RİSALE-İ NUR KÜLLİYATINDAN

"Eüzübillahimineşeytani siyaset" düsturunda islami konuları bildiğiniz kadarıyla buradan paylaşabilirizsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
tarihci000

RİSALE-İ NUR KÜLLİYATINDAN

Mesaj gönderen tarihci000 » Çrş Mar 12, 2008 8:02 am

171- Tenbellikle namazı terkeden veyahud kıymetini bilmeyen; ne kadar câhil, ne derece hâsir, ne kadar zararlı olduğunu bilâhare anlar, ama iş işten geçer. İ. İ'caz - 43


172- Herşey gibi, elbette gençliğin dahi lezzetleri gidecek. Lem - 233


173- Bir saatin sanatkârı nasıl saatini çevirir, açar, gösterir, tarif eder; Kur'an dahi, elinde kâinatı tutmuş öyle yapıyor. Mektubat - 190


174- (Tabiat), bir nakıştır, nakkaş olamaz. Lem'alar - 186


175- Dindaşlarınızla ittifak ediniz.. yani, ihtilafa düşmeyiniz. Lem'alar - 155


176- Şeytanın arkadaşları çoktur. A'sar-ı Bediiye: Münazarat


177- Bir tek adam seninle hidayete gelse, sahra dolusu kırmızı koyun, keçiden daha hayırlıdır. Şualar - 336


178- Mâdem Allah var. Elbette âhiret vardır. Sözler -104


179- Milletin kalb hastalığı; za'f-ı diyanettir. Bunu takviye ile sıhhat bulabilir. H. Ş. - 86


180- İnsan ibadetine i'timad etmemelidir ve dâima ibadetinin artmasına çalışmalıdır. İşarat-ül İ'caz - 99


181- Dünyanın lezaizi zehirli bala benzer. Lezzeti nisbetinde elemi de vardır. Mes-125


182- "Bir saat tefekkür, bir sene ibadet-i nâfile hükmünde" Kastamonu L.- 10


183- Bütün yıldızları elinde tutmayan, birtek zerreye Rab olamaz. Sözler - 591


184- (İnsan) Kusur etse, istiğfar etmeli. Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et ...Âmin. Sözler - 29


185- Cenab-ı Hak herşeyden daha büyüktür. B.Mesnevi - 121


186- İnsan der: "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" Sen, de: "Kim onları bidayeten inşa edip hayat vermiş ise, o diriltecek." Sözler - 114


187- Sivrisineğin gözünü halkeden, Güneş'i dahi o halketmiştir. Mektubat - 468


188- Bu zamanda en büyük ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır. Emirdağ L - 62


189- Bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara... Yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Sözler - 671


190- Kur'an, bitmez ve tükenmez bir hazinedir. Mektubat - 388

__________________

..kelâmın ağusu ikram olunsa, şeker şerbet der içeriz
..yağmur yağanda su vermesen, ağlar, gözyaşımızı içeriz
..ger sen bize kaşın çatsan, biz kendimizden geçeriz
..gönül ko'maz hiçbir demde, cânan için candan geçeriz

zafer.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 287
Kayıt: Prş Oca 24, 2008 9:54 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zafer.sahin » Çrş Mar 12, 2008 4:36 pm

İNSANIN GAYESİ VE HAKİKİ SAADETİ


Âhiret gibi dünya saadeti dahi ibadet­te ve Allah’a asker olmaktadır. Öyleyse biz daima “Elhamdü lillâhi ale’t-tâati ve’t-tevfîk” demeliyiz ve Müslüman olduğumuza şükretmeliyiz. (Sözler sh: 19)

Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez. Vazife ise, yalnız bir asker gibi, Allah namına işlemeli, başÂ­lamalı. Ve Allah hesabıyla vermeli ve almalı. Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı. Kusur etse, istiğfar etmeli.

