KABİR AZABI!!!!!!!!
Gönderilme zamanı: Pzt Mar 19, 2007 12:51 pm
Buharî, Kitab-ül Cenaiz 128 numaralı rivâyet:
“.... Enes ibn-i Malik onlara şöyle tahdis etmiştir: “Rasülüllah şöyle buyurdu: “Kul, kabri içine konulduğu ve arkadaşları ile cemaati geriye dönüp gittikleri zaman –ki ölü bunların yürürken çıkardıkları ayakkabılarınnın seslerini bile muhakkak işitir- ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona:
_ Şu Muhammed adlı kimse hakkında ne der idin? Diye sorarlar.
Bu soruya muhatap olan mü’min kul:
_ O’nun allah’ın kulu ve rasülü olduğuna şehadet ederim, der. Bunun üzerine melekler tarafından:
_ Cehennemdeki oturacak yerine bak. Allah bu azap yerini senin için cennetten bir oturacak makama tebdil etti, denilir de o mü’min kul, cehennem ve cennetteki o iki makamını beraberce görür”.
Katade: “O mü’mine, kabri içinde bir genişlik verileceği bize zikrolundu” dedi ve sonra yine Enes hadisine döndü. Rasülüllah şöyle buyurdu:
“münafık ve kafir olan kula gelince, ona da:
_ Ben O’nun hakkında bir şey bilmiyorum. Ben sadece insanların onun hakkında söyleye geldikleri sözü söylerdim, diye cevap verir.
Bunun üzerine ona:
_ Anlamadın ve uymadın, denir ve ona demirden tokmaklarla öyle bir vuruş vurulur ki, derhal şiddetli bir sayha ile bağırır. Bu bağırışı insan ve cinlerden ibaret olan iki ağırlıktan başka bu ölüye yakın olan her şey işitir.”
Tirmizî, Kitab-ül Cenaiz 70 numaralı rivâyet:
“Ölü kabre konulunca birine Münker, diğerine Nekîr denilen iki siyah, çakır gözlü melek gelir. “Bu adam hakkında ne diyorsun?” derler. O da hayatta söylediği gibi:
_ O, Allah’ın kulu ve elçisidir. Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna tanıklık ederim, der. Melekler:
_ Senin böyle söylediğini biliyorduk, derler.
Sonra onun kabrinde, yetmiş çarpı yetmiş arşın yer açılır, kabrinin içi aydınlatılır. Ona:
_ Uyu, denilir. O der ki:
_ Gideyim, aileme haber vereyim. Melekler derler ki.
_ Gelin gibi uyu. Kendi ailesi içinde en sevdiği kimseden başkasının uyandıramayacağı gelin gibi uyu. Tâ Allah onu yattığı yerden kaldırıncaya kadar. Münafık ise:
_ Ben onun hakkında insanların bir şeyler söylediğini duydum, ben de öyle dedim. Bilmiyorum, der. Melekler derler ki:
_ Zaten biz senin böyle dediğini biliyorduk!
Toprağa da:
_ Onu sıkıştır! Denilir.
Toprak onu öyle sıkıştırır ki kaburga kemikleri birbirine geçer. Allah kıyamette onu yattığı yerden diriltinceye kadar ona böyle azap edilir.”
“.... Enes ibn-i Malik onlara şöyle tahdis etmiştir: “Rasülüllah şöyle buyurdu: “Kul, kabri içine konulduğu ve arkadaşları ile cemaati geriye dönüp gittikleri zaman –ki ölü bunların yürürken çıkardıkları ayakkabılarınnın seslerini bile muhakkak işitir- ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona:
_ Şu Muhammed adlı kimse hakkında ne der idin? Diye sorarlar.
Bu soruya muhatap olan mü’min kul:
_ O’nun allah’ın kulu ve rasülü olduğuna şehadet ederim, der. Bunun üzerine melekler tarafından:
_ Cehennemdeki oturacak yerine bak. Allah bu azap yerini senin için cennetten bir oturacak makama tebdil etti, denilir de o mü’min kul, cehennem ve cennetteki o iki makamını beraberce görür”.
Katade: “O mü’mine, kabri içinde bir genişlik verileceği bize zikrolundu” dedi ve sonra yine Enes hadisine döndü. Rasülüllah şöyle buyurdu:
“münafık ve kafir olan kula gelince, ona da:
_ Ben O’nun hakkında bir şey bilmiyorum. Ben sadece insanların onun hakkında söyleye geldikleri sözü söylerdim, diye cevap verir.
Bunun üzerine ona:
_ Anlamadın ve uymadın, denir ve ona demirden tokmaklarla öyle bir vuruş vurulur ki, derhal şiddetli bir sayha ile bağırır. Bu bağırışı insan ve cinlerden ibaret olan iki ağırlıktan başka bu ölüye yakın olan her şey işitir.”
Tirmizî, Kitab-ül Cenaiz 70 numaralı rivâyet:
“Ölü kabre konulunca birine Münker, diğerine Nekîr denilen iki siyah, çakır gözlü melek gelir. “Bu adam hakkında ne diyorsun?” derler. O da hayatta söylediği gibi:
_ O, Allah’ın kulu ve elçisidir. Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna tanıklık ederim, der. Melekler:
_ Senin böyle söylediğini biliyorduk, derler.
Sonra onun kabrinde, yetmiş çarpı yetmiş arşın yer açılır, kabrinin içi aydınlatılır. Ona:
_ Uyu, denilir. O der ki:
_ Gideyim, aileme haber vereyim. Melekler derler ki.
_ Gelin gibi uyu. Kendi ailesi içinde en sevdiği kimseden başkasının uyandıramayacağı gelin gibi uyu. Tâ Allah onu yattığı yerden kaldırıncaya kadar. Münafık ise:
_ Ben onun hakkında insanların bir şeyler söylediğini duydum, ben de öyle dedim. Bilmiyorum, der. Melekler derler ki:
_ Zaten biz senin böyle dediğini biliyorduk!
Toprağa da:
_ Onu sıkıştır! Denilir.
Toprak onu öyle sıkıştırır ki kaburga kemikleri birbirine geçer. Allah kıyamette onu yattığı yerden diriltinceye kadar ona böyle azap edilir.”