Yürekteki Yanık

Şiir, kitap, film, müzik, gösteri önerileriniz ve çeşitli röportajlar bu başlık altında. Ayrıca sanatsal olsun olmasın şiirlerinizi, okuduğun kitap ve roman yorumlarınızı, gittiğiniz tiyatro oyunları ve sinema filmleri hakkındaki öneri görüşlerinizi buradan aktarabilirsiniz...
Cevapla
ozanyazar
Mesajlar: 6
Kayıt: Çrş Oca 17, 2007 11:09 am

Yürekteki Yanık

Mesaj gönderen ozanyazar » Çrş Oca 17, 2007 1:17 pm

Yürekteki Yanık
Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; “-Gayet iyi. ” dedi. Güzelliğinden emindi. Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi.
Cep telefonu çaldığında , akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi.
- Alo…kızım, nasılsın ?
- İyiyim anne. Ne oldu ?
- Sana bir surprizim var.
- Surpriz mi ?
- Evet. Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş….
- Eee kimmiş.
- Kim olduğu surpriz. Fakat, onu senin almanı istiyorum.
- Ben mi ?
- Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum.
- Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen.
- Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir.
- Amaaan. Peki peki… Nasıl tanıyacağım.
-Evden çıkarken üzerine giydiklerini tarif ettim. O parkta bazı oturaklar piknik masası şeklinde. Parkın sinema tarafı girişindeki ilk piknik masasına otur. O gelince seni bulacak.
-Tamam anne . . tamam…
- Kızım senden her gün mü bir şey istiyorum. Üniversiteyi bitireli, hele de işe gireli bir fatura yatırmaya bile göndermedim.
- Hemen darılma, tamam dedim ya…
- O nasıl tamam demekse… neyse, hadi o zaman, izin al da çık, bekletme. Ben de işlerimi bitirip hemen geleceğim.
**** **** **** **** **** **** **** **** **** ****
Genç kız , izin alıp çıktı. Kısa bir yürüyüşten sonra parka vardı. Bu parkta daha önce hiç oturmadığını farketti. Arkadaşlarıyla hep paralı, lüks eğlence yerlerine giderlerdi.
Annesinin tarif ettiği, girişteki ilk masayı buldu, boş olan kısmına oturdu. Masanın diğer tarafında bir köylü kadınla, küçük kız oturuyordu. Onlarla aynı yerde bulunmaktan utandığını hissetti. “-Annemin arkadaşı çabucak gelse de, şunlardan kurtulsam” diye düşündü.
Köylü kadın çekinerek seslendi;
- Afedersin kızım, bir şey sorabilir miyim ?
“Kızım” diye seslenmesi iyice sinirlerini bozdu.
- Ne var, adres mi soracan !. .
Sert çıkış karşısında kadın sesini alçalttı;
- Hayır kızım, başka bir şey soracaktım.
- Sizin gibi cahiller ya adres sorar, ya para ister.
Köylü kadının kızaran yüzüne aldırmadı bile. O sırada şık ve lüks giyimli, orta yaşlı bir kadının uzaktan yaklaştığını gördü. “-Nihayet. ” diye düşündü. Ayağa kalkıp kadını karşılamaya çalışırken, kadın yanlarından geçip gitti. Somurtarak geri oturdu.
Yanındaki küçük kıza daha sıkı sarılmış köylü kadının gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördü. Kadın gözyaşını saklamak için diğer tarafa dönünce bir yüzündeki büyük yanık izi göründü. Genç kız manalı manalı güldü;
- Bak kolayca gözyaşı dökebiliyorsun, yüzünde de çirkin bir yanık izi var. Burda ne bekliyorsun geç bir köşeye aç mendilini ağla… Fakat ağlamayla benden bir şey koparacağını sanma, tamam mı…
Kadın dayanamadı;
- Cahil deyip duruyorsun. Ne cahilliğimi gördün. Tanımadığım bir kadına, torununun yanında hakaret mi ettim !
- Oooo. . . laf yapmayı da biliyormuş