“Yâ Rab, kusurumuzu affet. Bizi kendine kul ka­bul et. Emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmin” demeli ve Ona yalvar­malı. (Sözler sh: 29)

Her kim hayat-ı fâniyeyi esas maksat yapsa, zahiren bir cennet içinde olsa da, mânen cehennemdedir. Ve her kim hayat-ı bâkıyeye cid­dî müteveccih ise, saadet-i dâreyne mazhardır. Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da, dün­yasını Cennetin intizar[6] salonu hükmünde gördüğü için hoş görür, tahammül eder, sabır içinde şükre­der. (Sözler sh: 39)

İbadetin mânâsı şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemâl-i Rububiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rah­met‑i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir. (Sözler sh: 41)
Bu dünya dahi kendi için değil. Kendi kendine de bu sureti alması muhaldir. Belki, kafile-i mahlûkatın gelip konmak ve göçmek için dolup boşanan, hikmetle yapılmış bir misafirhanesidir. (Sözler sh: 74)
Şu dünyadaki tezyinat, yalnız telezzüz veya tenezzüh için de­ğil. Çünkü bir zaman lezzet verse, firakıyla bir­çok zaman elem verir. Sana tattırır, iştahını açar, fakat doyurmaz. Çünkü ya onun ömrü kısa, ya senin ömrün kısadır; doymaya kâfi değil. Demek kıy­meti yüksek, müddeti kısa olan şu tezyinat ibret içindir, şükür içindir. Usul-ü da­imîsine teşvik içindir; başka, gayet ulvî gayeler içindir. (Sözler sh: 74)

ÂHİRET VE HAŞİR
Şu dünya bir zi­kirhane-i Rahmân, bir talimgâh-ı beşer ve hay­van, ve bir meydan-ı imtihan-ı ins ü cândır. Bütün vefiyât-ı hayvaniye ve insaniye ise, terhisattır. Va­zife-i hayatını bitirenler, bu dâr-ı fâniden, mânen mesrurâne, dağdağasız diğer bir âleme giderler—ta yeni vazifedarlara yer açılsın, gelip çalışsınlar. (Sözler sh: 17)

Hazırlanınız; başka, daimî bir memlekete gide­ceksiniz. Öyle bir memleket ki, bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir. (Sözler sh: 58)



Bütün beşerin fıtrat-ı insaniyet lisan-ı haliyle, bütün kuvvetiyle istediği beka ve saadet-i ebediyeyi, o nev-i beşer namına zat-ı Ahmediye (a.s.m.) istiyor ve beşerin nuranî kısmı, onun arkasında âmin diyorlar. Aca­ba hiç mümkün müdür ki, şu dua kabule karîn olmasın? (Sözler sh: 70)
İnsan, ipi bo­ğazına sarılıp istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır. Belki, bütün amellerinin suretleri alınıp yazılır ve bütün fiillerinin neticeleri muha­sebe için zaptedilir. (Sözler sh: 76)

Kaynak:
Risale-i Nur'dan İmani vecizeler...
BİR YERDE KÜÇÜK İNSANLARIN GÖLGESİ OLUŞUYORSA ORDA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.

ENSSHN
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 331
Kayıt: Cum Oca 25, 2008 11:32 pm

Mesaj gönderen ENSSHN » Çrş Mar 12, 2008 11:29 pm

irsat ve teblıg hareketıne burdamı dvm edıyosunuz sımdıde=)=)
düşünmek taraf olmaktır..

zafer.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 287
Kayıt: Prş Oca 24, 2008 9:54 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zafer.sahin » Prş Mar 13, 2008 7:48 am

ENES EVET TÜM ENGELLERE RAĞMEN DEVAM EDECEĞİM ALLAHIN İZNİYLE
BİR YERDE KÜÇÜK İNSANLARIN GÖLGESİ OLUŞUYORSA ORDA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.

Cevapla

“İSLAMİYETİ YAŞAYIŞ ve DİNİ KONULAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZ” sayfasına dön