KOSOVA BAĞIMSIZLIĞINI İLAN ETTİ
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
KOSOVA BAĞIMSIZLIĞINI İLAN ETTİ
Bağımsızlığını ilan eden Kosova, yaşlaşık 500 yıl boyunca Osmanlı yönetiminde kaldı.
Osmanlı İmparatorluğu'nca 1375 yılında fethedilen Kosova'ya yerleşen Türkler, 1877-78 harbinden sonra Osmanlı'nın etkinliğinin azalmasıyla azınlık durumuna düşmeye başladı. Balkan savaşları sonucu (1912-1913) elden çıkan bölgedeki Türkler, krallık (1918) ve komünist Yugoslavya (1945) döneminde üç büyük göç ve katliama uğradı. 1930 yıllarında kamulaştırma reformu altında Türklerin elinden araziler zorla alınarak Sırplara verildi ve Türkler göçe zorlandı. İkincisi ise 1956-60 yılları arasında Türklerden silah toplama kampanyası adı altında büyük eziyet başladı ve bunun sonucu olarak ikinci kez göç yaşandı.
Sırpların bu iki baskısından sonra, 1968-1990 yılları arasında da Türkler, Arnavutların asimilasyon politikasına maruz kaldı. Bütün bunlara rağmen Kosova'da kalan resmi istatistiklere göre 12 bin, gerçekte 20-25 bin Türk, oradaki Türk kültürünü yaşatmayı başardı.
Tarih kitaplarına göre Osmanlılar, 1389'da Sırplara ve Avrupalı müttefiklerine karşı kazandıkları meşhur Kosova savaşından sonra bölgeye tamamıyla hakim oldu ve Kosova vilayeti 1877 yılında teşkil edildi. Halil Rıfat Paşa bölgenin ilk valisi tayin edildi.
Vilayetin merkez sancağı 1879-1893 tarihleri arasında Priştine, 1893 tarihinde itibaren ise Üsküp şehri oldu. Kosova Vilayeti'nin nüfusu 1893 tarihi itibariyle 847 bin 419'du. Bunun 507 bin 80'i Müslüman, 340 bin 339'ı Hristiyan'dı. Vilayet 1896 yılında 6 sancağa ayrıldı. Bunlar; Üsküp (Merkez) Priştine, Prizren, İpek, Yenipazar ve Taşlıca sancaklarıydı. Vilayette Türk, Arnavut, Boşnak gibi Müslüman unsurlar ve Bulgar, Makedon, Sırp, Rum, Ulah gibi Hristiyan birçok etnik unsur bir arada yaşadı.
Berlin konferansında (1878) Kosova'nın büyük bir kısmı Sırbistan ve Karadağ'a havale edildi. Bu karar, konferanstan önce başlamış olan etnik temizlik hareketini hızlandırdı. Nis, Leskovça ve Topluca gibi şehirlerin nüfusu Türkiye'ye göç etmeye zorlandı. 22 Mart 1913 yapılan Londra Sefirler Toplantısı sonucu Arnavutluk'un bağımsızlığı tanınırken Kosova, Sırbistan'a bağlandı.1919-1920 Versay Barış Konferansı ile Kosova'nın Sırbistan'a bağlanması meşrulaştırıldı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın Almanya'ya teslim olması üzerine Tito tarafından kurulan meclisçe Yugoslavya 1945 yılında ilan edildi ve monarşi yıkıldı. Bu olaydan sonra Kosova, Yugoslavya'ya bağlı bir eyalet statüsüne geçti.
Kurulan yeni Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti'nde yönetimin uyguladığı baskı politikası sonucu yine Müslüman topluluğunun Türkiye'ye göçü devam etti.
Özellikle, Kosova Türklerinin göçü, Sırp yönetimin 1953 yılında silah toplama eylemi sırasında yoğunluk kazandı. O dönemde, Tito Yugoslavyası'nın ikinci adamı konumundaki Aleksandar Rankoviç'in altı cumhuriyet ve iki özerk bölgeden oluşan Yugoslavya'nın Müslüman toplumların yaşadıkları bölgeler olan Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Karadağ ve Sancak'ta baskıların artması nedeniyle, Türkiye'ye Türk, Boşnak ve Arnavutların göçü daha da hızlandı.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda kurulan Tito Yugoslavyası'nda da Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türklerin en yoğun yaşadıkları bölgelerde, Kosova ve Batı Makedonya'da (Kalkandelen, Gostivar, Debre) varlıkları kabul edilmedi. Türklerin yoğun ısrarı üzere dönemin Yugoslavya Komünist Partisi, 8 yıllık bir aradan sonra 1951 yılının ilkbaharında Kosova'da da Türklerin varlığını tanıma kararı aldı.