-Anlaşıldı kızım, sen üniversite bitirmiş, çok şey öğrenmiş olabilirsin ama insanlıktan sınıfta kalmışsın. Torunumu okutmak için uğraşacaktım. Fakat seni görünce vazgeçtim.
Yaşlı kadın, küçük kızı alıp masadan kalkarken, boşalan yere doğru şık giyimli bir kadın yaklaştı. Cevap vermek için hazırlanan genç kız zengin giyimli, şık kadını görünce uzaklaşan yaşlı kadına cevap vermekten vazgeçti. Yaşlı kadın geriye bakmaya çalışan küçük kızın başını eliyle engelledi.
**** **** **** **** **** **** **** **** **** ****
Bir süre sonra, genç kızın annesi parkta yanına geldi.
- Merhaba kızım, Zeynep teyzen nerde ?
- Kimse gelmedi anne. En son bir bayan geldi, yanıma oturdu. O da sadece dinlenmek için gelmiş biriymiş.
- Allah Allah !. . . giyindiklerini çok iyi tarif etmiştim, seni nasıl bulamadı anlamadım. Yanında küçük bir kız olacaktı.
Genç kız bir an durakladı.
-Küçük bir kız mı ?
- Evet
- Anne !. biz zengin, kültürlü insanlarız. Herhalde arkadaşın da zengin, kültürlü biridir, değil mi ?
- Kültürsüz değil ama zengin değil.
- Sakın bana köylü bir kadın olduğunu söyleme.
- Köyden gelen kadına ne denir ki !. .
- Oh… iyi iyi, köylü kadınları karşılamaya beni gönderiyorsun.
- Kızım, o kadına bir borcumuz vardı. O zamanlarda borcumuzun karşılığı bir şey veremedik. " - Gün gelir, bir ihtiyacım olduğunda , ben kapınızı çalarım". Dedi ve işte bu gün kapımızı çaldı.
-Ne istiyormuş ?
- Torununu okutmamızı istiyor. Baban şimdi arabayla gelip hepimizi alacak, kayıt için okula götürecek.
- Anne , o köylü kadına ne borcun olabilir ki, anlayamadım ?
Annesi, kızının öfkeli ses tonuna dayanamadı;
- Kızım, sen bebekken biz köydeydik.
- Eee…
- Sana yıllar önce bahsetmiştim, köydeyken evimiz yandı, biz de inekleri, atları, tarlaları neyimiz varsa hepsini satıp köyden göçtük, demiştim.
-Evet, hatırladım.
- O yangınla ilgili bir ayrıntıyı, seni üzülebilir veya seni evde yalnız bıraktığımız için darılabilirsin korkusuyla anlatmamıştık.
- Herhalde şimdi anlatacaksın…
- Baban evde yoktu, ben de su doldurmaya köy pınarına gitmiştim. Lodos mu ne diyorsunuz, işte o rüzğar bazen ters esiyormuş, yukardan aşağı filan. Sen beşikte uyuyorken rüzğar bacadan içeri esince közler ocaklıktan tahtalara sıçramış, yangın başlamış. Pınar yerinden dumanları görüp koştuğumda alevler heryeri sarmıştı. Birazdan yıkılacak gibi görünen eve yine de girmek için atıldığım anda Zeynep teyzen kucağına seni almış olduğu halde dışarı fırladı. O sahneyi hiç unutamam; onun kucağından seni aldığımda o çığlıklar atıyordu…
- Niçin ?
- Seni kurtarırken, sağ tarafı yanmıştı. Gelince görürsün sağ yanağında ağır bir yanık izi var. Çok acı çekti çook. Dur ağlama, seni bu kadar üzeceğini bilmiyordum. Tamam kızım, bak makyajın akıyor, ağlama. Hah !. . baban da geldi. Fakat Zeynep teyzen hala bizi bulamadı…

Ahmet Ünal ÇAM
ahmetunalcam@gmail.com
http://huzur.sehri.com

asilkartal
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 491
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
Konum: İST

Mesaj gönderen asilkartal » Çrş Oca 17, 2007 6:13 pm

selam arkadaşım hoşgeldin diyelim paylaşımın için de ayrıyetten teşekkürler
Resim

ozanyazar
Mesajlar: 6
Kayıt: Çrş Oca 17, 2007 11:09 am

Mesaj gönderen ozanyazar » Prş Oca 18, 2007 9:28 am

Ben teşekkür ederim.
tüm arkadaşlara
hayırlı, huzurlu, sağlıklı, mutlu
günler dileklerimle


