kimselere diyemedim...
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Prş Ağu 31, 2006 2:01 am
- Konum: kanada :)
kimselere diyemedim...
Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabb’im. Sen çağırınca, kendime ayırdığım vakitlerden çalındığını düşündüm. Ezan okununca, sevdiklerimle geçirdiğim zamanların azalmasından korktum. Vakit girince, içim “cız” etti hep. Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi, bozdum keyfimi; öylece namaza durdum. Ayak diredim, “az sonra kılsam da olur!” dedim. “Az sonra”larım “çok sonralar”a döndü, geç kaldım, geç kalmaktan utanmadım. Sonunda ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna. Pazarlığımı vaktin daralmışlığını bahane ederek yeniden ileri sürdüm. Kaçıyordu namaz ya; o yüzden çabucak kıldım, selam verdim, hemen kalktım, rahatladım. Oysa rahatlığı Sana borçluyum. Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana. Damarlarımın her bir noktasında pıhtılaşmayan kanım kadar sükûnet borçluyum Sana. Tenimin kaşınmayan her bir noktası kadar rahatlık borçluyum Sana. Dişlerim ağrıyacak olsa her biri için harcayacağım zaman Senin. Kanım pıhtılaşıp damarlarım tıkanacak olsa, her defasında ızdırap ve korkuyla geçireceğim saatlerin hepsi Senin. Tenim her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime dar geleceğim huzursuz günler Senin.
Gün oldu; usandım. Sabrımı tükettim; tükendim. Kendimi yontmaya heveslendim. Benden istediğin zamanı çok gördüm. Benden istediğini, benim için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum. Fazla buldum namazın rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım. Günümü delik deşik etmeni, işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı, uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm. “Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna; içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadece bedenimle, mıhlı kaldım. Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı bana! Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada çaresizce Sana yalvartıyor olabilirdin beni. Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da delik deşik etmelerini takdir edebilirdin. Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma savrulmayan arabalar kadar genişlik borçluyum Sana.
İçten pazarlıktı benimkisi. Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim. Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm. Kendimi sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim. Ensemde kaderin sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim. Acelem vardı; alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden. Bütün benliğimle aşağı inemedim. İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım. Secdeye kalbimi de sığdırmaya çalışmadım. Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim.
İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp rükûlarda eritemedim. Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi dosdoğru olma”nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim. “Sırası değil!”di; “hele dur; sonra da olur!”du. En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri üzerime alınmadım.
Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce, ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin. Dileseydin, yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısının gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde saçlarıma aklar düşürebilirdin.
İçten pazarlık mı denir buna? Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı. Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu. Dilime bile değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte. Fısıldaması bile acı veriyor ya… Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre, heceler sanki özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, “bitmez şimdi bu namaz!” dediğim çok oldu. Ama içimden. Kimseler duymadı.
Bir Sen duydun beni ey Rabb’im. Sırrımı bir Sen bildin. Kendimi lüzumsuz hissederken seccadenin üzerinde, dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler için oynarken, Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi de, dile getiremediğimi de bildin. Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni, yakınlığında tuttun.
İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı… “Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu namazı. Geçiştirdim namazı. Bir “sorun”du çözdüm, hallettim. Selam verip sonra yaşamaya başladım… Yaşamayı namazın içinde aramalıydım. Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa. Bilemedim.
Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın, yine yine yine huzuruna aldın beni. Her secdede rahmetinle okşadın alnımı. Her rükûda “aferinler” fısıldadın gönlüme. Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu. Yüzüme vurmadın. Azarlamadın. Aşağılamadın. Hepten umut kesmedin benden. Yok saymadın. Utandırmadın.
Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im. Kimselere söylemedin. Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan korkmam. Ben işte böyleyim; yine “bana ait”lerin hesabındayım. Başka kime söyleyeyim? Başka kimin anlayışından medet umayım?
SENAİ DEMİRCİ
biliyorum çok uzun bir yazı,okunmaya değer olduğunu düşündüm inş katılırsınız...
