Kalitenin Ruhu veya Çayın Tadı Üzerine

Şiir, kitap, film, müzik, gösteri önerileriniz ve çeşitli röportajlar bu başlık altında. Ayrıca sanatsal olsun olmasın şiirlerinizi, okuduğun kitap ve roman yorumlarınızı, gittiğiniz tiyatro oyunları ve sinema filmleri hakkındaki öneri görüşlerinizi buradan aktarabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
yilmaz.sahin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 2053
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
Konum: İstanbul
İletişim:

Kalitenin Ruhu veya Çayın Tadı Üzerine

Mesaj gönderen yilmaz.sahin » Sal Nis 10, 2007 3:56 pm

Arkadaşlar aşağıdaki güzel yazıyı okumanızı ve yazarını da tavsiye ediyorum :

:arrow: Kalitenin Ruhu veya Çayın Tadı Üzerine

ÇOCUK KAFASINI kaldırıp dev binaya alıcı gözüyle baktı...
Gerçekten çok yüksekti...
Gerçi civarında çok bulunmuştu, dolayısıyla ne olduğunu gayet iyi biliyordu ama, şimdi bir daha bakmak, incelemek ihtiyacı hissetmişti...
Hemen az ilerideki parkta ayakkabı boyacılığı yapıyordu çocuk...
Omuzunda boya sandığı, beş yıldızlı otelin önüne doğru çekine çekine ilerledi...
Sorup öğrenmeliydi...
Akıl alacak iş değildi...
Kapıya doğru yaklaşınca, pos bıyıklı, acayip üniformalı ve hep o döner kapının oralarda dolaşıp duran heybetli adam el-kol hareketleri ile ikaz etti...
Yaklaşmasını istemiyordu anlaşılan...
Bu görsel şaşaa, çocuğun uyduruk boya sandığı, dökülen kıyafeti ve bizatihi varlığıyla yara alacaktı sanki...
Çocuk adamın ikaz hareketlerine rağmen adımlarını hızlandırdı ve bir solukta yanına yaklaştı.
Adam da bina kadar haşmetliydi ama, neticede sıradan bir görevliydi ve konuştuklarında anlaşabileceklerini hissediyordu.
—Amca birşey soracağım...
Adam homurdandı:
—Kaybol şurdan be oğlum... Başıma bela olma...
Boyacı çocuk adamı sıkıntıya sokmak istemiyordu; bunu belli edercesine telaşla sordu:
—Burada bi bardak çay on milyonmuş, doğru mu?
—Doğru... Ne olacak... Sana ne... Hadi bakayım... Yallah...
•••
Çocuğun hayal kırıklığı, bir gün boyunca kazandığının bu yüksek binada bir bardak çaya yetmeyişiyle sınırlıydı o an...
Cebinde bir bardak çay parası olması, orada bir bardak çay içebileceği anlamına gelmiyordu. Allah’tan, bunu düşünebilecek yaşta değildi.
Çay fiyatının yüksekliği, ambiyans kalitesinden öte, birilerini birilerinden ayırt edebilmek içindi. Ayakkabısı delik hiç kimse, on milyonu var diye böyle bir yerde çay içmeye teşebbüs etmezdi; edemezdi.
İki ay yetecek kadar çay malzemesi bedelini, bir bardak çaya harcamak ‘enayilik’ sayılırdı boyacı çocuğun dünyasında... Yani, ‘kalite’ çizgisinin öbür tarafında...
•••

Kalite nedir?
Parayla satın alınabilir mi?
Bu iki makul soruya absürd bir soruyla boyut kazandıralım ki, alelacele cevaplanmaya kalkışılmasın:
“ISO 9000’e göre, aşkın kalite standardı nasıl olmalıdır?”
•••
“Al sepetten bi yeşillik” türü yaklaşımlar, bazen zihinleri 7.8 şiddetinde sarsacak kadar etkili olabiliyor.
Ve bazen çok işe yarıyor.
Absürd de olsa soru sormak, problemlerin ve çözümlerin adını koymayı kolaylaştırıyor.
Beş yıldızlı otel konforu ve servis seviyesi belki rahatlatıcı bir unsur olabilir ama, kenar mahalle kahvehanesinde ayakkabı boyarken çocuğa ısmarlanan bir bardak çayın rayihası, günü geldiğinde parayla ölçülemeyecek bir ‘hatıra’ değeri taşıyabilir...