Türklerin resmen tanındığı 1951 yılı, Kosova Türkleri için bir dönüşüm yılı oldu. En önemli merkezlerde anaokullar, ilkokullar, Türk kültür-sanat dernekleri açıldı. Priştine Radyosu'nda Türkçe yayınlar başladı. Kosova'da ancak 300-400 kadar Türk var derken, 1953 yılında yapılan nüfus sayımında Türklerin sayısı 34 bin civarında belirlendi.
Yugoslavya Anayasası'nda değişiklikler yapılarak hazırlanan yeni 1974 Kosova Anayasası'na göre Kosova'da Arnavutça ve Sırpçanın yanı sıra Türklerin yaşadıkları yerlerde Türkçe de resmi dil oldu. Bu anayasal değişiklikler Kosova'nın Sırbistan kontrolünden kurtulması da demekti. 1975 yılında Priştine Üniversitesi kuruldu. Arnavutça ve Sırpça öğretimin yapıldığı üniversite Arnavutların yüksek öğrenimi için son derece önemliydi. Zamanla, eğitimli genç Arnavutlar yavaş yavaş yönetimi ele geçiriyordu.
Slobodan Miloseviç yönetimindeki Yugoslovya'da 1989 yılında, 1974 Federal Anayasası'nın güvence altına aldığı Kosova'nin özerklik hakkini iptal etti. Özerkliği alınan Kosova sıradan bir Sırp belediyesine dönüştürüldü. 1990 yılında Yugoslavya'da çok partili düzene geçildi ve ilk seçimler yapıldı. Arnavutlar, seçimleri boykot ederek 2 Temmuz 1990 günü Kaçanik'te Kosova Cumhuriyeti, 7 Eylül 1990 günü de Kaçanik Anayasası'nı ilan ettiler. 1991'de yapılan referandumda halkın yüzde 99,87'si bağımsızlık için oy kullandı ve tek taraflı Kosova'nın bağımsızlığı ilan edildi.
Sırp rejiminin bütün baskılarına rağmen 1992'de Arnavutlar Kosova'da genel seçim düzenledi. Bunun neticesinde Kosova Cumhuriyeti parlamentosu oluştu ve İbrahim Rugova Kosova Cumhuriyeti'nin ilk başkanı seçildi. Kosova'nın bağımsızlığını Arnavutluk tanıdı, Bosna, Hırvatistan ve Slovenya destekledi.
Bugün saat 16 00 itibarı ile tam bağımsızlığını ilan eden Kosovalı kardeşlerimizin bundan sonraki süreçte Allah yardımcıları olsun.
Osmanlı İmparatorluğu'nca 1375 yılında fethedilen Kosova'ya yerleşen Türkler, 1877-78 harbinden sonra Osmanlı'nın etkinliğinin azalmasıyla azınlık durumuna düşmeye başladı. Balkan savaşları sonucu (1912-1913) elden çıkan bölgedeki Türkler, krallık (1918) ve komünist Yugoslavya (1945) döneminde üç büyük göç ve katliama uğradı. 1930 yıllarında kamulaştırma reformu altında Türklerin elinden araziler zorla alınarak Sırplara verildi ve Türkler göçe zorlandı. İkincisi ise 1956-60 yılları arasında Türklerden silah toplama kampanyası adı altında büyük eziyet başladı ve bunun sonucu olarak ikinci kez göç yaşandı.
Sırpların bu iki baskısından sonra, 1968-1990 yılları arasında da Türkler, Arnavutların asimilasyon politikasına maruz kaldı. Bütün bunlara rağmen Kosova'da kalan resmi istatistiklere göre 12 bin, gerçekte 20-25 bin Türk, oradaki Türk kültürünü yaşatmayı başardı.