Gün oldu; usandım. Sabrımı tükettim; tükendim. Kendimi yontmaya heveslendim. Benden istediğin zamanı çok gördüm. Benden istediğini, benim için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum. Fazla buldum namazın rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım. Günümü delik deşik etmeni, işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı, uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm. “Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna; içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadece bedenimle, mıhlı kaldım. Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı bana! Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada çaresizce Sana yalvartıyor olabilirdin beni. Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da delik deşik etmelerini takdir edebilirdin. Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma savrulmayan arabalar kadar genişlik borçluyum Sana.
İçten pazarlıktı benimkisi. Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim. Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm. Kendimi sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim. Ensemde kaderin sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim. Acelem vardı; alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden. Bütün benliğimle aşağı inemedim. İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım. Secdeye kalbimi de sığdırmaya çalışmadım. Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim.
İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp rükûlarda eritemedim. Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi dosdoğru olma”nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim. “Sırası değil!”di; “hele dur; sonra da olur!”du. En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri üzerime alınmadım.
Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce, ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin. Dileseydin, yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısının gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde saçlarıma aklar düşürebilirdin.
İçten pazarlık mı denir buna? Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı. Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu. Dilime bile değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte. Fısıldaması bile acı veriyor ya… Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre, heceler sanki özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, “bitmez şimdi bu namaz!” dediğim çok oldu. Ama içimden. Kimseler duymadı.
Bir Sen duydun beni ey Rabb’im. Sırrımı bir Sen bildin. Kendimi lüzumsuz hissederken seccadenin üzerinde, dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler için oynarken, Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi de, dile getiremediğimi de bildin. Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni, yakınlığında tuttun.
İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı… “Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu namazı. Geçiştirdim namazı. Bir “sorun”du çözdüm, hallettim. Selam verip sonra yaşamaya başladım… Yaşamayı namazın içinde aramalıydım. Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa. Bilemedim.
Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın, yine yine yine huzuruna aldın beni. Her secdede rahmetinle okşadın alnımı. Her rükûda “aferinler” fısıldadın gönlüme. Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu. Yüzüme vurmadın. Azarlamadın. Aşağılamadın. Hepten umut kesmedin benden. Yok saymadın. Utandırmadın.
Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im. Kimselere söylemedin. Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan korkmam. Ben işte böyleyim; yine “bana ait”lerin hesabındayım. Başka kime söyleyeyim? Başka kimin anlayışından medet umayım?
SENAİ DEMİRCİ
biliyorum çok uzun bir yazı,okunmaya değer olduğunu düşündüm inş katılırsınız...
toprak ol ki gül bitsin sende,topraktan başka kavuşan olmadıki gül'e...
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Prş Ağu 31, 2006 2:01 am
- Konum: kanada :)
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
- Ugur Ozdemir
- Bölüm Yetkilisi
- Mesajlar: 993
- Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
- Konum: Yurt Dışı
- yilmaz.sahin
- Forum Yöneticisi
- Mesajlar: 2053
- Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Evet güzel bir metin...Herkese hayırlı ramazanlar.
Gül güzeli : Yazıyı bende beğendim, ellerine ve yüreğine sağlık.
Uğur : Çoktandır cevap yazmıyordun ama ben senin de ben gibi forum takipçisi olduğunu tahmin ediyorum. Az ve öz katılımın için tşk.
Asilkartal : Bağımlılık yapar yazan banner ını beğendim. Bunu daha geliştirip ana sayfadaki tepeye koyalım ne dersin.
Murat_efe : İstanbul keşmekeşinde yitip de bu yazıları kaçırma ha dostum.
Zeynep : Yüksek reytingli düşüncelelerini aksettirdiğin mesajlarının devamı dileğimle.
Diğer Üyeler : Sizler de bu sitenin sahibisiniz, saygı & sevgilerimle .
Kendime : Artık siteyi şenlendirecek bir iki güncelleme yapsak mı acaba ?
