Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Şiir, kitap, film, müzik, gösteri önerileriniz ve çeşitli röportajlar bu başlık altında. Ayrıca sanatsal olsun olmasın şiirlerinizi, okuduğun kitap ve roman yorumlarınızı, gittiğiniz tiyatro oyunları ve sinema filmleri hakkındaki öneri görüşlerinizi buradan aktarabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
yilmaz.sahin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 2053
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
Konum: İstanbul
İletişim:

Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen yilmaz.sahin » Çrş Mar 25, 2009 4:50 pm

Evet sevgili dostlar. İçimizden biri, Demircili'li, kıymetli yazarımız Selvigül Hanım'ın yayınlanmış yazılarına -kendisinin izni ve onayı ile- ileriye dönük olarak da bu başlık altından ulaşabileceksiniz. Yazıları direkt tıklayıp okuyabilir ya da bilgisayarınıza arşivleyebilirsiniz. İyi ki memletimizden böyle kıymetli bir yazarımız çıkmış, iyi ki internet var. Yazılarını bizlerle paylaştığı ve paylaşacağı için Selvigül Hanım'a şahsım ve forum yönetimimiz adına teşekkür ederim.

İşte ilk 3 yazı ;

Resim Resim Resim

Eserlerin sahibi ve kaynak : Selvigül K. ŞAHİN

(Devamı gelecek inş...)
"Söz uçar yazı kalır"

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Çrş Mar 25, 2009 9:22 pm

Selvigül Kardeşim'den Allah razı olsun,bizler kendisini daha farklı yerlerde görmek istiyoruz.Toplumumuzda inanın en büyük eksikliğimiz insan eksikliği,bu şekilde insanların çoğalması hepimizin yararına olacaktır.....

Kullanıcı avatarı
HACI.OMER.SAHIN
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 257
Kayıt: Pzr Şub 24, 2008 10:41 pm
Konum: Türkiye

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen HACI.OMER.SAHIN » Prş Mar 26, 2009 1:03 am

degerlıi selvıgül hanım haberini okudum çok sevindim tabıkı günümüzde sizleri daha güz
el yerlerde görmek çok güzel teşekkürler

h.ömer

ebruli
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 129
Kayıt: Pzr Eyl 21, 2008 5:04 pm
Konum: Türkiye

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen ebruli » Prş Nis 09, 2009 11:53 pm

ilk hikaye soguk anne babbalar icin olan mükemmel. kırmızı ferrariye üzüldüm GÜZEL KEYİFLİ BİR HİKAYEYDİ

birde ali imran suresi ALLAH YOLUNDA ÖLENLERE ÖLÜ DEMEYİNİZ gazzedeki savas icin ölenlere allah rahmet eylesin

Kullanıcı avatarı
huseyin.ozdemir
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 127
Kayıt: Prş Mar 22, 2007 10:40 pm
Konum: İstanbul

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen huseyin.ozdemir » Cum Nis 10, 2009 12:51 am

Selvigül K. ŞAHİN Hanım asıl Utanması gerekenler. (GAZZE) deki vahşeti Dünyanın gözü önünde insanlık sucu işleyen

canilerdir. Sizi bu medeni cesaretinizden dolayı kutlar, yeni makalelerinizi ve eserlerinizi bizlerle,paylaşmanızdan mutluluk

duyarız. Saygı ve Selamlarla. Hüseyin ÖZDEİR.
İnsanı etkili kılan,düşüncelerindeki haklılık değil, bu haklılığa yaptığı katkıdır

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen zeynep » Pzt Eki 05, 2009 10:55 pm

KUDÜSTE BİR BAYRAM SABAHI

“Ey kalbimin şehri

Her gün seni soruyorum

Bir dosta nasılsın der gibi

Taş duvarlarındaki cevheri Meryemin sancısını

Narını, zeytinini, miracını

Köşede mum alevi gibi yalnız kalışını

Soruyorum matemini sırlarını

Ey kalbimin şehri”

Bünyamin Doğruer

Aydınlığa gebe serin bir Ramazan gecesinin seherinde düştük yollara.. . Bakir ışıkların aydınlattığı İstanbul sokaklarını, Ramazan şenliklerini, bol çeşitli sofraları, ışıl ışıl mahyaları, gümüş gümüş kubbeleri, narin minareleri, bayram alışverişlerini, okul hazırlıklarını, dergi yazılarını, cinayet haberlerin, kayıp ilanlarını ve dahi buradaki dünyamızı gerilerde bırakıp, başka bir dünyanın eşiğine doğru aheste revan yola koyulduk.