Tarih kitaplarına göre Osmanlılar, 1389'da Sırplara ve Avrupalı müttefiklerine karşı kazandıkları meşhur Kosova savaşından sonra bölgeye tamamıyla hakim oldu ve Kosova vilayeti 1877 yılında teşkil edildi. Halil Rıfat Paşa bölgenin ilk valisi tayin edildi.
Vilayetin merkez sancağı 1879-1893 tarihleri arasında Priştine, 1893 tarihinde itibaren ise Üsküp şehri oldu. Kosova Vilayeti'nin nüfusu 1893 tarihi itibariyle 847 bin 419'du. Bunun 507 bin 80'i Müslüman, 340 bin 339'ı Hristiyan'dı. Vilayet 1896 yılında 6 sancağa ayrıldı. Bunlar; Üsküp (Merkez) Priştine, Prizren, İpek, Yenipazar ve Taşlıca sancaklarıydı. Vilayette Türk, Arnavut, Boşnak gibi Müslüman unsurlar ve Bulgar, Makedon, Sırp, Rum, Ulah gibi Hristiyan birçok etnik unsur bir arada yaşadı.
Berlin konferansında (1878) Kosova'nın büyük bir kısmı Sırbistan ve Karadağ'a havale edildi. Bu karar, konferanstan önce başlamış olan etnik temizlik hareketini hızlandırdı. Nis, Leskovça ve Topluca gibi şehirlerin nüfusu Türkiye'ye göç etmeye zorlandı. 22 Mart 1913 yapılan Londra Sefirler Toplantısı sonucu Arnavutluk'un bağımsızlığı tanınırken Kosova, Sırbistan'a bağlandı.1919-1920 Versay Barış Konferansı ile Kosova'nın Sırbistan'a bağlanması meşrulaştırıldı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın Almanya'ya teslim olması üzerine Tito tarafından kurulan meclisçe Yugoslavya 1945 yılında ilan edildi ve monarşi yıkıldı. Bu olaydan sonra Kosova, Yugoslavya'ya bağlı bir eyalet statüsüne geçti.
Kurulan yeni Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti'nde yönetimin uyguladığı baskı politikası sonucu yine Müslüman topluluğunun Türkiye'ye göçü devam etti.
Özellikle, Kosova Türklerinin göçü, Sırp yönetimin 1953 yılında silah toplama eylemi sırasında yoğunluk kazandı. O dönemde, Tito Yugoslavyası'nın ikinci adamı konumundaki Aleksandar Rankoviç'in altı cumhuriyet ve iki özerk bölgeden oluşan Yugoslavya'nın Müslüman toplumların yaşadıkları bölgeler olan Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Karadağ ve Sancak'ta baskıların artması nedeniyle, Türkiye'ye Türk, Boşnak ve Arnavutların göçü daha da hızlandı.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda kurulan Tito Yugoslavyası'nda da Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türklerin en yoğun yaşadıkları bölgelerde, Kosova ve Batı Makedonya'da (Kalkandelen, Gostivar, Debre) varlıkları kabul edilmedi. Türklerin yoğun ısrarı üzere dönemin Yugoslavya Komünist Partisi, 8 yıllık bir aradan sonra 1951 yılının ilkbaharında Kosova'da da Türklerin varlığını tanıma kararı aldı.
Türklerin resmen tanındığı 1951 yılı, Kosova Türkleri için bir dönüşüm yılı oldu. En önemli merkezlerde anaokullar, ilkokullar, Türk kültür-sanat dernekleri açıldı. Priştine Radyosu'nda Türkçe yayınlar başladı. Kosova'da ancak 300-400 kadar Türk var derken, 1953 yılında yapılan nüfus sayımında Türklerin sayısı 34 bin civarında belirlendi.
Yugoslavya Anayasası'nda değişiklikler yapılarak hazırlanan yeni 1974 Kosova Anayasası'na göre Kosova'da Arnavutça ve Sırpçanın yanı sıra Türklerin yaşadıkları yerlerde Türkçe de resmi dil oldu. Bu anayasal değişiklikler Kosova'nın Sırbistan kontrolünden kurtulması da demekti. 1975 yılında Priştine Üniversitesi kuruldu. Arnavutça ve Sırpça öğretimin yapıldığı üniversite Arnavutların yüksek öğrenimi için son derece önemliydi. Zamanla, eğitimli genç Arnavutlar yavaş yavaş yönetimi ele geçiriyordu.