Uğur : Çoktandır cevap yazmıyordun ama ben senin de ben gibi forum takipçisi olduğunu tahmin ediyorum. Az ve öz katılımın için tşk.
Asilkartal : Bağımlılık yapar yazan banner ını beğendim. Bunu daha geliştirip ana sayfadaki tepeye koyalım ne dersin.
Murat_efe : İstanbul keşmekeşinde yitip de bu yazıları kaçırma ha dostum.
Zeynep : Yüksek reytingli düşüncelelerini aksettirdiğin mesajlarının devamı dileğimle.
Diğer Üyeler : Sizler de bu sitenin sahibisiniz, saygı & sevgilerimle .
Kendime : Artık siteyi şenlendirecek bir iki güncelleme yapsak mı acaba ?
"Söz uçar yazı kalır"
- Ugur Ozdemir
- Bölüm Yetkilisi
- Mesajlar: 993
- Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
- Konum: Yurt Dışı
Zeynep : Yüksek reytingli düşüncelelerini aksettirdiğin mesajlarının devamı dileğimle.
YILMAZ kardesim bu güzel düsüncelerinden dolayi tesekkür ediyorum.
amacimiz hep beraber elele gönül birligi ile bu siteyi en zirveye tasimak, biliyorum bu is emek ister sabir ister.
hatirlarsaniz bir yazimda belirtmistim kücük bir kar tanesi gibi, birgün gelecek cig olacak, buna tüm yüregimle inaniyorum, samimi olan hic bir EMEK mükafatsiz kalmayacatir.
Muhabbetle kalin.
YILMAZ kardesim bu güzel düsüncelerinden dolayi tesekkür ediyorum.
amacimiz hep beraber elele gönül birligi ile bu siteyi en zirveye tasimak, biliyorum bu is emek ister sabir ister.
hatirlarsaniz bir yazimda belirtmistim kücük bir kar tanesi gibi, birgün gelecek cig olacak, buna tüm yüregimle inaniyorum, samimi olan hic bir EMEK mükafatsiz kalmayacatir.
Muhabbetle kalin.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Prş Ağu 31, 2006 2:01 am
- Konum: kanada :)
Re: Evet güzel bir metin...Herkese hayırlı ramazanlar.
renk kattınız teşekkür ederim :)
toprak ol ki gül bitsin sende,topraktan başka kavuşan olmadıki gül'e...
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Prş Ağu 31, 2006 2:01 am
- Konum: kanada :)
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
:D Asilkartal sende arada sirada saka yapmassan, nerdeyse bu siteye bende ugramiyacagim. GÜL GÜZELi anlamistir saka oldugunu kesin.
sen bana göre GÖkkusagi`sin
ADMIN: gri ile siyah arasinda gidip geliyor
EFE: kirmizi arada bir kivilcim saciyor
UGUR: ucuk sari varligi yoklugu belli degil
SELEMENLI: mavi; reng sogugu simgeliyor
DEMIRCILIM: siyah,valla ben korkuyorum kendisinden
MATRAX: hangi reng karar veremedim
GÜL GÜZELI yesil, huzur
EDA: ebruli.
Ünüversiteli: beyaz, saflik berraklik temizlik
arkadaslar hic bir art niyyet tasimadan yazdim, hosgörünüze siginaraktan, diger üye arkadaslar alinmasinlar, bu arkadaslar arada bir aktif olduklari icin , yorumlarina vede acmis olduklari konulara göre kendimece degerlendirdim.
Muhabbetle kalin :)
sen bana göre GÖkkusagi`sin
ADMIN: gri ile siyah arasinda gidip geliyor
EFE: kirmizi arada bir kivilcim saciyor
UGUR: ucuk sari varligi yoklugu belli degil
SELEMENLI: mavi; reng sogugu simgeliyor
DEMIRCILIM: siyah,valla ben korkuyorum kendisinden
MATRAX: hangi reng karar veremedim
GÜL GÜZELI yesil, huzur
EDA: ebruli.