Musa’nın topuklarının değdiği, İsa’nın müjdesinin yayıldığı, Zekeriya’ nın hâmi olduğu, Davud’un sesinin yankılandığı, Süleyman’ının kuş ordularının, cin ordularının namazgâh tuttuğu, Belkıs’ın eteklerinin savrulduğu, Harun’un kardeş sancılarının sindiği, İbrahim’in içli dualarıyla gözyaşlarının sel olduğu, Sare’nin muhteşem güzelliğinin konuk olduğu, Yakup’un içli yakarışlarla gözlerini ama olduğu , Muhammed’in yetim kalmış yüreğinin, yeryüzünden ziyade, göklerde ağırlandığı, Meryem’in doğum sancılarının müjde olduğu ve Hüdhüdün haber uçurduğu; çöllere, mescitlere, havralara, kiliselere, camilere, kubbelere,taş duvarlara, çarşılara, asırlık meskenlere ve kutsal kılınmış olan Mescidi Aksa’ya idi yolculuğumuz… Vatan olmuş, vatan bilinmiş kutsal topraklara idi….

Şair diyor ya “ Mataramda tuzlu su” biz de o da yoktu. Ama uzun yola çıkmaya yinede hüküm giymiştik. Orucu yüreklerimize yâren kılıp, sabırla ve duayla artık yollardaydık. Grubuz müstesna simalardan oluşuyor. Rehberimiz Kudüs Sevdalısı yürekli bir insan. Onun heyecanı ve enerjisi hepimizi gezi boyunca diri tutuyor ve heyecanlandırıyor. Gazze bombalanırken dualarıyla yüreklerimize tercüman olan değerli Ramazan Kayan Hocamız, şiirleriyle Kudüs’ü her dem hatırlayan, yürekli mısralar dizen Şair, Bünyamin Doğruer bizimle. Grubumuzda eğitimciler ve dernek temsilcileri çoğunlukta

. Tel Aviv’e ulaşınca havaalanında bekletiliyoruz. Bu hep oluyormuş diyor arkadaşlar. İlginç manzaralara şahit oluyoruz. Farklı insanları ve mekânları görmek insanın ufkunu açıyor. Gezerek, görerek öğrenmenin künhüne varıyoruz. Yahudi din adamları, her türden insan, Hıristiyan turisteler hepsi birer birer geçiyor. Bir biz kalıyoruz. Beklemek yüreğimi acıtıyor. Kardeşlerime kavuşacağım birkaç saat sonra biliyorum. Sevinçten mi, yoksa içine düştüğümüz bu anlamsız bekleyişten mi gözlerim nemleniyor. Ben onları özlemle görmek istiyorum. Onlar benim kardeşlerim. Hamîsiz kalmış, kolu kanadı kırılmış, milyonlarca müslümanın gözü önünde özgürlüğün ve direnmenin tarihini yazmış her biri iman bombası yürekleri ile dünyalara bedel kardeşlerim onlar benim. Ben onları görmek için gidiyorum. Çocuklarımı uykularında öperek, eşten dosttan geçerek, vatan bildiğim İstanbul’u, evimi ocağımı gerilerde bırakarak düştüm bu yola. Sadece onları görmek istiyorum. Onların yalnız ama imanı bir aşk gibi kuşanmış yüreklerine çocuklarımın masum dualarını bırakmak için gidiyorum… Yüreğim onlardan ilham ve hız alsın istiyorum. Haksızlığa ve zulme karşı hep yanlarında olduğumu ve olacağını haykırmak için gidiyorum. Ve onları daim seveceğimi, onların adanmış yüreklerine hep gıpta ettiğimi söylemek için gidiyorum.