Ahmet Ünal ÇAM

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Sal Oca 30, 2007 1:47 pm

ozanyazar

paylasimin icin tesekkürler,devamini bekliyoruz.

muhabbetle kal.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
murat_efe
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 277
Kayıt: Sal Ağu 22, 2006 9:47 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen murat_efe » Pzr Şub 04, 2007 12:15 pm

biraz kendinden bahsedermisin ozan.
tanıyalım seni...

ozanyazar
Mesajlar: 6
Kayıt: Çrş Oca 17, 2007 11:09 am

Mesaj gönderen ozanyazar » Pzt Şub 05, 2007 9:50 am

Murat bey, kendi halince (Desteksiz bir amatör) şair-yazarım
tek bir kitap çıkarabildim, kendi imkanlarımla bir yayınevine masrafını karşılayarak çıkarttığım için başta dağıtım sorunları olmak üzere her türlü sorunla karşılaştım. 1. kitaptaki sorunlar nedeniye (Öykülerim oldukça beğenilmesine rağmen) öykülerimin kitaplaştırılması idealimden uzaklaştım.

Meteorolojide memur(Ziraat mühendisi) olarak çalışıyorum.
Evli, (Allah bağışlarsa) 2 çocuk babasıyım.
İnsanlara güvenle yaklaştığım için çok yerde başım belaya girdi. Olmadık sorunlarla boğuşup duruyorum. Hatta bir arkadaşım "Helal olsun, bu kadar soruna rağmen yıkılmadın" diye yarı şaka-yarı ciddi /ama gerçek takıldığı bile oldu.
Yani şiir/öykü benim hayata tutunma köprüm sayılır.
Saygılarımla
Ahmet Ünal ÇAM



.
En son ozanyazar tarafından Pzt Şub 05, 2007 12:07 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Kullanıcı avatarı
yilmaz.sahin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 2053
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
Konum: İstanbul
İletişim:

Mesaj gönderen yilmaz.sahin » Pzt Şub 05, 2007 11:53 am

ozanyazar yazdı:
Meteorolojide memur(Ziaart mühendisi) olarak çalışıyorum.
Evli, (Allah bağışlarsa) 2 çocuk babasıyım.


Sitemize hoş geldiniz. Genel anlamda Tokat / Reşadiye / Demircili Beldesi ve Selimhan Yaylasına yönelik yaptığımız bu sitede internetin umumiyetinden dolayı kapımız herkese zaten açık. Çalışmalarınızdan dolayı sizi kutlarım. Benim site yöneticisi olarak sizden ricam yaş memleket gibi bilgilerin yanı sıra bu site de sizi çeken ne oldu gibi sorularımı yanıtlamanızı rica ediyorum.
"Söz uçar yazı kalır"

ozanyazar
Mesajlar: 6
Kayıt: Çrş Oca 17, 2007 11:09 am

Mesaj gönderen ozanyazar » Pzt Şub 05, 2007 12:08 pm

Google arama motoru aracılığı ile öykü ve şiirlerimi internette ararken, bu başlıktaki öykü vasıtasıyla sitenizle tanıştım.

Kullanıcı avatarı
murat_efe
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 277
Kayıt: Sal Ağu 22, 2006 9:47 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen murat_efe » Pzt Şub 05, 2007 6:15 pm

çok memnun oldum ahmet.
senden ricam bana adımla hitap etmen.boşverelim burada sizli bizli konuşmaları.iş hayatında bunu fazlasıyla yapıyoruz zaten.

şiire yada edebiyata olan bağlılığının sonuna kadar canı gönülden devam etmesini umuyorum...
bırak yazmayı okumayı bile bir külfet olarak bir toplumun cocuklarıyız...
buna rağmen hala senin gibi insanların varlığından haberdar olmak çok güzel. sitemizden uzaklaşma lütfen.
bu siteye katabileceğin çok şey olduğu kanısındayım.
tekrar görüşmek üzere...
saygılar.

Cevapla

“ŞİİRLERİNİZ, KİTAP, ROMAN, RÖPORTAJLAR, TİYATRO, SİNEMA ve NOSTALJİK” sayfasına dön