci.
Belki bu amacini bir nebze olsun basardi ama ticaret konusunda market yürümedi ve iflas etti ve ben beni bildim bileli
Babam borc öder. Neyse gecen yil bu zamanlar abim suan mevcut olan marketimizi acmayi hedeflerken Babam her daim
bu ise sicak bakmadi ve "oglum agrimayan basini agritma" gibi sözler etti. Ve biz bütün aile Babami
ikna edemedik, yani olmadi, neden? iste Ögrenilmis Caresizlik bence bu, yani bir insan bir konuda kötü bir tecrübe edindiyse
o isi ona tekrar yaptirmak gercekten güc bir sey. Ha tabi istisnalar yokmu, var, ama ne demisler istisnalar kaydeyi bozmaz.
Muhabbetle kaliniz
Sizin de ifade ettiginiz gibi Ögrenilmis Caresizlik'le hergün karsilasiyoruz. Her yaptigimiz bir isi tekrar yaparken,
önceden olan birikimlerimizi ve tecrübelerimizi göz önüne getiriyorz, bir filim seriti gibi geciyor gözümüzün önünden.
Positif veya negatif olmasi hic önemli degil, sonucta bir seyi yaparken, eger eskiden ayni bu isi yaparken yasadigimiz
bir kötü animiz varsa, o ise daha temkinli yaklasmamiz hatta onu yapmaktan vazgecmemiz, aynen verdiginiz misallerde
oldugu gibi.
Ben hayattan bir misal verecek olursam, kendi ailemden vermek istiyorum bu misali: Babam 90 li yillarin basinda bir
market acti Avusturyada. Ticarete atilmaktan cok, akrabalarini ve köylülerini bu vesileyle yurtdisina getirmekti amaci.
Belki bu amacini bir nebze olsun basardi ama ticaret konusunda market yürümedi ve iflas etti ve ben beni bildim bileli
Babam borc öder. Neyse gecen yil bu zamanlar abim suan mevcut olan marketimizi acmayi hedeflerken Babam her daim
bu ise sicak bakmadi ve "oglum agrimayan basini agritma" gibi sözler etti. Ve biz bütün aile Babami
ikna edemedik, yani olmadi, neden? iste Ögrenilmis Caresizlik bence bu, yani bir insan bir konuda kötü bir tecrübe edindiyse
o isi ona tekrar yaptirmak gercekten güc bir sey. Ha tabi istisnalar yokmu, var, ama ne demisler istisnalar kaydeyi bozmaz.
Muhabbetle kaliniz
- mehtap25_60
- Aktif üye

- Mesajlar: 896
- Kayıt: Sal Ara 05, 2006 8:35 pm
- Konum: Türkiye
- İletişim:
öğrenilmiş çaresizliğe çok güzel bir örnek vermişsin emiroğlu....keşke senin gibi diğer arkadaşlarda bu konudan kendilerine bi payçıkartabileler...sonuçta bi konu yazıyorsak ondan bişeyler kapmak adına çabamız olmalı diye düşünüyorum...
öğrenilmiş çaresizliğin tanımını yaptık artık biliyoruz....
peki nasıl kurtuluruz ne yapmamız gerekiyor.......
????
öğrenilmiş çaresizliğin tanımını yaptık artık biliyoruz....
peki nasıl kurtuluruz ne yapmamız gerekiyor.......
????

Soruna gecmeden meltem&mehtap bir sey söylemek istiyorum: Bugün burada birazdan (19:00 da bura saati ile) Gencler toplantisi yapilacak.
Ve konusmacilardan biriside biziz, ve hazirlandigim konuyu tahmin edin: Ögrenilmis caresizlik.
Tesekkürler bu konuyu acan meltem&mehtap ve tesekkürler bu konuyu böyle güzel derecede tartisan ve üzerinde yorum yapan hemsehrilerim.
Insan bir harf dahi ögrense ilk yapacagi is ögretmek olmasi lazim degilmi, iste bende yeni ögrendim ve insAllah birazdan bizim gibi genc beyinlere
devam aktarmaya calisacagim ve kaynak olarak da demirciliselemen.com u gösterecegim tabiki :)
demirciliselemen.com dünyanin heryerinde...
Selam ve Saygilar
Ve konusmacilardan biriside biziz, ve hazirlandigim konuyu tahmin edin: Ögrenilmis caresizlik.
Tesekkürler bu konuyu acan meltem&mehtap ve tesekkürler bu konuyu böyle güzel derecede tartisan ve üzerinde yorum yapan hemsehrilerim.
Insan bir harf dahi ögrense ilk yapacagi is ögretmek olmasi lazim degilmi, iste bende yeni ögrendim ve insAllah birazdan bizim gibi genc beyinlere
devam aktarmaya calisacagim ve kaynak olarak da demirciliselemen.com u gösterecegim tabiki :)
demirciliselemen.com dünyanin heryerinde...
Selam ve Saygilar
- mehtap25_60
- Aktif üye