Ünüversiteli: beyaz, saflik berraklik temizlik
arkadaslar hic bir art niyyet tasimadan yazdim, hosgörünüze siginaraktan, diger üye arkadaslar alinmasinlar, bu arkadaslar arada bir aktif olduklari icin , yorumlarina vede acmis olduklari konulara göre kendimece degerlendirdim.
Muhabbetle kalin :)
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
- yilmaz.sahin
- Forum Yöneticisi
- Mesajlar: 2053
- Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Renkler ve kişiler öylemii. Çok güzel bir konu. Tbrklr.
Şu an itibariyle ADMIN liği bırakıyorumzeynep yazdı::D
ADMIN: gri ile siyah arasinda gidip geliyor
SATLIK Site
:)
Yinede Tşk ederim Zeynep Hanım. Arkalarında gizledikleri ya da vakti gelince göstermek için beklettikleri derin ve huzurlu maviliğin koruyucusu olan bulutların renkleriyle beni bağdaştırdığınız için. Ve peşinden bir çok mesajı getirebilecek bu mesajınızı foruma bıraktığınız için.
Bu arada eleştireni eleştirmekten ötürü paylaşımda ödeşmek için bir bende sizi bir renge benzetmek istersem :
"ZEYNEP HN : Kışın selemen pazarının yamaçlarında çoban dostluğu ve yanlızlığı ile kırda hüküm sürüpte bir türlü dağdan aşağı demirciliye inmeyen sisli havadaki sisin rengisiniz. Sadece zararsız ve güçlü. " diyebilirim.
Saygılar & Sevgiler ey sitemizin güzel sakinleri. :)
"Söz uçar yazı kalır"
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
TESEKKÜR EDERIM
"ZEYNEP HN : Kışın selemen pazarının yamaçlarında çoban dostluğu ve yanlızlığı ile kırda hüküm sürüpte bir türlü dağdan aşağı demirciliye inmeyen sisli havadaki sisin rengisiniz. Sadece zararsız ve güçlü. "
Güzel Kardesim!
bu ince, bir okadarda zarif uslubundan dolayi gercekten teskr. bile az buluyorum,
yüregine saglik.
yakinlik ne zamanda ne mekandadir,yakinlik dostun yüreginde olmaktir.
DOSCA ve MUHABETLE kal.
Güzel Kardesim!
bu ince, bir okadarda zarif uslubundan dolayi gercekten teskr. bile az buluyorum,
yüregine saglik.
yakinlik ne zamanda ne mekandadir,yakinlik dostun yüreginde olmaktir.
DOSCA ve MUHABETLE kal.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
rica ederim kardesim, sitede senin gibi renkli insanlari görmek bizlere mutluluk veriyor.asilkartal yazdı:evet ablacım bana yakıştırdıgınız gökkuşagı için tşk ler
Asilkartal senin formatinda birkac kisi daha olsa, inan bana sitenin üye grafigi yükselir. :)
Muhabbetle kal.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Prş Ağu 31, 2006 2:01 am
- Konum: kanada :)
cümlenin sonundaki gülücük pek pişmanlık ifadesi gibi değil ama neyse :) ben ciddi bir söz olarak algılamadım ama mana veremedim sorun o..neyse pek giremediğim için konuya geç katıldım uzatılası bir şey değil nasılsa...asilkartal yazdı:yani gülgüzeli siz yukarda yazmışınız ya renk kattınız diye bende şaka yapmıştım hay yapmaz olaydım :D
var ve bir olana emanet...
toprak ol ki gül bitsin sende,topraktan başka kavuşan olmadıki gül'e...
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Prş Ağu 31, 2006 2:01 am
- Konum: kanada :)
- Ugur Ozdemir
- Bölüm Yetkilisi
- Mesajlar: 993
- Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
- Konum: Yurt Dışı
-
- Mesajlar: 8
- Kayıt: Çrş Eyl 27, 2006 9:59 pm
- Konum: ist