bitmeyen osmanlı
Gönderilme zamanı: Prş Ağu 02, 2007 9:45 pm
Bitmeyen Osmanli...
Arkadasimiz, Medine’de Ravza-i Mutahhara’da namaz kilar. Terlemeye baslayinca hirkasini cikarir, yan tarafina koyar. Yaninda duran kisi, bir arkadasimiza bakar, bir hirkasina bakar. Sonra da hirkasini kaldirir, tazimle el ustunde tutar.
Arkadasimiz bu yapilana bir anlam veremez, once sorgulayici bakislarini cevirir, sonra da mahcup bir tavirla bu hareketin sebebini sorar.
Hirkayi hâlâ tazimle tutmaya devam eden kisi, arkadasimizin elbisesindeki ay-yildizli armayi isaret eder, Osmanli, Muslumanlarin hamisi gibi kelimeler kullanir, Osmanlilara ait elbisenin yere birakilmamasi gerektigini anlatmaya calisir.
Arkadasimiz bu durum karsisinda hem cok duygulanir, hem de utanir; ama elbisesinin tutulmasinin da dogru olmadigini anlatmaya calisir...
O saf, tertemiz Muslumanin bildigi Osmanli’nin artik bulunmadigini da anlatmaz, ic sizisiyla kalir...
***
Ayni arkadasimiz Medine’de gezerken, nur yuzlu, Pakistanli oldugunu sandigi bir kisi yaklasir, ihtiyaci oldugunu belirterek, bir miktar para ister. Adamin gorunusu dilencilere benzemiyor, arkadasim ustunu ariyor ama verecek parayi bulamiyor. Mahcup bir sekilde para bulunmadigini soyler. Nur yuzlu ihtiyar da mahcup bir sekilde ayrilir, Mescid-i Nebi’ye dogru gider. Ihtiyar ayrildiktan sonra cepler bir daha aranir, bir miktar para bulunur, hizli gidebilecek bir arkadaslarina, o zata parayi yetistirmesi ricasinda bulunulur.
Parayi goturen kisi hizli adimlarla gidiyor, ama ihtiyari yakalamak kolay degil. Zaten baska kimseden de para istemiyor, Mescid-i Nebi’ye dogru gidiyor.
Parayi goturen kisi Mescide varmadan ihtiyar zata yetisip parayi veriyor. Ihtiyar zat tekrar dilenci olmadigini, yiyecek icin bir miktar paraya ihtiyaci bulununca uygun kisiler aradigini, kendilerindeki ay-yildiz armasinin Osmanli’yi hatirlattigini, Muslumanlarin hamisi olan Osmanlilardan bu parayi istemenin daha dogru olduguna inandigi icin kendilerinden bu parayi istedigini belirtir...
alıntıdır
Arkadasimiz, Medine’de Ravza-i Mutahhara’da namaz kilar. Terlemeye baslayinca hirkasini cikarir, yan tarafina koyar. Yaninda duran kisi, bir arkadasimiza bakar, bir hirkasina bakar. Sonra da hirkasini kaldirir, tazimle el ustunde tutar.
Arkadasimiz bu yapilana bir anlam veremez, once sorgulayici bakislarini cevirir, sonra da mahcup bir tavirla bu hareketin sebebini sorar.
Hirkayi hâlâ tazimle tutmaya devam eden kisi, arkadasimizin elbisesindeki ay-yildizli armayi isaret eder, Osmanli, Muslumanlarin hamisi gibi kelimeler kullanir, Osmanlilara ait elbisenin yere birakilmamasi gerektigini anlatmaya calisir.
Arkadasimiz bu durum karsisinda hem cok duygulanir, hem de utanir; ama elbisesinin tutulmasinin da dogru olmadigini anlatmaya calisir...
O saf, tertemiz Muslumanin bildigi Osmanli’nin artik bulunmadigini da anlatmaz, ic sizisiyla kalir...
***
Ayni arkadasimiz Medine’de gezerken, nur yuzlu, Pakistanli oldugunu sandigi bir kisi yaklasir, ihtiyaci oldugunu belirterek, bir miktar para ister. Adamin gorunusu dilencilere benzemiyor, arkadasim ustunu ariyor ama verecek parayi bulamiyor. Mahcup bir sekilde para bulunmadigini soyler. Nur yuzlu ihtiyar da mahcup bir sekilde ayrilir, Mescid-i Nebi’ye dogru gider. Ihtiyar ayrildiktan sonra cepler bir daha aranir, bir miktar para bulunur, hizli gidebilecek bir arkadaslarina, o zata parayi yetistirmesi ricasinda bulunulur.
Parayi goturen kisi hizli adimlarla gidiyor, ama ihtiyari yakalamak kolay degil. Zaten baska kimseden de para istemiyor, Mescid-i Nebi’ye dogru gidiyor.
Parayi goturen kisi Mescide varmadan ihtiyar zata yetisip parayi veriyor. Ihtiyar zat tekrar dilenci olmadigini, yiyecek icin bir miktar paraya ihtiyaci bulununca uygun kisiler aradigini, kendilerindeki ay-yildiz armasinin Osmanli’yi hatirlattigini, Muslumanlarin hamisi olan Osmanlilardan bu parayi istemenin daha dogru olduguna inandigi icin kendilerinden bu parayi istedigini belirtir...
alıntıdır