- Mesajlar: 896
- Kayıt: Sal Ara 05, 2006 8:35 pm
- Konum: Türkiye
- İletişim:
bişeydeğil emiroğlu :) YANLIZ KOPYA ÇEKME...ZATEN OLAYIN BİRE BİR İÇİNDEYİZ...BU GÜN OLDUĞU GİBİ KENDİNDEN ÖRNEKLER VER KONUŞMANIN BAŞARILI OLACAĞINA EMİNİM...
SONUCU MERAK EDİYORUM :)
AYRICA SORULARIM HALA CEVAP BEKLİYOR....
Bİ KAÇ CEVAP BENDEN :)
Olumsuz düşünen insanları duymayın... Olumsuz düşünen insanlar olmayın... Yapabileceğinize inandığınız şeyleri yapmaktan vazgeçmeyin… İnsanları yapabilecek şeyleri yapmaktan vazgeçirmeyin… olumsuz çevre şartlarını düşünerek yapabileceklerinizi yapmaya devam edin. Neticede başarıya ulaşacaksınız................ :) :) :)
BUDA ZEYNEP ABLAM İÇİN KARTAL YAVRUSU ÖRNEĞİ :):):) ;;;;
Kartal yavrusu, bir vesileyle civcivlerin arasına düşmüş. Civciv olduğunu zannederek civcivler gibi yürürmüş. Civcivler gibi yeri gagalayıp yiyecek arıyormuş. Bir gün havada bir kartal görmüş.
· Muhteşem bir kuş bu ya. Ne kadar yükseklerden uçuyor. Keşke bende onun gibi olabilsem. Onun gibi yükseklerden süzülerek uçabilsem. Diye söylenirken. Yanındaki civcivler demiş ki:
· Bak biz civciviz, o ise kartal. Boşuna hayallere kapılma. Onun gibi yükseklerden uçamazsın.
Kartal yavrusu çok üzülmüş. Çünkü kendisinin de bir kartal olduğunu bilmiyormuş. Birilerinin ona kartal olduğunu söylemesi ve onu buna inandırması gerekiyormuş. Ama söyleyen olmayınca hayatının sonuna kadar civcivler arasında yaşamış.
SONUCU MERAK EDİYORUM :)
AYRICA SORULARIM HALA CEVAP BEKLİYOR....
Bİ KAÇ CEVAP BENDEN :)
Olumsuz düşünen insanları duymayın... Olumsuz düşünen insanlar olmayın... Yapabileceğinize inandığınız şeyleri yapmaktan vazgeçmeyin… İnsanları yapabilecek şeyleri yapmaktan vazgeçirmeyin… olumsuz çevre şartlarını düşünerek yapabileceklerinizi yapmaya devam edin. Neticede başarıya ulaşacaksınız................ :) :) :)
BUDA ZEYNEP ABLAM İÇİN KARTAL YAVRUSU ÖRNEĞİ :):):) ;;;;
Kartal yavrusu, bir vesileyle civcivlerin arasına düşmüş. Civciv olduğunu zannederek civcivler gibi yürürmüş. Civcivler gibi yeri gagalayıp yiyecek arıyormuş. Bir gün havada bir kartal görmüş.
· Muhteşem bir kuş bu ya. Ne kadar yükseklerden uçuyor. Keşke bende onun gibi olabilsem. Onun gibi yükseklerden süzülerek uçabilsem. Diye söylenirken. Yanındaki civcivler demiş ki:
· Bak biz civciviz, o ise kartal. Boşuna hayallere kapılma. Onun gibi yükseklerden uçamazsın.
Kartal yavrusu çok üzülmüş. Çünkü kendisinin de bir kartal olduğunu bilmiyormuş. Birilerinin ona kartal olduğunu söylemesi ve onu buna inandırması gerekiyormuş. Ama söyleyen olmayınca hayatının sonuna kadar civcivler arasında yaşamış.

