Kalple Yapılan Gıybet, Toplumu Kemiren Dehşetli Hastalık: "SU-İ ZAN"
Kalple Yapılan Gıybet, Toplumu Kemiren Dehşetli Hastalık: "SU-İ ZAN"
SU-İ ZAN EDEN SU-İ ZANNA MARUZ KALIR
BAŞKALARININ HAREKETLERİNİ SU-İ TEVİL EDENLERİN HAREKELTLERİ YAKIN BİR GELECEKTE SU-İ TEVİLE UĞRAR
Herkesin kalbinde olanı, ancak gaybı bilen Allah bilir. Gözünle görüp tevil kabul etmeyen kat’î bir malûmâta sahip olmadıkça, kimse için kötü düşünmeye hakkın yoktur! Gözünle görmeyip, kulağınla duymadığın hususlarda kalbine gelen şüpheler şeytandandır! Şeytan ise en fâsık kimse olduğu için, onu tasdik değil, yalanlaman gerekir. Nitekim Allah Kur’ân’da şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Eğer fâsık bir kimse size bir haber getirirse, onun içyüzünü araştırın; yoksa bilmeyerek bir topluluğa kötülük edersiniz de, sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (Hucûrât, 6)
BAŞKALARININ HAREKETLERİNİ SU-İ TEVİL EDENLERİN HAREKELTLERİ YAKIN BİR GELECEKTE SU-İ TEVİLE UĞRAR
Herkesin kalbinde olanı, ancak gaybı bilen Allah bilir. Gözünle görüp tevil kabul etmeyen kat’î bir malûmâta sahip olmadıkça, kimse için kötü düşünmeye hakkın yoktur! Gözünle görmeyip, kulağınla duymadığın hususlarda kalbine gelen şüpheler şeytandandır! Şeytan ise en fâsık kimse olduğu için, onu tasdik değil, yalanlaman gerekir. Nitekim Allah Kur’ân’da şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Eğer fâsık bir kimse size bir haber getirirse, onun içyüzünü araştırın; yoksa bilmeyerek bir topluluğa kötülük edersiniz de, sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (Hucûrât, 6)
- Dosya ekleri
-
- suizan.jpg (4.44 KiB) 7481 kere görüntülendi
HER SÖYLEDİĞİN DOĞRU OLMALI FAKAT HER DOĞRU HER YERDE SÖYLENMEZ
Dinimiz, aile ve toplum hayatının güvenli ve huzurlu olmasına, fertlerin dindar ve ah-laklı olması büyük önem vermiştir. Gıybet, Koğuculuk, iftira, yalan ve yalancı şahitlik aile ve toplumun güven ve huzurunu yok eden, fertlerin gayr-i ahlâkî olmasına neden olan kötü dav-ranışlardır. Bu sebeple yüce rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz tarafından yasaklanmıştır. Bu davranışlar tövbe etmeyi gerektiren büyük günahlardan sayılmıştır. Bu itibarla müslüman, gıybet, koğuculuk, iftira, yalan ve yalancı şahitlik gibi kötü davranışlardan uzak durmak zo-rundadır. Bu davranışlardan har hangi birini yaptı ise hemen Allah'a tövbe etmelidir. Bir yer-de batıl ve zararlı konuşmalar, dedikodu, gıybet ve koğuculuk yapılıyorsa ortam müsait ise önce ikaz edilmeli, ikaz edilemiyor veya ikaz fayda vermiyorsa o meclis terk edilmelidir. Bu, mümin için bir sorumluluk, bilinçli bir davranış, günahtan kaçış ve günaha vasıta olmama duygusudur.Peygamberimiz konuştuğu zaman müminin doğru konuşmasının veya susmasını tavsiye etmektedir. Müslüman ne eliyle ne de dilişle insanlara zarar veremez, vermemelidir. Bu, mümin olmanın gereğidir.
Çok söze yalan karışabilir, çok konuşma kalbe kasvet verebilir, zihni yorabilir, tefek-küre mani olabilir, dinleyenleri usandırabilir. Çok konuşan çok hata eder ve sözün tesirini azaltır. Bu itibarla az, öz, doğru ve yararlı şeyler konuşmak müminin şiarı olmalıdır.
Müslüman, çok kıymetli olan ömür sermayesini Allah’ın rızası doğrultusunda harca-malı, olumsuzlukları terk etmeli, nefis muhasebesi yaparak kusurlarından dolayı tövbe etme-lidir.