Slobodan Miloseviç yönetimindeki Yugoslovya'da 1989 yılında, 1974 Federal Anayasası'nın güvence altına aldığı Kosova'nin özerklik hakkini iptal etti. Özerkliği alınan Kosova sıradan bir Sırp belediyesine dönüştürüldü. 1990 yılında Yugoslavya'da çok partili düzene geçildi ve ilk seçimler yapıldı. Arnavutlar, seçimleri boykot ederek 2 Temmuz 1990 günü Kaçanik'te Kosova Cumhuriyeti, 7 Eylül 1990 günü de Kaçanik Anayasası'nı ilan ettiler. 1991'de yapılan referandumda halkın yüzde 99,87'si bağımsızlık için oy kullandı ve tek taraflı Kosova'nın bağımsızlığı ilan edildi.
Sırp rejiminin bütün baskılarına rağmen 1992'de Arnavutlar Kosova'da genel seçim düzenledi. Bunun neticesinde Kosova Cumhuriyeti parlamentosu oluştu ve İbrahim Rugova Kosova Cumhuriyeti'nin ilk başkanı seçildi. Kosova'nın bağımsızlığını Arnavutluk tanıdı, Bosna, Hırvatistan ve Slovenya destekledi.
Bugün saat 16 00 itibarı ile tam bağımsızlığını ilan eden Kosovalı kardeşlerimizin bundan sonraki süreçte Allah yardımcıları olsun.
- emrahyildiz
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 381
- Kayıt: Cum Ara 28, 2007 5:14 pm
- Konum: İstanbul
sayın erkan abicim bu konuyu bizimle paylaştıgın için ilk önce teşşkekür ediyorum.bende tvden izledigim kadarıyla biliodum bügun bagımsızlıklarını ilan etmişlerdi. çünkü bu diger kardeşlerimiz ve yoldaşlarımız için de önemli bir adımdır allah bundan sonrasına yar ve yardımcı olur inşallah.
kız dedigin İSTANBUL gibi olmalı fetihi zor ama fatihi tek olmalı
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
slm
[font=Arial Black]evet erkan abı bu konuyu bizimle paylaştıgın bende teşşkekür ediyorum.bugun gordum tvde bagımsızlıklarını ilan etmişler.
emrahada katılıyorum aynen bu diger kardeşlerimiz ve yoldaşlarımız bir adımdır allah bundan sonrasına yar ve yardımcı olur inşallah.[/font]
emrahada katılıyorum aynen bu diger kardeşlerimiz ve yoldaşlarımız bir adımdır allah bundan sonrasına yar ve yardımcı olur inşallah.[/font]

amirime katılıyorum :) geç kalınmış bir karar bence ama geç oldu temiz oldu..... avrupada türk gücü dahada hissedilecek
YoksuLLuk KorkusuyLa Ömrü Sérvét Peşindé Harcayanda Gördüm FakirLigin Özünü .. Çévirdim Yüzümü ( ! )
aklım çok uzaklarda türkiye sınırları içinde istanbul sınırları dışında
GERÇEKLER ACIDIR GERÇEĞİM ACITIRIM....(İSTANBULUM)
aklım çok uzaklarda türkiye sınırları içinde istanbul sınırları dışında
GERÇEKLER ACIDIR GERÇEĞİM ACITIRIM....(İSTANBULUM)
- yusuf_daldal
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 183
- Kayıt: Sal Şub 05, 2008 12:47 am
- Konum: Yurt Dışı
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 287
- Kayıt: Prş Oca 24, 2008 9:54 am
- Konum: İstanbul

KOSOVA (MEŞHED-İ HÜDEVENDİGAR) DİYARI
Yugoslavya'da yaşayan Türkler'in mazisi 5. yüzyıla dayanır. Bu yüzyılda Avarlar'ın, Peçenekler'in, Uzlar'ın, Kumanlar'ın buralara yerleştiklerini biliyoruz. Özellikle Kosova Meydan Muhaberesi'nden ( 1389 ) sonra 6 asırlık bir dönem içerisinde diğer milletlerle beraber huzurlu bir şekilde yaşamışlardır. Osmanlılar'ın buralara ayak basmasıyla 1912 yılına kadar her alanda faaliyet gösteren Türkler, Balkan Harbi'yle birlikte ( 1912 ) okulları kapatılarak, baskı altına alınmışlar ve göçe zorlanmışlardır. Kosova'da 40.000-50.000 arasında Türk yaşamaktadır. 1990'11 yıllarda Doğu ülkelerinde esen demokrasi rüzgarları Yugoslavya'yı da etkisi altına almış ve tek partili sistemden çok partili sisteme geçilmiştir. Kosova Türkleri bundan yararlandı. Tek partili sistemde milli azınlıkların hakları aynı parti altında garanti altına alınmıştı. Çok partili sisteme geçilince, Türk toplumu kendi varlığını koruyabilmek için bir siyasi örgütte toplanma ihtiyacını duydu. 19 Temmuz 1990'da Prizren'de Türk Demokratik Birliği Partisi kuruldu. Partinin kurulmasıyla bunalımlı günler geçiren Türk toplumu rahatlamıştır. Ayrıca Türk okullarının kapatılması ve Türk soyluların maruz kalabilecekleri ayırımcılık büyük ölçüde giderilmiştir.
