Şehitler ve Gaziler Günü
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Şehitler ve Gaziler Günü
Şanlı Türk tarihimizde Hem İslamiyetten önce hemde sonra Şehitlik ve Gazilik onuru vardır.Her Türk evladı bu onurlara kavuşmak için vatanı,milleti ,bayrağı ve kutsal değerleri için canı feda etmekten asla çekinmez.Çün kü bu değerlerin Türk ulusunun her bireyi için bir değeri ve önemi vardır.
Türk Milleti bunun en güzel örneğini Atatürk’ün önderliğinde verilen "Kurtuluş Savaşı"nda yaşamıştır. "Ya istiklal, ya ölüm!" demiştir. Türk tarihi böylesine "kahramanlık günleri" ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler tek tek birer onur abidemizdir.
Türkiye gazileri 19 Eylül 1983 tarihinde "Türkiye Muharip Gazileri Derneği" altında bütünleşmişlerdir.19 Eylül aynı zamanda Atatürk’e 1921 yılında Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür. Bu nedenle, yurdumuzda her yıl 19 Eylül "Gaziler Günü" olarak kutlanmaktadır.
Bu Ülke için canlarını feda eden Şehitlerimize ve Gazilerimize Cenabı Allah'tan rahmet,Yaşayan Gazilerimize sağlık ve sıhhatlar diliyorum.
Türk Milleti bunun en güzel örneğini Atatürk’ün önderliğinde verilen "Kurtuluş Savaşı"nda yaşamıştır. "Ya istiklal, ya ölüm!" demiştir. Türk tarihi böylesine "kahramanlık günleri" ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler tek tek birer onur abidemizdir.
Türkiye gazileri 19 Eylül 1983 tarihinde "Türkiye Muharip Gazileri Derneği" altında bütünleşmişlerdir.19 Eylül aynı zamanda Atatürk’e 1921 yılında Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür. Bu nedenle, yurdumuzda her yıl 19 Eylül "Gaziler Günü" olarak kutlanmaktadır.
Bu Ülke için canlarını feda eden Şehitlerimize ve Gazilerimize Cenabı Allah'tan rahmet,Yaşayan Gazilerimize sağlık ve sıhhatlar diliyorum.
- Ugur Ozdemir
- Bölüm Yetkilisi
- Mesajlar: 993
- Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
- Konum: Yurt Dışı
- yilmaz.sahin
- Forum Yöneticisi
- Mesajlar: 2053
- Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
- Konum: İstanbul
- İletişim:
tebrik
Toplumsal olarak yumuşak karnımız, duygusal yanımız, ülkümüzün onuru, milletimizin ve tarihimizin gururu, yaşam sebebimizdir şehitlerimiz. Allah onlardan ve gazilerimizden razı olsun..
NOT: Erkan Abi, bu günü işaret eden mesajınız forumda kalıcı yerini almıştır. Bu tarih aynı zamanda ORDU ilinin kurtuluş tarihidir.
NOT: Erkan Abi, bu günü işaret eden mesajınız forumda kalıcı yerini almıştır. Bu tarih aynı zamanda ORDU ilinin kurtuluş tarihidir.
"Söz uçar yazı kalır"
- demet.sahin
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 746
- Kayıt: Prş Ağu 09, 2007 6:12 pm
- Konum: Sakarya
""" Şehitlik bir mü'min için dünya hayatında elde edilebilecek en şerefli, en saygıdeğer mertebedir. Allah bu mertebeyi herkese nasip etmez, mü'minlerden çok seçkin kullarına bağışlar. Çünkü şehitlik verilene büyük bir onur verilmiş demektir. Öyle ki Allah cennet ehlini sayarken peygamberlerin yanında şehit olan salihleri de sayarmış. “Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah’tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta olduklarından daha hayırlıdır.” (Al-i İmran Sûresi, 157) """
Allah(cc) bizide O'nun yolunda cihad ederek ruhunu teslim edenlerden eylemesi dileğiyle... :?
Şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, gazilerimize sağlık ve sıhhatler dilerim...
Ne kadar okursan oku; bilgine yakışır şekilde davranmadığın müddetçe cahilsin demektir...
Güzel yurdumuz üzerinde Atatürk öncülüğünde büyük özverilerle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, ölümsüz önderimiz başta olmak üzere yurdu için canını ortaya koymaktan çekinmeyen tüm kahramanlarımızın, şehitlerimizin ve gazilerimizin bugünkü kuşaklara armağanı ve emanetidir İkiyüzlü Abd'nin bağış adı altında verdiği parayı almayan şehit analarının vakfını bir kere daha kutlamayı bir borç bilirim
YoksuLLuk KorkusuyLa Ömrü Sérvét Peşindé Harcayanda Gördüm FakirLigin Özünü .. Çévirdim Yüzümü ( ! )
aklım çok uzaklarda türkiye sınırları içinde istanbul sınırları dışında
GERÇEKLER ACIDIR GERÇEĞİM ACITIRIM....(İSTANBULUM)
aklım çok uzaklarda türkiye sınırları içinde istanbul sınırları dışında
GERÇEKLER ACIDIR GERÇEĞİM ACITIRIM....(İSTANBULUM)
SLM
ŞEHİTLERİMİZE RAHMET GAZİLERİMİZE ACİL ŞİFALAR DİLİYORUM....