Peygamberimiz (a.s.) bu sözleriyle bize gıybetin uygun olmayan kötü bir davranış ol-duğunu bildirmektedir. Yüce Allah da Kur'ân'da gıybeti kesin olarak yasaklamaktadır:
يا ايها الذين امنوا اجتنبوا كثيرا من الظن ان بعض الظن اثم و لا تجسسوا و لا يغتب بعضكم بعضا ايحب احدكم ان ياكل لحم اخيه ميتا فكرهتموه و اتقوا الله ان الله تواب رحيم
“Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir”
* Gıybet,alçakların otladığı bir otlaktır.
Adiy b.Hatem
* Bilmem ki nedir gıybet etmekle kişinin kârı ? Bu günâhı edenin var mı namusu ârı?
H.Alhas SERTKAYA
* Arkadan yapılan gıybetin büyüktür yâresi, Dilini tutmaktır bu günâhın büyük çaresi.
H.Alhas SERTKAYA
Çok söze yalan karışabilir, çok konuşma kalbe kasvet verebilir, zihni yorabilir, tefek-küre mani olabilir, dinleyenleri usandırabilir. Çok konuşan çok hata eder ve sözün tesirini azaltır. Bu itibarla az, öz, doğru ve yararlı şeyler konuşmak müminin şiarı olmalıdır.
Müslüman, çok kıymetli olan ömür sermayesini Allah’ın rızası doğrultusunda harca-malı, olumsuzlukları terk etmeli, nefis muhasebesi yaparak kusurlarından dolayı tövbe etme-lidir.
Peygamberimiz (a.s.) bu sözleriyle bize gıybetin uygun olmayan kötü bir davranış ol-duğunu bildirmektedir. Yüce Allah da Kur'ân'da gıybeti kesin olarak yasaklamaktadır:
يا ايها الذين امنوا اجتنبوا كثيرا من الظن ان بعض الظن اثم و لا تجسسوا و لا يغتب بعضكم بعضا ايحب احدكم ان ياكل لحم اخيه ميتا فكرهتموه و اتقوا الله ان الله تواب رحيم
“Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir”
* Gıybet,alçakların otladığı bir otlaktır.
Adiy b.Hatem
* Bilmem ki nedir gıybet etmekle kişinin kârı ? Bu günâhı edenin var mı namusu ârı?
H.Alhas SERTKAYA
* Arkadan yapılan gıybetin büyüktür yâresi, Dilini tutmaktır bu günâhın büyük çaresi.
H.Alhas SERTKAYA
- Dosya ekleri
-
- allahım sen bizleri affeyle yarabbim..jpg (96.37 KiB) 7475 kere görüntülendi
kısa bi hikaye
Bir adam Hasan-i Basri Hz.lerine gelip "Falanca kisi, senin hakkinda sunlari soyledi", diyerek
onun giybetini yapinca, aralarinda soyle bir konusma gecti:
- Ne zaman soyledi?
- Bugun
- Nerede?
- Evinde
- Onun evinde ne yapiyordun?
- Ziyafet vardi, onun icin gitmistim.
- Orada ne yedin?
- Sekiz cesit yemek vardi, hepsinden yedim.
Bunun uzerine Hasan-i Basri:
- Sekiz cesit yemegi karnina sigdirdin da bu sozu sigdiramadin ha? diyerek adami yanindan
uzaklastirir.
Sadi-i Sirazi anlatiyor:
Bir gece ibadet etmek niyetiyle, babamla birlikte gec vakte kadar oturmustum. Bir ara pencereden
disariya baktigimda, komsu evlerin karanlik oldugunu gorerek:
- Baba, dedim. Ne olurdu su evdekiler de kalkip iki rekat namaz kilsalardi.Ölü gibi uyuyorlar.Babam:
- Canim ogul, diye cevap verdi. Halki cekistirecegine, keske sen de uyusaydin.
onun giybetini yapinca, aralarinda soyle bir konusma gecti:
- Ne zaman soyledi?
- Bugun
- Nerede?
- Evinde
- Onun evinde ne yapiyordun?
- Ziyafet vardi, onun icin gitmistim.
- Orada ne yedin?
- Sekiz cesit yemek vardi, hepsinden yedim.
Bunun uzerine Hasan-i Basri:
- Sekiz cesit yemegi karnina sigdirdin da bu sozu sigdiramadin ha? diyerek adami yanindan
uzaklastirir.
Sadi-i Sirazi anlatiyor:
Bir gece ibadet etmek niyetiyle, babamla birlikte gec vakte kadar oturmustum. Bir ara pencereden
disariya baktigimda, komsu evlerin karanlik oldugunu gorerek:
- Baba, dedim. Ne olurdu su evdekiler de kalkip iki rekat namaz kilsalardi.Ölü gibi uyuyorlar.Babam:
- Canim ogul, diye cevap verdi. Halki cekistirecegine, keske sen de uyusaydin.