EĞİTİM
Bugün Kosova'da Prizren Momuço, priştine, Gilan, Dohırçan, Mitroviça ve Vıçıtırn yerleşim merkezlerinde toplam 11 ilköğretim okulunda 1952, 3 anaokulunda 90 olmak üzere toplam 2.048 öğrenci okumaktadır. Ayrıca 6 Lisede 444 ve Priştine Üniversitesi'ndeS0 öğrenci olmak üzere bu sayı toplam 2.532'ye ulaşmıştır. Bunların yanı sıra devlet imkanlarıyla haftada bir çıkan Tan Gazetesi ile Türk Demokratik Birliği'nin yayın organı Sesimiz gazetesi, Çevren, Çığ,Kuş, Bay, inci dergileri ; günde yarım saat haber yayını yapan priştine Televizyonu ve yerel radyolar bulunmaktadır. Kosova ve Sancak Türkleri, Balkanlardaki diğer Türk toplulukları gibi dil ve kültürlerine bağlı kalmanın çabasını göstermekte ve Türkiye'ye bağlılıklarını a sürdürmektedirler.
(ERKAN BEYE SONSUZ TEŞEKKÜRLER BİZE BALKAN TÜRKLERİNİ HATIRLATTIĞI İÇİN)
BİR YERDE KÜÇÜK İNSANLARIN GÖLGESİ OLUŞUYORSA ORDA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.
- yilmaz.sahin
- Forum Yöneticisi
- Mesajlar: 2053
- Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Kosovalıyız...
Kosova'nın bağımsızlığı için daha iyi bir gün olamazdı. Arnavutlar önceden planlamamış olmalarına rağmen öyle bir günde bağımsızlıklarını ilan etti ki AB'de kendilerine en sert muhalefeti yapan Papadopulos'tan ilahi bir intikam aldı. Rumların seçim gününe denk gelen bağımsızlık ilanı "KKTC ile Kosova arasındaki 5 benzerliği bulun" türü esprili makalelere yol açarken, AB üyeliğini Türkiye ve KKTC'nin burnunu sürtmek için tepe tepe kullanan Rum liderliği artık ilelebet Kosova'nın gölgesini ensesinde hissedecek.
KKTC ile Kosova arasındaki farklılıklara rağmen birbirine benzeyen çok mühim unsurlar var. Arnavutlar ve Sırplar aynen Türkler ve Rumlar gibi farklı din, dil, tarih ve kültür havzalarına aitler. Rumlar, 1963 ile 1974 arasında Türk toplumunu yok etmeye çalışırken, kara paralarını Papadopulos marifetiyle Rum Kesimi'nde aklayan Miloseviç Kosova'dan Arnavutları temizlemek için büyük katliamlar eşliğinde modern bir tehcir programı uyguladı.
Kıbrıs'ın Türksüzleştirilmesine Ankara'nın meşru askerî harekâtı son verirken, Miloseviç'e NATO "dur" dedi. Miloseviç 1974 Anayasası'nın Kosova'ya verdiği geniş özerkliği 1989'da kaldırarak, NATO harekâtına davetiye çıkarırken, Makarios'un 1963'te anayasayı Rumlar lehine tadil etme girişimi 1974 harekâtına zemin hazırladı.
