1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

ALLAHU TEALAYi BILIRMISIN? (okursaniz ibret alacaksiniz)

Gönderilme zamanı: Prş Ara 14, 2006 1:18 am
gönderen zeynep
Allah'ü Tealayı Bilir misin?



Abdullah bin Mübarek, bir gün yolda gidiyordu. Önünde birkaç koyunla bir çoban çocuk gördü. Ona acıdı ve; "Zavallı, çocuklukta çobanlık yaparsa, büyüdükte Allahü teâlânın ibâdet ve mârifetine nasıl erişir?" dedi. Sonra kendi kendine; "Gideyim, ona Allahü teâlâyı tanımakta bir mesele öğreteyim." deyip, çocuğun yanına geldi ve:

-Evlâdım, Allahü teâlâyı bilir misin? buyurdu.

Çocuk:

-Kul nasıl sâhibini bilmez?" dedi.

-Allahü teâlâ'yı ne ile biliyorsun?

-Bu koyunlarımla.

-Bu koyunlarla, O'nu nasıl bilirsin?

-Bu birkaç koyun çobansız işe yaramaz. Bunlara su ve ot verecek, kurttan ve diğer tehlikelerden koruyucu birisi lâzımdır. Bundan anladım ki, kâinat, insanlar, cinler, hayvanlar ve canavarlar ve bu kanatlı kuşlar bir koruyucuya muhtaçtır. Bu binlerce çeşit mahlûkatı korumaya kâdir olan, Allahü teâlâdan başkası değildir. İşte bu koyunlarla Allahü teâlâyı, böylece bildim

-Allahü teâlâyı nasıl bilirsin?

-Hiç bir şeye benzetmeden bilirim.

-Böyle olduğunu nasıl bildin?

-Yine bu koyunlardan.

-Nasıl?

-Ben çobanım. Onların koruyucusuyum. Onlar benim korumam ve tasarrufumdadırlar. Onlara dikkatle bakıyorum. Ne onlar bana benzerler, ne de ben onlara benzerim. Buradan, bir çoban koyunlarına benzemezse, Allahü teâlânın elbette kullarına benzemiyeceğini anladım. Abdullah bin Mübârek:

-İyi söyledin. İlimden bir şey öğrendin mi? buyurdu. Çocuk:

-Ben bu sahrâlarda, nasıl ilim tahsîl edebilirim, dedi.

-Peki başka ne öğrenmişsin?

-Üç ilim öğrendim. Gönül ilmi, dil ilmi ve beden ilmi.

-Bunlar nelerdir, ben bunları bilmiyorum.

-Gönül ilmi şudur ki, bana kalb verdi ve kendi mârifet ve muhabbeti yeri eyledi ki, bu kalb ile O'nu bileyim. O'nun sevdiklerine gönülde yer vereyim, sevmediklerine yer vermiyeyim ve böylelerinden uzak olayım. Dil ilmi şudur ki, bana dil verdi ve dili zikretmek, O'nun ismini söylemek yeri eyledi. Bununla O'nu hatırlatanları dile getirmeği, O'ndan bahsetmiyen sözden onu korumayı, böyle sözden uzak olmayı îmâ etti. Beden ilmi şudur ki, bana beden vermiştir ve onu kendine hizmet yeri eylemiştir. Böylece O'na hizmet olan her şeyi yaparım, hizmet olmayan şeyi ise bedenimden uzaklaştırırım.

Abdullah bin Mübârek, bunun üzerine:

-Ey çocuğum! Evvelki ve sonraki ilimler, senin bana bu öğrettiklerindir! dedikten sonra: Ey oğul, bana nasîhat ver, buyurdu.

-Ey efendi! Âlim olduğun yüzünden belli oluyor. Eğer ilmi Allah rızâsı için öğrendiysen, insanlardan istemeyi, beklemeyi kes. Yok, dünyâ için öğrenmişsen, Cennet'e kavuşamazsın dedi.

Gönderilme zamanı: Prş Ara 14, 2006 3:23 am
gönderen asilkartal
ablacım çok güzel bi konu secmişsin paylaşımın için "allah" razı olsun

Gönderilme zamanı: Cmt Haz 28, 2008 2:05 am
gönderen EM-re
gecmişten cok önemli konular çokta etkileyici zeynep abla ALLAHIN varlını halede bilmeyenler var :(

Gönderilme zamanı: Cmt Haz 28, 2008 4:09 pm
gönderen ERKAN_OZDEMIR
''''Üç ilim öğrendim. Gönül ilmi, dil ilmi ve beden ilmi.''

Bu konunun ana teması işte burası,bu üç kelime üzerine ne kadar yazsak vaktimiz yeter mi?Çobanın bilmediği şeyleri uygulaması, Abdullah bin Mübarek'in verdiği cevap,gerçekten etkileyici.Tşk Zeynep Hanım.

Gönderilme zamanı: Cmt Haz 28, 2008 10:31 pm
gönderen necmi
süper bır konu

Gönderilme zamanı: Pzr Haz 29, 2008 12:35 am
gönderen mavi_prens
bizleride gönül ilmi ile seven,dil ilmi ilmi ile zikreden,beden ilmi ile ibadet eden kullarından eylesin RABBİM..SELAMETLE İNŞ...

Gönderilme zamanı: Sal Tem 01, 2008 7:33 pm
gönderen huseyni
[size=12]evet
çok güzel bir konu ve çok güzel bir kıssa

yeryüzünde Allah'ın c.c. öyle has kulları vardır ki onları bir çok kimseler tanıyıp bilemezler
Allah azze ve celle o dostluğunda samimi olmuş has kulları insanların arasına gizlemiştir
ve onların hatrına rahmet mağfiret ve iyilikler yağdırır
böyle sevgili kullar ya çarşıda halk ile gezer yada dağ başında çobanlık yapar
ya bir fabrikada işçidir yada fakültede dekan ya bir terzi dir yada orduda komutan
ya mahpusta hükümlüdür yada okulda talebe

yani Allah c.c. onları içimize yaymıştır ve onların ilmi çok farklıdır ledünni bir ilim nasip olmuştur

tarihte sayısız örnekleri vardır inanıyoruzki kıyamete kadar varlıkları devam edecektir

hülasa o dostluk makamı nasip olmuş bahtiyarlar Hakk tan gayrıya bakmazlar
nere baksalar O nu c.c. görürler bir lahza gaflete düşmezler gözleri uyusada gönülleri hep uyanıktır
bedeni eskiyip dökülsede kalpleri dipdiridir
sadece sevgiyle bakarlar aleme
sadece merhamet ederler ademe


RABBİM GERÇEK DOSTLUK KURAN SAMİMİ MÜ'MİN LERDEN EYLER İNŞAALLAH bütün inananları[/size]

Gönderilme zamanı: Çrş Tem 02, 2008 12:47 am
gönderen KIYMET_OZDEMIR
    • Zeynep demis
      Eğer ilmi Allah rızâsı için öğrendiysen, insanlardan istemeyi, beklemeyi kes. Yok, dünyâ için öğrenmişsen, Cennet'e kavuşamazsın dedi.
bunu bılmek ennnn güzeli ıste