Anlamsız bekleyişlerden sonra nihayet ulaşıyoruz Kudüs’e. Kudüş bir nazlı gelin gibi bekliyor tüm Müslüman yürekleri. Mihrinin verilmesini bekliyor. Hamî istiyor, sahip istiyor. Örtülerinin açılmasını, asırlık sırlarının saklanmasını istiyor. Nazlı duvağını açmak, kendini teslim etmek için; Kudüs bedel istiyor Müslüman dünyadan.

Yeryüzü bana mescit kılındı diyen Resule uyarak, kadim her taşında secdelerim, ayak izlerim olsun diye çabaladım, ama çaresiz ve düşkün kaldım. Yetmedi yüreğim o güzel insanların hızlarına, ulaşamadı dualarım onların gözyaşına karılmış nidalarına. Hep bir yanım eksik kaldı. Hala kirlerimden, dünyalıklarımdan, malımdan, mülkümden, eşimden, çocuklarımdan ve dahi tüm eşyamdan adım alamamıştım. Oysa onlar ne güzeller, ne sadeler, nasılda peygamberin izindeler. Bir lokma, bir hırka. Ama uyumadan, uyuşmadan, dipdiri ve esenlik sağan dualarına umutları yükleyerek, Onların mini mini yavruları, yiğit eşleri, cengâver delikanlıları, gelinlik kızları cennete erkenden konuk oluyor. Ah, vah yok cehrelerinde. Kubbe tül Sahranın önünde sohbet ediyoruz. Sekiz çocuklu bir anne ve yanında çocukları. Onlara muhabbetimi anlatıyorum. Çantamdan verecek bir şeyler arıyorum. Tel kare gümüş bir broşu genç kızlardan birisinin yakasına takıyorum. Sevinçliyiz. Yüreklerimiz coşkulu. Onlara İstanbul dan, Türkiye’den selamlar getirdim heyecanlı aktarıyorum. Neden sonra nerden aklıma gelmişse soruyorum. “Babanız ne iş yapıyor? “Gayet normal bir şekilde, “çarşıda “der gibi, “işte” der gibi,” gezmeye gitti “der gibi,’’ hapiste ‘diyorlar. Hem de sekiz yıldır. Ben bir tuhaf oluyorum. Ama onların gözlerinde hala yıldızlar parlıyor, yanaklarında gamzeler açıyor. Anlıyorum onlar için hayatın anlamı bu. Bununla nefes alıyor, bununla imanlarını kavi ve anlamlı kılıyorlar… Onlar sadece bunun için yaşıyorlar. Mescidi- i Aksada olmak yetiyor onlara. Labirent gibi uzanan dar taş çarşılar, taş evler cennet diyarlarından bir diyar gibi onlara her dem esenlik sağıyor…

El Halil’de, Batı Şeria’da, Beytül Lahim’de, Zeytin Dağında, Yeni ve Eski Kudüs ‘te, Eriha’da, birçok kutsal mekanı gezdik. Peygamber diyarında bulunan tüm Peygamberlerin makamlarını ziyaret ettik. Selmani Farisi gibi Rabia tül Adevviye gibi büyükleri de makamlarında ziyaret etmeye çalıştık. Ve sayılı gün gelip geçer. Bayram gününe ulaştık.

Ramazanın son üç gününü Kudüs’te geçirdik. Her yandan kuşatılmış, bu rüya şehrinin sokakları, her şeye inat bayram telaşını tarifsiz bir coşkuyla yaşıyor. Tarihi taş çarşıları insan seli eşliğinde geçiyoruz. Genelde Babuz Zehra kapısını kullanıyoruz. Genç, yaşlı, çoluk çocuk herkes yollara düşmüş gibi. Bir ırmak coşkusuyla insan seli Mescidi Aksa’ya akıyor. Turşu, baharat ve tarih kokan çarşılardan geçerken kendimi bir an Mahmut Paşa da zannediyorum. Oysa burası daha mütevazı. Kuruyemiş dükkanları, incik boncuk, rengarenk kıyafetler, feraceler, oyuncaklar ve dahi neler neler…