Putin, "40 yıldır KKTC'yi neden tanımıyorsunuz? Bu kadar çifte standart uygulamaktan utanmıyor musunuz?" sözlerini Türkler için değil, Sırplar için sarf etmiş olsa da önemli bir gerçeğe işaret ediyor. Bundan sonra ne Rum Kesimi ne de AB Kosova-KKTC benzerliğinin gündeme gelmesine itiraz edebilecektir. İtiraz etseler de ikna edici olamayacaklardır!
Kosova'nın bağımsızlığını ilan ettiği gün Rumların nasıl bir cumhurbaşkanı seçeceklerine karar vermeleri sadece KKTC'yi değil, Türkiye, AB ve NATO'yu da yakından ilgilendiriyor. KKTC'nin tecridini AB marifetiyle sürdürmeyi başaran, Türkiye-AB müzakerelerini 8 fasılda dondurarak süreci sakatlayan ve AB-NATO işbirliğini askıya aldıran Papadopulos'un favori iken daha ilk turda elenmesi iyiye işaret. Muhtemel cumhurbaşkanları Yannis Kasulides ve Dimitris Hristofyas, "Kosova" mesajını almazlar ve acilen anlamlı bir barış sürecini başlatmazlarsa Kosova'nın laneti onları da bulacaktır. Kosova'nın bağımsızlığını ilan ettiği gün Papadopulos'un muhtemelen dönmemek üzere aktif siyasete veda etmesi KKTC, Türkiye, Kosova, AB ve NATO için iyi haber!
[ KAYNAK : Zaman - 18.02.2008 - S. Gültaşlı]
KKTC ile Kosova arasındaki farklılıklara rağmen birbirine benzeyen çok mühim unsurlar var. Arnavutlar ve Sırplar aynen Türkler ve Rumlar gibi farklı din, dil, tarih ve kültür havzalarına aitler. Rumlar, 1963 ile 1974 arasında Türk toplumunu yok etmeye çalışırken, kara paralarını Papadopulos marifetiyle Rum Kesimi'nde aklayan Miloseviç Kosova'dan Arnavutları temizlemek için büyük katliamlar eşliğinde modern bir tehcir programı uyguladı.
Kıbrıs'ın Türksüzleştirilmesine Ankara'nın meşru askerî harekâtı son verirken, Miloseviç'e NATO "dur" dedi. Miloseviç 1974 Anayasası'nın Kosova'ya verdiği geniş özerkliği 1989'da kaldırarak, NATO harekâtına davetiye çıkarırken, Makarios'un 1963'te anayasayı Rumlar lehine tadil etme girişimi 1974 harekâtına zemin hazırladı.
Putin, "40 yıldır KKTC'yi neden tanımıyorsunuz? Bu kadar çifte standart uygulamaktan utanmıyor musunuz?" sözlerini Türkler için değil, Sırplar için sarf etmiş olsa da önemli bir gerçeğe işaret ediyor. Bundan sonra ne Rum Kesimi ne de AB Kosova-KKTC benzerliğinin gündeme gelmesine itiraz edebilecektir. İtiraz etseler de ikna edici olamayacaklardır!
Kosova'nın bağımsızlığını ilan ettiği gün Rumların nasıl bir cumhurbaşkanı seçeceklerine karar vermeleri sadece KKTC'yi değil, Türkiye, AB ve NATO'yu da yakından ilgilendiriyor. KKTC'nin tecridini AB marifetiyle sürdürmeyi başaran, Türkiye-AB müzakerelerini 8 fasılda dondurarak süreci sakatlayan ve AB-NATO işbirliğini askıya aldıran Papadopulos'un favori iken daha ilk turda elenmesi iyiye işaret. Muhtemel cumhurbaşkanları Yannis Kasulides ve Dimitris Hristofyas, "Kosova" mesajını almazlar ve acilen anlamlı bir barış sürecini başlatmazlarsa Kosova'nın laneti onları da bulacaktır. Kosova'nın bağımsızlığını ilan ettiği gün Papadopulos'un muhtemelen dönmemek üzere aktif siyasete veda etmesi KKTC, Türkiye, Kosova, AB ve NATO için iyi haber!
[ KAYNAK : Zaman - 18.02.2008 - S. Gültaşlı]
"Söz uçar yazı kalır"
- Ugur Ozdemir
- Bölüm Yetkilisi
- Mesajlar: 993
- Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
- Konum: Yurt Dışı