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
İSTİKLAL ORDUSU ŞEHİTLERİNE
Düne kadar en vakur ölümlere güldünüz,
Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz,
Rahat rahat uyuyun son aşiyanınızda.
Artık ne gözünüzde köy dönmek emeli,
Ne yaranızı saran ince bir kadın eli,
Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da.
Varsın dolu bulunsun bin elemle göğsünüz;
Siz, Tanrı’nı n övdüğü kullardan büyüksünüz;
Zemzem kutsiyeti var her damla kanınızda.
Fani akislerini kaybeden sesleriniz.
En mağrur alınlara diyebilirler: Eğil!
Edebiyyet en küçük payedir yanınızda.
Çünkü hürriyet için söndü nefesleriniz,
Yadınıza yabancı badiyelerde değil,
Ana vatanınızda, ana vatanınızda...
Kemaleddin KAMU
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
İSTİKLAL ORDUSU ŞEHİTLERİNE
Düne kadar en vakur ölümlere güldünüz,
Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz,
Rahat rahat uyuyun son aşiyanınızda.
Artık ne gözünüzde köy dönmek emeli,
Ne yaranızı saran ince bir kadın eli,
Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da.
Varsın dolu bulunsun bin elemle göğsünüz;
Siz, Tanrı’nı n övdüğü kullardan büyüksünüz;
Zemzem kutsiyeti var her damla kanınızda.
Fani akislerini kaybeden sesleriniz.
En mağrur alınlara diyebilirler: Eğil!
Edebiyyet en küçük payedir yanınızda.
Çünkü hürriyet için söndü nefesleriniz,
Yadınıza yabancı badiyelerde değil,
Ana vatanınızda, ana vatanınızda...
Kemaleddin KAMU
Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapma. (Hz. Ali (r.a))
Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)
Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Tüm Şehitlere
Hak bir, yol bir, şehitlik bir.
Toprağa kulağını ver belki seslenir kabir
Şehitler önünde topraklar irkilir
Şehitlerin değerini vatan sevdalısı bilir
Sıçradı mevziden ALLAH ALLAH diye
Bağrını açtı vatana sıkılan hain mermiye
Hissetmedi acıyı düştü kuş tüyü mevziye
Öyle güzelsin ki EY ŞEHİT benzemiyorsun ölüye
Şehit düşülmezse vatan olmaz
Vatan bahçesinde güller solmaz
Emir yaratandan şehitler ölmez
Şehitler içimizde yaşar vatan bölünmez
Şafaklar sökmeyince güneşler doğmaz
Kutsal vatan şehitlere doymaz
Cehalet zincirleri imanı boğmaz
İmansız şehit şehit olmaz
Yırtık elbisesini dikmeyin
Al kırmızı çamuru yüzünden silmeyin
Şehitlere sakın ölü demeyin
Ardından bir fatiha söyleyin
Sen övülmüş kefensiz yatansın
MUHAMMED aşkına can veren serdarsın
Sana gözler yetmez ardından ırmaklar ağlasın
Selamlar sana EY ŞEHİT EN YÜCE MAKAMDASIN
Senin bizlere emanetin
Ağıtlar yakan ana çökmüş bir baba
Alyazmalı bacı gözü yaşlı bir yetim
VATAN ONLARA SAHİP ÇIKTI ÜZÜLME MEHMEDİM!!
Hak bir, yol bir, şehitlik bir.
Toprağa kulağını ver belki seslenir kabir
Şehitler önünde topraklar irkilir
Şehitlerin değerini vatan sevdalısı bilir
Sıçradı mevziden ALLAH ALLAH diye
Bağrını açtı vatana sıkılan hain mermiye
Hissetmedi acıyı düştü kuş tüyü mevziye
Öyle güzelsin ki EY ŞEHİT benzemiyorsun ölüye
Şehit düşülmezse vatan olmaz
Vatan bahçesinde güller solmaz
Emir yaratandan şehitler ölmez
Şehitler içimizde yaşar vatan bölünmez
Şafaklar sökmeyince güneşler doğmaz
Kutsal vatan şehitlere doymaz
Cehalet zincirleri imanı boğmaz
İmansız şehit şehit olmaz
Yırtık elbisesini dikmeyin
Al kırmızı çamuru yüzünden silmeyin
Şehitlere sakın ölü demeyin
Ardından bir fatiha söyleyin
Sen övülmüş kefensiz yatansın
MUHAMMED aşkına can veren serdarsın
Sana gözler yetmez ardından ırmaklar ağlasın
Selamlar sana EY ŞEHİT EN YÜCE MAKAMDASIN
Senin bizlere emanetin
Ağıtlar yakan ana çökmüş bir baba
Alyazmalı bacı gözü yaşlı bir yetim
VATAN ONLARA SAHİP ÇIKTI ÜZÜLME MEHMEDİM!!
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
(1949)
Necip Fazıl Kısakürek
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
(1949)
Necip Fazıl Kısakürek