ŞEFKAT TİMSALİ ANELER!!!!!!!!

"Eüzübillahimineşeytani siyaset" düsturunda islami konuları bildiğiniz kadarıyla buradan paylaşabilirizsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
OSMAN
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 134
Kayıt: Pzt Ağu 06, 2007 11:19 am
Konum: Ordu

ŞEFKAT TİMSALİ ANELER!!!!!!!!

Mesaj gönderen OSMAN » Cmt Kas 03, 2007 10:35 am

Evet arkadaşlar anneler konusunda yazılarınızı beklerim.

Bilirsiniz anne başa tac imiş.Onlar şefkat kahramanlarıdır her zaman yavruları için yaptıklarını karşılık beklemöeden yaparlar
Bir hikaye ile bunu pekiştireyim isterseniz
(((Genç adam kötü huylu bir kıza aşık olmuştu.Kız ona şu teklifi yapmıştı : "Eğer anneni öldürüp kalbini bana getirirsen seninle evlenitrim".Adam çaresiz kaldı ve bir gece annesini öldürüdü kalbini çıkardı.Hızla kıza doğru götürüken ayağı taşa takıldı ve annesinin kalbi yerde tozlara karıştı.Adam düşer düşmez ağzından bir ses çıktı "ANNEEEE" tozlar arasında duran kalpten bir ses yükseldi "Buyur yavrum bir yerin mi acıdı")))

Hayvanlar almeinde dahi bu şefkati görmekteyiz.Mesela: Anne olan bir tavuk yavrularını korumak için hiç düşünmeden kendisini itin ağzına atar"

Daha nice örnekler..........
Dosya ekleri
anne_tac[1].jpg
anne_tac[1].jpg (4.17 KiB) 7151 kere görüntülendi
HER SÖYLEDİĞİN DOĞRU OLMALI FAKAT HER DOĞRU HER YERDE SÖYLENMEZ

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Cmt Kas 03, 2007 2:10 pm

Konuya cok yönlü yorum yapilabilir, ben yukarda anlatilan hikayeden yola cikarak, kendi düsüncelerimi paylamak isterim;

Malesef bircok aile iliskilerinde dengeyi tutamayan beyler (erkekler). Ölcü: Ana ana gibi, hanim hanim gibi muamele görmeli. istikrarsiz davranislar sergilenirse; ayik`la princin tasini misali olur. hee sonucta üzülen,morali bozulan,stresse giren kim olur`siz beyler. cünkü ne Anadan nede yar`dan vaz gecebiliyorsunuz.

Osman tessekkürler. gündemden inmeyen bir konu acmissin.


Muhabbetle kalin :)
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Cmt Kas 03, 2007 2:39 pm

Anneler, çocuklar için merhameti, sevgiyi, şefkati temsil eder. Annenin kendilerine aktardığı bu duygularla çocuklar hayatı, insanları ve kendini sevmeyi öğrenir. Karşılıksız özverinin ne demek olduğunu, şefkat ve merhamet duygularının en yoğun nasıl yaşanıp yaşatılabileceğini evlâda ancak bir anne yüreği öğretebilir. Bir şekilde annesiz kalan çocuklar da,—bu annesiz kalmak da tıpkı babada olduğu gibidir—hayatlarında hep bir sevgi ve şefkat eksikliği hissederler. Hayat boyu bu sevgi ve şefkatin peşinde koşar yürekleri.

Baba ve anne için evlât; kendilerinden bir parçanın yeryüzünde olması demektir. Onlara babalık ve annelik duygularını keşfettiren ve yaşatan özel bir varlıktır. Bu yüzden evlat, ne olursa olsun anne ve babanın yüreğinde ince bir sızı, gurur, sevinç, endişe, huzur, mutluluk, beklenti, sorumluluk, gelecek… ve daha bir çok duygu ve beklentinin adıdır.

Anne ve baba için evlat kaybı gerçekten yeri doldurulmaz bir acıyı ifade eder.

Aslında kadın ve erkeğin esas görevi baba ve anne olmaktır. Tüm babalar ve anneler de evlâttır. Onlar da anne ve babalarından aldıkları, annelik ve babalık görevini evlâtlarında deneyimlemektedirler.

Güç ve şefkatin bileşkesini evlât yüreğinde, anne ve babasından miras alır. Bu sebep, annelik ve babalık büyük bir hakkı ve aynı zamanda da görevi içinde barındırır.

Bu konu gerçekten çok yönlü bir konu,hangi pencereden bakarsanız bakın anlamlı bir konu.Zeynep Hanım'ın ''bir çok aile ilişkilerinde dengeyi tutamayan beyler'' ifadesi biraz agır olmuş.konuya tek taraflı bakmamamız gerektiği inancındayım.Anne-Baba olgusu Dünyadaki milletlerin inanç sistemlerine göre değişiklikler gösterir.Örneğin Avrupada bu kavramlar önemli değildir,onlar için insan önemlidir.Bizde hem insanlığımızın gereği hemde dinimizin gereği Anne-Babanın yeri ve konumu önemlidir.Tek eksiğimiz millet olarak bu kavramları yeteri kadar kavramamış olmamız ve evlilik kurumunun değerini ve önemini öğrenememiş olmamızdır.

Osman Bey;teşekkürler önemli bir konu konular konuları açar,açılırsa devam ederiz.

