Mesaj
gönderen ERKAN_OZDEMIR » Pzt Oca 07, 2008 2:49 pm
Sevgili arkadaşlar;
İnsan, hayatta kaldığı müddetçe konuşmak zorundadır. Bazıları, konuşmalarını gayet itinalı, konuşma esnasında dikkat edilmesi gereken her ayrıntıya uyarak yaparken bazıları da, asla akıllı bir ferde yakışmayacak, hatta kendi şahsiyetini rencide edecek, nerede nasıl ve ne konuşacağını bilmeden uluorta kelimeler sarf etmektedirler. Halbuki konuşmanın da bir usulü, kaide ve kuralları vardır. Her yerde, her doğru ve yanlışı dillendirmek doğru olmayabileceği gibi, yine her yerde, suskun kalmakta yanlış olabilecektir. İnsanın ağzından çıkan herhangi bir söz onun akıl, ahlak ve bilgi seviyesine delalet eder. Bu, fert bazında böyle olduğu gibi toplumsal oluşumlarda da onların, genel seviye ve vurgularına nispet etmesi bakımından böyledir.
Bu nedenle, özellikle söz söylediğinde ağzına bakılan, konuşması ve susması ayrıntılarıyla dikkate alınan kimsenin veya "konuştuğum ve konuşmam gerekirken sessiz kaldığım her şeyden hesaba çekileceğim" diye ahiret endişesi taşıyan her bir ferdin, bu alanda mutlaka yeterli ve hassas olmaları gerekmektedir.
İnsan, diline sahip ve hakim olmalıdır. Kendisini ilgilendirmeyen hususlara girmemeli ve sorumlu bulunmadığı alanlara atılmamalıdır.Eğer dertler meseleler bir kelimeyle izah edilebiliyorsa ikincisi fuzulidir.Çünkü konuşma çoğaldıkça hem meselelerin anlamı yitirilebilir,hemde aşırı abartılıve tehlikeli alanlara kayabilir.Boş lakırtılar,kişinin ağırlığını ortadan kaldırır.İnsanları kırmanın,incitmenin,yaralamanın,kötü söz söylemenin kendisine kazandıracağı hiç bir kar payı yoktur.
Hepinizin yazılarını dikkatle okuyorum.İçimizden hiç bir kişi çıkıpta neden bunları tartışıyoruz,bizler neden bu haldeyiz,bu halde oluşumuzun sebepleri nelerdir,insanlarımız neden birbirlerine karşı bu denli öfkeyle yaklaşıyor,aramızdaki bu ayrılıkların sebepleri nelerdir,bunları ortadan kaldırmak için neler yapmalıyız vs diye düşünmüyor.Herkes kendine göre düşüncesini açıklıyor,tabiki açıklayacak,ama burada gözetmemiz gereken bizim toplumumuzdur.Bizler hayatımızın sonuna kadar bu şekilde mi yaşayacağız.Birbirimizi neden çekemiyoruz,neden birbirimize tahammülümüz yok,kendi hırs ve ihtiraslarımızı bir tarafa bırakıp,toplumumuza insanlarımıza faydalı olacak,birleştirici ve bütünleştirici faaliyetlerle neden uğraşmıyoruz.
Değerli arkadaşlar
Demircili kasabası ekonomik alanda özellikle Avrupada ki vatandaşlarımızın büyük katkılarıyla Reşadiyedeki diğer belde ve Kasabalara nazaran bayağı yok katetmiştir.Belediye imkanına da kavuşarakta resmiyetteki statüsünü genişletmiştir.İşte burada siz değerli kardeşlerime,bizlere ve idarecilerimize büyük sorumluluklar düşmektedir.Siz gençler bundan sonra ki süreçte objektif kararlar vermez iseniz durumumuz dahada iyiye gitmeyecektir.Sorumluluklarımızı yerine getirirken sadece kendi hevesimizi isteğimizi değil,toplumumuzu,cocuklarımızı,geleceğimizi düşünerek karar vermeliy.Toplumdaki liderler,ileri gelenler,büyükler çok önemlidir,onlarada bu oluşumda büyük sorumluluklar düşmektedir.Ama ben bu zamana kadar bizim toplumumuzda ne yazk ki bu oluşumu göremedim.Neticede bizler aynı kasabanın insanlarıyız.Gelin bundan sonraki süreçte hep beraber birleştirici,bütünleştirici,hiç bir şahsi çıkar ve menfaat gözetmeden,insanlarımız arasında ki ayrılığa son vererek kasabamızı bilgili,kültürlü,samimi,dünyayı tanıyan kişilerle beraber daha mutlu ve aydınlık yarınlara götürelim.Biraz uzun oldu kusura bakmayın.
Hepinize saygılar sunarım.
Erkan ÖZDEMİR.