- KIYMET_OZDEMIR
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 677
- Kayıt: Çrş Mar 21, 2007 11:49 am
- Konum: İstanbul
hmmm cok güzel bir konu önce konuyu acan arkadasa tskler ve simdi Allah icin hangımız dedıkodu yapmıyoruz yapmıyorum dıyen kesinlikle yalan konuşmuş olur hadiiii kadınlar dedıkodu yapıyorlarda erkeklerın yapmasına nedemeli :?
Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir
Cevizi kırıp özüne inmeyen,hepsini kabuk zanneder.
Cevizi kırıp özüne inmeyen,hepsini kabuk zanneder.
slm
BEN KONUYLA İLGİLİ Bİ CAMİ İMAMINA BU SORUYU SORDUM BANA SU CVABI VERDİ KİŞİNİN ARKASINDAN YAPILAN YORUMLAR İYİ VEYA KÖTÜ YORUMLAR GIYBETE GİRİYOR DEDİ.KALA KALDIM KONUYLA İLGİLİ GENİŞ BİLGİSİ OLANLARIMIZ AYDINLATIRSA SEVİNİRİM.
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Sevgili Nurhan;
O Cami İmamı kimse sana yalnış bilgi vermiş.Kişilerin arkasından konuşulan iyi veya güzel sözler gıybet değildir.
Gıybet; "Bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şekilde konuşmak" demektir. Türkçe'de bu kavramın karşılığı olarak "dedikodu" ve "çekiştirme" kelimeleri kullanılır. Dinimizde de büyük günahlardan sayılmıştır.
Peygamber efendimize gıybeti sorduklarında; "Gıybet, kardeşini onun hoşlanmadığı bir sıfat ile vasıflandırmaktır." buyurmuştur. "Kardeşimde söylediğim sıfat bulunuyorsa?" diye sorulduğunda: "Söylediğin sıfat eğer kardeşinde bulunuyorsa gıybet etmiş olursun, bulunmuyorsa iftira etmiş olursun.Bizlerinde buna göre hareket etmesi gerekir diye düşünüyorum.
Saygılar...............
O Cami İmamı kimse sana yalnış bilgi vermiş.Kişilerin arkasından konuşulan iyi veya güzel sözler gıybet değildir.
Gıybet; "Bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şekilde konuşmak" demektir. Türkçe'de bu kavramın karşılığı olarak "dedikodu" ve "çekiştirme" kelimeleri kullanılır. Dinimizde de büyük günahlardan sayılmıştır.
Peygamber efendimize gıybeti sorduklarında; "Gıybet, kardeşini onun hoşlanmadığı bir sıfat ile vasıflandırmaktır." buyurmuştur. "Kardeşimde söylediğim sıfat bulunuyorsa?" diye sorulduğunda: "Söylediğin sıfat eğer kardeşinde bulunuyorsa gıybet etmiş olursun, bulunmuyorsa iftira etmiş olursun.Bizlerinde buna göre hareket etmesi gerekir diye düşünüyorum.
Saygılar...............
Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.
Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:
Birisi: Şekvâ suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.
Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesai etmek ister, seninle meşveret eder. Sen de, sırf maslahat için, garazsız olarak, meşveretin hakkını edâ etmek için desen: "Onunla teşrik-i mesai etme. Çünkü zarar göreceksin."
Birisi de: Maksadı tahkir ve teşhir değil, belki maksadı tarif ve tanıttırmak için dese: "O topal ve serseri adam filân yere gitti."
Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor, zulmüyle telezzüz ediyor, sıkılmayarak âşikâre bir surette işliyor.
İşte bu mahsus maddelerde, garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa, gıybet, nasıl ateş odunu yer, bitirir; gıybet dahi a'mâl-i salihayı yer, bitirir (Risale-i nur 22. mektuptan)
Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:
Birisi: Şekvâ suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.
Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesai etmek ister, seninle meşveret eder. Sen de, sırf maslahat için, garazsız olarak, meşveretin hakkını edâ etmek için desen: "Onunla teşrik-i mesai etme. Çünkü zarar göreceksin."
Birisi de: Maksadı tahkir ve teşhir değil, belki maksadı tarif ve tanıttırmak için dese: "O topal ve serseri adam filân yere gitti."
Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor, zulmüyle telezzüz ediyor, sıkılmayarak âşikâre bir surette işliyor.
