KABİR AZABI!!!!!!!!

"Eüzübillahimineşeytani siyaset" düsturunda islami konuları bildiğiniz kadarıyla buradan paylaşabilirizsiniz.
Cevapla
kandoğmuş
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 161
Kayıt: Pzt Oca 01, 2007 9:27 am
Konum: Türkiye

KABİR AZABI!!!!!!!!

Mesaj gönderen kandoğmuş » Pzt Mar 19, 2007 12:51 pm

Buharî, Kitab-ül Cenaiz 128 numaralı rivâyet:



“.... Enes ibn-i Malik onlara şöyle tahdis etmiştir: “Rasülüllah şöyle buyurdu: “Kul, kabri içine konulduğu ve arkadaşları ile cemaati geriye dönüp gittikleri zaman –ki ölü bunların yürürken çıkardıkları ayakkabılarınnın seslerini bile muhakkak işitir- ona iki melek gelir. Bunlar ölüyü oturturlar ve ona:

_ Şu Muhammed adlı kimse hakkında ne der idin? Diye sorarlar.

Bu soruya muhatap olan mü’min kul:

_ O’nun allah’ın kulu ve rasülü olduğuna şehadet ederim, der. Bunun üzerine melekler tarafından:

_ Cehennemdeki oturacak yerine bak. Allah bu azap yerini senin için cennetten bir oturacak makama tebdil etti, denilir de o mü’min kul, cehennem ve cennetteki o iki makamını beraberce görür”.

Katade: “O mü’mine, kabri içinde bir genişlik verileceği bize zikrolundu” dedi ve sonra yine Enes hadisine döndü. Rasülüllah şöyle buyurdu:

“münafık ve kafir olan kula gelince, ona da:

_ Ben O’nun hakkında bir şey bilmiyorum. Ben sadece insanların onun hakkında söyleye geldikleri sözü söylerdim, diye cevap verir.

Bunun üzerine ona:

_ Anlamadın ve uymadın, denir ve ona demirden tokmaklarla öyle bir vuruş vurulur ki, derhal şiddetli bir sayha ile bağırır. Bu bağırışı insan ve cinlerden ibaret olan iki ağırlıktan başka bu ölüye yakın olan her şey işitir.”



Tirmizî, Kitab-ül Cenaiz 70 numaralı rivâyet:



“Ölü kabre konulunca birine Münker, diğerine Nekîr denilen iki siyah, çakır gözlü melek gelir. “Bu adam hakkında ne diyorsun?” derler. O da hayatta söylediği gibi:

_ O, Allah’ın kulu ve elçisidir. Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna tanıklık ederim, der. Melekler:

_ Senin böyle söylediğini biliyorduk, derler.

Sonra onun kabrinde, yetmiş çarpı yetmiş arşın yer açılır, kabrinin içi aydınlatılır. Ona:

_ Uyu, denilir. O der ki:

_ Gideyim, aileme haber vereyim. Melekler derler ki.

_ Gelin gibi uyu. Kendi ailesi içinde en sevdiği kimseden başkasının uyandıramayacağı gelin gibi uyu. Tâ Allah onu yattığı yerden kaldırıncaya kadar. Münafık ise:

_ Ben onun hakkında insanların bir şeyler söylediğini duydum, ben de öyle dedim. Bilmiyorum, der. Melekler derler ki:

_ Zaten biz senin böyle dediğini biliyorduk!

Toprağa da:

_ Onu sıkıştır! Denilir.

Toprak onu öyle sıkıştırır ki kaburga kemikleri birbirine geçer. Allah kıyamette onu yattığı yerden diriltinceye kadar ona böyle azap edilir.”

Kullanıcı avatarı
nightsman

Mesaj gönderen nightsman » Pzt Mar 19, 2007 10:49 pm

sagol kardeşim güsel paylaşımın için.bazılarını biliyordum bilmedigimide şimdi ögrendim

Kullanıcı avatarı
MATRAX:)
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 215
Kayıt: Pzr Eyl 24, 2006 3:41 pm
Konum: Yurt Dışı
İletişim:

emeğe saygı

Mesaj gönderen MATRAX:) » Sal Mar 20, 2007 6:02 pm

kardeşim cok güzel bir konu devamını bekleriz
MUTLU IKEN HERKEZ IYI OLUR ADAM KAVGADA BELLI OLUR[font=Arial Black][/font]

kandoğmuş
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 161
Kayıt: Pzt Oca 01, 2007 9:27 am
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen kandoğmuş » Çrş Mar 21, 2007 11:52 am

ALLAH CÜMLEMİZDEN RAZI OLSUN
.Kabir Azabı ve Münker Nekir'in Sorgusu
Berra b. Azib (r.a) şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber ile beraber ensardan bir kişinin cenazesine gittik. Hz. Peygamber onun kabrinin üzerine, başını önüne eğerek oturdu. Sonra şöyle buyurdu: 'Yârab! Kabir azabından sana sığınıyorum' Bu sözünü üç defa söyledikten sonra şöyle buyurdu:

Mü'min bir kimse, ahiret yolunda olduğunda Allah Teâlâ, bir grup melek gönderir. O meleklerin yüzü geniştir. Onların beraberinde o mü'minin güzel kokusu ve kefeni vardır, melekler oturup beklerler. Ne zaman mü'minin ruhu çıkarsa yer ile gök arasında ve gökte bulunan her melek onun üzerine namaz kılar (veya dua eder)ler. Onun için göklerin kapıları açılır. O kapılardan o mü'minin ruhunun geçmesini istemeyen hiçbir kapı olmaz. Ruh yükseltilip götürülünce şöyle denir: 'Ey rab! Falan kulun (geldi)'.