Parayla satın alınan kalitenin tek bir riski var. Ama ölümcül bir risk: Ruhsuzluk...
•••
Bir bardak çayın on milyona içildiği yerde, çayın lezzetini umursayan yoktur. Orada pahalı ve seçkin bir tiyatro oynanır. Paranızla figüran olursunuz. Sahneye çıkmanın bedelidir ödediğiniz. Garson sınırları aşan bir nezaketle gelir yanınıza. Öylesine eğitimli ve tembihlidir ki bu konuda, kendinizi oraların sultanı zannedersiniz.
Halbuki itibar edilen zatınız değil, cebinizdir.
Önünüze konulan seçenekler—ilk defa gidiyorsanız böyle bir yere— bir lezzet festivalinde olduğunuzu düşündürür...
Çayın bin çeşidi... Siyahı, yeşili, aromalısı, İngilizi vs...
Halbuki neticede çaya hakaret bir fincan içinde ve sanki üç günlük yoldan gelmiş gibi soğuk ve...
Boşverin çayın tadını canım...
Etrafa bakın...
Ve gösterin kendinizi...
Orada olduğunuz anlaşılsın...
Rahat edin...
•••
Sonuçlar hiçbir zaman önemli değildir bu dünyada...
Nereye gittiğin değil, neyle gittiğin önemlidir...
Ne yediğin değil, nerede yediğin önemlidir...
Renkli ve bol sıfırlı etiketler manzumesinden müteşekkil bir hayat...
Etiketler kalitenin remzidir...
Ama parayla satın alınan kalitenin tek bir riski var... Ölümcül bir risk: Ruhsuzluk....
•••
Bu sanal kaliteyi bütün bir hayata yükleme gayreti, çoğu zaman diğerlerinden ayrılma tutkusudur...
Ve ölümle son bulur...
Boyacı çocuğun hüznü, günü geldiğinde çabucak dağılacaktır; çünkü gerçek kalitenin ve tadın formülünü anlayacaktır...

Kalitenin bir ruhu olması gerektiğini ve bu ruhun parayla satın alınamayacağını görecektir.
•••
Bugünün medeniyeti en azından şunu anladı:
Mezarın üstünü abartmak mümkün... Pahalı mermer vs...
Ama mezarın altı için parayla dizayn edilebilecek bir lüks yok...
Toprağın altında bir fark kalmayacaksa, görsel ve sanal kalite adına, çaya on milyon ödemek niye?.. Çayı on milyona satmak niye?
Kendini toplumdan ayırt etmek arzusu, zayıf karakterlilerin güvenli bir sığınak arayışı olabilir mi peki?.. Veya, bu ruhsuz kalite takıntısı, korkuları için uyuşturucu mudur?
•••
Kalite eskimeyendir...
Yaşayandır ve yaşatandır...
Yaşaması için de bir ruha ihtiyacı vardır...
O da imandır...
İman...
Toprağın altında çürümeyen ve çürütmeyen tek şey...
Yani...
Kalitenin ruhu imandır...
Çayda bile...
Aşkta bile...

--------------------------------------------------------------------------------

Yazar : Murat Başaran
muratbasaran@zaferdergisi.com
06.04.2007 tarihinde
http://www.zaferdergisi.com/print/?makale=709
adresinden alınmıştır.
"Söz uçar yazı kalır"

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Pzr Nis 15, 2007 1:34 am

Parayla satın alınan kalitenin tek bir riski var. Ama ölümcül bir risk: Ruhsuzluk

cok dogru.

kaliteli paylasimlarinin devami dilegi ile,

Muhabbetle kal.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Cevapla

“ŞİİRLERİNİZ, KİTAP, ROMAN, RÖPORTAJLAR, TİYATRO, SİNEMA ve NOSTALJİK” sayfasına dön