İşte bu mahsus maddelerde, garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa, gıybet, nasıl ateş odunu yer, bitirir; gıybet dahi a'mâl-i salihayı yer, bitirir (Risale-i nur 22. mektuptan)
HER SÖYLEDİĞİN DOĞRU OLMALI FAKAT HER DOĞRU HER YERDE SÖYLENMEZ
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 287
- Kayıt: Prş Oca 24, 2008 9:54 am
- Konum: İstanbul
GIYBET:
Başkasının hakkında gıyabi yerli yersiz konuşma; Bu toplumuzda oldukça yaygın. Zaman zaman bizlerde bu kötü olan dedikodu işlerine giriyoruz. Özellikle de gıybet ölü kardeşinin etini çiğnemek anlamına geliyor dinimizde. İnsanlar önce ön yargılardan kurtulmalı önce birbirini dinlemeli ve konunun neticeye vardırılmasında elinden geleni yapmalıdır. Gıybet yüzünden dedikodu yüzünden ne ocaklar sönmüş ne yuvalar yıkılmıştır.
Allah gıybet eden insanlardan uzak tutmayı ve de Allah yolunda gidenlerle beraber olmayı nasip etsin.
saygılarımla;
Başkasının hakkında gıyabi yerli yersiz konuşma; Bu toplumuzda oldukça yaygın. Zaman zaman bizlerde bu kötü olan dedikodu işlerine giriyoruz. Özellikle de gıybet ölü kardeşinin etini çiğnemek anlamına geliyor dinimizde. İnsanlar önce ön yargılardan kurtulmalı önce birbirini dinlemeli ve konunun neticeye vardırılmasında elinden geleni yapmalıdır. Gıybet yüzünden dedikodu yüzünden ne ocaklar sönmüş ne yuvalar yıkılmıştır.
Allah gıybet eden insanlardan uzak tutmayı ve de Allah yolunda gidenlerle beraber olmayı nasip etsin.
saygılarımla;
BİR YERDE KÜÇÜK İNSANLARIN GÖLGESİ OLUŞUYORSA ORDA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.
- ERKAN_OZDEMIR
- Onursal Üye
- Mesajlar: 2218
- Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
- Konum: Amasya
Toplum halinde yaşamanın belli ilke ve kuralları vardır. Müslüman toplumlarda farklı sebeplerden dolayı birbirleriyle çekişmeler ve çatışmaların getirdiği sorunların müsebbipleri arasında su-i zan,gıybet, dedikodu,yalan iftira vs malesef günümüzde altın çağını yaşamaktadır.Daha açık bir ifade ile toplumsal dayanışmayı zayıflatan,huzurumuzu yok eden davranışlar gün geçtikçe artmaktadır.Basit menfaatlerimiz uğruna manevi değerlerin zayıflamaya başladığı,hatta yok olma derecesine geldiğinin açık bir göstergesidir.Fani olan bu dünyada insanları felakete götüren,baki olan ahiret alemini mahveden,insanların arasını açan,insanlar arasındaki kardeşlik suurunu yok eden bu illet hastalıklar özellikle bizim toplumumuzda bilinçli vaya bilinçsiz hastalık haline gelmiştir.
Üzülerek ifade edelim ki son zamanlarda birbirlerimizin ayıplarını araştırmak suretiyle kahvehane köşelerinde sokaklarda ve evlerde saatlerce dedikodu yapanlara,insanları çekiştirenlere,aleyhine konuşanlara sıkça rastlamak mümkündür.Sebebi nedir diye soracak olursanız gayet basit.Cehalet......
Bir toplumda birlik beraberlik bozulmuşsa,o toplumda dargınlıklar baş göstermişse,aile yuvaları dağılmışsa muhakkak orada gıybet vardır orda haset vardır orda kibir vardır.
Netice itibarıyla gönül kırmaktan,huzur bozmaktan, aile yuvasını dağıtmaktan,cemiyetin huzurunu kaçırmaktan,boşa çene çalmaktan başka bir işe yaramayan bu hastalıklar her şeyden önce hiç kimseye fayda vermez ve vermeyecektirde.
Üzülerek ifade edelim ki son zamanlarda birbirlerimizin ayıplarını araştırmak suretiyle kahvehane köşelerinde sokaklarda ve evlerde saatlerce dedikodu yapanlara,insanları çekiştirenlere,aleyhine konuşanlara sıkça rastlamak mümkündür.Sebebi nedir diye soracak olursanız gayet basit.Cehalet......
Bir toplumda birlik beraberlik bozulmuşsa,o toplumda dargınlıklar baş göstermişse,aile yuvaları dağılmışsa muhakkak orada gıybet vardır orda haset vardır orda kibir vardır.
Netice itibarıyla gönül kırmaktan,huzur bozmaktan, aile yuvasını dağıtmaktan,cemiyetin huzurunu kaçırmaktan,boşa çene çalmaktan başka bir işe yaramayan bu hastalıklar her şeyden önce hiç kimseye fayda vermez ve vermeyecektirde.