Buna karşılık Allah Teâlâ şöyle buyurur: 'Onu geri götürün! Ona hazırladığım nimetleri gösterin. Çünkü ben ona şöyle va'detmiştim: Sizi ondan (topraktan) yarattık yine oraya döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız.(Tâhâ/55)

Sonra ona güzel yüzlü, güzel kokulu ve güzel elbiseli biri gelir ve o ölüye der ki: 'Rabbinin rahmetiyle ve içinde ebedî nimet bulunan cennetle müjdelen!' Mü'min ona 'Sen de onunla müjdelen! Allah sana mükâfat versin! Sen kimsin?' der. Gelen der ki: 'Ben senin sâlih amelinim. Allah'a yemin olsun, ben seni Allah'ın taatine acele eder, Allah'a karşı günahtan sakınır buldum. Bu bakımdan Allah sana hayrı mükafat verdi'. Sonra bir tellâl şöyle bağırır: 'Ona cennet sergilerinden serin. Ona cennete açılan bir kapı açin'. Ona cennet sergilerinden serilir, ona cennete açılan bir kapı açılır ve o şöyle der: 'Yârab! Kıyameti acelece kopar ki aile efradıma ve malıma kavuşayım'. Kâfire, dünyadan ayrılırken katı, şedîd, beraberlerinde ateşten yapılmış elbiseler, katrandan mamul iç gömlekler olduğu halde bir kısım melekler gelirler. Onun etrafını sararlar. Onun canı bedeninden çıkınca yer ile gök arasında ve gökte bulunan her melek ona lanet eder. Göklerin kapıları kilitlenir. O kapılardan hiçbiri onun ruhunun kendisinden geçmesini istemez. Onun ruhu götürülünce geriye atılır ve denilir ki: 'Ey rabbim! Bu senin falan kulundur. Hiçbir gök ve yer onu kabul etmedi'.

Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur: 'Ona geri götürün. Ona hazırladığım şerri gösterin; zira ben ona va'detmiştim:
Sizi topraktan yarattık yine oraya döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız.
(Tâhâ/55)

Muhakkak ki o ölü, kendisini defnedenler geri dönüp giderken ayak seslerini işitir. Ona denir ki: 'Ey kişi! Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? Dinin nedir?' O 'Bilmiyorum!5 der. Ona denilir ki: 'Zaten sen bilmemişsin. Sonra ona çirkin yüzlü, pis kokulu, çirkin elbiseli biri gelir der ki: 'Allah'ın öfkesiyle elem verici ve daimî olan bir azabla müjdelen!' Buna karşılık o 'Allah Teâlâ seni şer ile müjdelesin! Sen kimsin?' O da der ki: 'Ben senin çirkin amelinim. Allah'a yemin ederim. Sen Allah'a isyan etmede aceleci ve ibadet etmede tembel idin. Bu bakımdan Allah Teâlâ sana şerri ceza olarak verdi'. Bunun üzerine kişi ameline der ki: 'Allah Teâlâ şerri sana da ceza olarak verdi (versin)'. Sonra o kimseye sağır, kör, dilsiz, beraberinde demirden bir tokmak olan biri musallat kılınır ki bütün cinler ve insanlar o kimsenin elindeki tokmağı kaldırmaya çalışsalar, buna güleri yetmez. Eğer o kimse o tokmakla bir dağa vursa, o dağ tuzbuz olur. Sonra o kimseye ruh geri gönderilir. Gelen kişi o tokmakla onun iki gözünün arasına bir darbe vurur ki cinler ve insanlar hariç yeryüzünde bulunan herşey o darbenin sesini işitir.

Sonra bir tellâl şöyle çağırır: 'Bunun için ateşten iki levha serin. Cehenneme açılan bir kapı acın!' Böylece ona ateşten yapılan iki levha serilir, cehenneme açılan iki kapı açılır. 152

Muhammed b. Ali (b. Hüseyin) şöyle demiştir: 'Her ölene, öldüğü anda iyi amelleriyle kötü amelleri gösterilir. O kimse iyiliklerine gözünü dikip bakar, kötülüklerine gözünü kapatır'

Cevapla

“İSLAMİYETİ YAŞAYIŞ ve DİNİ KONULAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZ” sayfasına dön