Bayram hüzünlü çehrelere, yetim yüreklere nasıl da cennet sevincini yaşatıyor. Bayram her yerde Bayram. İster yetim ol, ister dul, kimsesiz, terkedilmiş, yüzün gülüyor, senin de kapın çalınıyor. Ellerinden tutuyor melekler, görünmez tebessümler konduruyorlar gül çehrene. Sabah namazını deryada damla olup, insan seliyle eda ediyoruz. Allahü Ekber diyerek tekbirler getiriyoruz huşu ve hüznü kuşanıp. Yeryüzünü mescit duyarlılığı ile yaşayanların arasındayız. Kardeşlerim muhteşem bayram sevincini yaşıyorlar. Oralarda bayram, gerçek, olması gereken Bayramlar gibi yaşanıyor. Ve kefeni beline kuşanıp minberde hutbe okuyan hocanın okuduğu ayetler kalıyor en son aklımda:

“Tevbe 111: Kuşku yok ki, Allah yolunda çarpışan, öldürülen müminlerden Allah, karşılığında cennet vaat ederek mallarını ve canlarını satın almıştır. Bu Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da gerçekleştirmeyi üstlendiği bir vaadedir: hem sözüne Allah’tan daha sadık kim olabilir? Öyleyse sevinin O’nunla böyle bir alışveriş yaptığınız için; bu, işte budur muhteşem mutluluk! “

Kudüs’teki Müslümanların alışverişleri ne güzel, ne bereketli, ya bizim alışverişimiz, bizim muhteşem mutluluğuz nerelerde?



23. Pazar. 2009 Kudüs

Selvigül Kandoğmuş ŞAHİN
Dosya ekleri
GetAttachment.aspx.jpeg
GetAttachment.aspx.jpeg (209.15 KiB) 11442 kere görüntülendi
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
Ugur Ozdemir
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 993
Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
Konum: Yurt Dışı

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen Ugur Ozdemir » Çrş Eki 14, 2009 3:58 pm

Allah razi olsun,

o kadar güzel icten yazmissinizki duygulanmamak aglamamak imkansiz, sanki o ziyarette bende
varmisim gibi etkilendim.

Insaallah Mevlam bizlerede o muhtesem mutlulugu tadip oradaki kahraman kardeslerimiz gibi güzel ve bereketli alisverisler
yapmayi bizlere nasip eylesin.

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Çrş Eki 14, 2009 9:00 pm

İnşallah Uğur kardeşim,

Selvilgül bacımız duygularının o kadar muhteşem ifade etmişki etkilenmemek elde değil.Allah razı olsun....

selvigul.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 32
Kayıt: Sal Oca 29, 2008 5:03 pm
Konum: Türkiye

Re: Yazarımız Selvigül K. ŞAHİN'in Yazıları Burada

Mesaj gönderen selvigul.sahin » Cmt Oca 16, 2010 2:40 pm

Sevgili dostlar, ilginize teşekkürler,
Kudüs bir sevdadır, akan bir yaradır.
Rabbimin nasipli kulları olarak, oraları görmek nasip oldu. Peygamberimizin övdüğü üç mescidden birisini ziyaret etmiş olduk.
Kudüs'ü görmek, İsraillileri görmek bir okul gibi neredeyse. Büyük derslerle döndük. Dileğim o ki, evrensel bir Kudüs seferberliğiyle, duayla, kardeşlerimizi analım, onları anlamaya çalışalım. Çünkü ümmetin yükünü omuzlamış, tüm müslümanlar için siper bekleyen, şehit olan, yüzümüzün akı kardeşlerimiz onlar bizim. Ne kadar şükretsek azdır. Büyük nimetler içerisindeyiz. Ama Rabbim bunu soracaktır. Kudüs bilincini günlerimize, yaşantılarımıza taşıma dileğiyle...
Rabbim oraları görmeyi yürekli kardeşlere nasip eder inşallah... Ufkumuzu geniş tutup, bizim dışımızdaki dünyalara da duyarlı olmalıyız temennisi ve duasıyla....

Cevapla

“ŞİİRLERİNİZ, KİTAP, ROMAN, RÖPORTAJLAR, TİYATRO, SİNEMA ve NOSTALJİK” sayfasına dön