Evet sagol meltem&mehtap, yok kopya yapmadim merak etme :) Dedigin gibi olayin bire bir icinde oldugumuz icin, cok kolay oldu anlatmak,
gercekten ilgi cekti konu, hayattan misallerle süslendirince konuyu daha iyi oldu insAllah hz. Allah tesirini halk eder.
Sonuc cok güzel, hem yeni tanistik genclerle hemde böyle bir konuyla gencleri düsünmeye sevk etmis olduk.
Hatta su hikayeyle bagladik konuyu:
Bilge ile Köpek
Bir bilge, bir göletin basında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar
gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıstır ama gölete
geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır.
Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu
içer. O anda bilge düsünür:
-Benim bundan öğrendiğim su oldu,der.
-Bir insanın istekleri ile arasindaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde
büyüttüğü engellerdir. insan bunu asarsa, istediklerini elde edebilir.
Bence senin sordugun soruya da bir nevi cevap bu, yani insan icindeki korkulara yenik düsmemeli.
(icindeki korkular = bu ister eskiden yasamis oldugu bir olumsuzluktan elde edilen bir tecrübe olsun
isterse etrafinda olumsuz konusanlar olsun).
gercekten ilgi cekti konu, hayattan misallerle süslendirince konuyu daha iyi oldu insAllah hz. Allah tesirini halk eder.
Sonuc cok güzel, hem yeni tanistik genclerle hemde böyle bir konuyla gencleri düsünmeye sevk etmis olduk.
Hatta su hikayeyle bagladik konuyu:
Bilge ile Köpek
Bir bilge, bir göletin basında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar
gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıstır ama gölete
geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır.
Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu
içer. O anda bilge düsünür:
-Benim bundan öğrendiğim su oldu,der.
-Bir insanın istekleri ile arasindaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde
büyüttüğü engellerdir. insan bunu asarsa, istediklerini elde edebilir.
Bence senin sordugun soruya da bir nevi cevap bu, yani insan icindeki korkulara yenik düsmemeli.
(icindeki korkular = bu ister eskiden yasamis oldugu bir olumsuzluktan elde edilen bir tecrübe olsun
isterse etrafinda olumsuz konusanlar olsun).
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye

- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Sevgili Emiroğlu demiş ki;
'''''Bence senin sordugun soruya da bir nevi cevap bu, yani insan icindeki korkulara yenik düsmemeli.
(icindeki korkular = bu ister eskiden yasamis oldugu bir olumsuzluktan elde edilen bir tecrübe olsun
isterse etrafinda olumsuz konusanlar olsun).'''''''
Bu konunun çok çeşitli bakiş açıları olduğu gerçeğide katılımcıların değerli yorumlarıyla ortaya çıkıyor. Emiroğlununda dediği gibi içimizdeki korkuları,geçmişte yaşadığımız kötü hadiseleri,edindiğimiz kötü alışkanlıkları,gıybeti,yalanı,dedikoduyu,böbürlenmeyi,insanlara tepeden bakmayı v.s bir kenara bırakıp korkmadan cesurca insan onuruna yaraşır şekilde yaşamımızı sürdürmeye çalışmalıyız.
Saygılar......
'''''Bence senin sordugun soruya da bir nevi cevap bu, yani insan icindeki korkulara yenik düsmemeli.
(icindeki korkular = bu ister eskiden yasamis oldugu bir olumsuzluktan elde edilen bir tecrübe olsun
isterse etrafinda olumsuz konusanlar olsun).'''''''
Bu konunun çok çeşitli bakiş açıları olduğu gerçeğide katılımcıların değerli yorumlarıyla ortaya çıkıyor. Emiroğlununda dediği gibi içimizdeki korkuları,geçmişte yaşadığımız kötü hadiseleri,edindiğimiz kötü alışkanlıkları,gıybeti,yalanı,dedikoduyu,böbürlenmeyi,insanlara tepeden bakmayı v.s bir kenara bırakıp korkmadan cesurca insan onuruna yaraşır şekilde yaşamımızı sürdürmeye çalışmalıyız.
Saygılar......