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Cmt Kas 03, 2007 3:10 pm

Rabbim sahittir tamamen tarafsiz bakiyorum. elhd. sunun bilincindeyim"o erkekleri doguran ve topluma yetistiren biz Analariz. tarihe baktigimzda bunun bircok örnekleri var.hatayi ve kusuru karsi tarafa yüklemiyorum. kisaca söyle diyeyim. evetleriniz evet olsun, hayirlariniz hayir olsun.

(misafir bekliyorum :) konuyu onlarla müzakere edeyim, bakayim neler cikacak)
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

huseyni
Destekleyen
Destekleyen
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzt May 07, 2007 8:09 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen huseyni » Cmt Kas 03, 2007 8:14 pm

selam dostlar

Ana gibi yar olmaz demiş atalar
evet ana çoook kıymetlidir ama değerini bilenlere o değeri taşıyıp koruyabilenlere
Bizde Allah Peygamber sevgisinden sonra ana ve baba sıraya girer
zira Peygamber efendimiz as ma birisi gelir ve dini adına yapması gereken şeyleri öğrendikten sonra başka ne yapayım deyince Aleyhisselatuvesselam efendimiz demişki anana iyilik et tekrar başka deyince O yine anana iyilik et yine başka deyince Rahmet vesilesi tekrar anana iyilik et demiş dördüncü soruşunda babana ...ve devam etmiş .
Anlaşılıyorki evlat için ananın farklı bir değer ve kıymeti vardır. nitekim "cennet anaların ayağı altındadır" hadisi şerifide tammanasıyla özetlemiş olmuyor mu?

bizim kültürümüzde analar üstün tutulmuştur fakat şöyle bir yanlışlıkta yok değil.
Aile içersinde saygı sevgi ve buna bağlı edebler İlahi Rızaya uygun olarak yerleşmiş ve gelişmiş olursa huzur mutluluk ve yıkılamayan bağlılıklar oluşur. günümüz dünyasında böyle bir aile ortamını bulmak hayli zordur yok değildir fakat yok denecek kadar azdır.hepimizin bir aile ortamı illaki mevcuddur düzenli veya düzensiz şekilli veya şekilsiz birleşik veya kopuk yakın veya uzak sevgili veya sevgisiz mutlu veya mutsuz tatlı veya acı bir ortamın içersindeyiz.yanlışlık şudur ki analarımızı baş tacı ederken yine çocuğumuzun anası olan kadını tam tersi bir durumla tabiri caizse paçavra gibi görme olayıdır.halbuki oda anadır .yani bizi doğuran ananın bütün fiziki özellikleri ondada mevcuddur analık duyguları onuda kuşatmıştır her nedense onu bazen göremiyen erkek sınıfı bu konuda maalesef sınıfta kalmıştır.
bir başka taraf ; baştacı etmesi gerekli olan anasını fiziki güzelliğine aşık olduğu bir diğer sevgili uğruna paçavraya çevirmiştir onunda baş tacı bu pozisyonda baş belası olacaktır .... örneklemeler yazlmayacak kadar çoktur

Mesele nedir biliyormusunuz HAK VE ADALET ! bunun da sınırlarını belirleyen; Alemlerin Yaratıcısı ve Yaşatıcısı olan YÜCE MEVLAMIZ ALLAH AZZE VE CELLEDİR . bizler önce kulluğumuzu ve kulluğun gereklerini öğrendiğimizde ve hayatımızda tatbik ettiğimizde her şey yerli yerince olmuş olacak eğerki yapmış olduğumuz bütün işler bütün fiillerO YÜCE RIZAYA uygun olabilse dünyada tarifi imkansız olan cennet hayatını yaşıyor gibi olacaz yani o huzur ve mutluluk çemberini yakalamış olacaz bu nasıl olacak dersek bilmeliyizki her şeyin hakkını bilmek ve gözetmek lazım
yaşamış olduğumuz dünya hayatında sırf nefsimizin istek ve arzuları doğrultusunda haraket edersek sonu hüsrana varan bir yolu tercih etmiş oluruz eğer nefsmize onun bitmek tükenmek bilmeyen arzularına gem vurabilirsek ki başka şansımız yok gibidir sonu cennete varan bir meşakkatli yola girmiş oluruz yani ilk başta tercihlerimizi çok iyi değerlendirmeliyiz. Eğer konumuza hak ve adalet ölçüsünden bakarsak öyle olduğuna inanıyorum mevzuu netleşmiş olacak yoksa herkes bir yöne çeker ve kimi anayı över kimi danayı döver....!

Osman beyin anlattığı hikaye ana yüreğini anlatır acıma duygusunu öğretir fakat iki konu daha çıkıyorki her ikiside mühim ve dikkat çekici oluyor
birincisi : gelinin durumu sanki gelin bir anne adayı değil kana susamış bir vampir! Allah Allah düşündükçe insan ürperiyor hani korku filimlerinde olduğu gibi (gerçi hiç seyretmedim ama öyle diyorlar) kaynanasına komplo kuruyor ve tüyler ürperten sonuç yani arasındaki bu husumet nedendir acaba hani bizim baş tacı ettiğimiz anamız da gelin değilmiydi yoksa o damı babamızı böyle kullandı yoksa evimizde bir canavar mı besliyoruz ömrümüzü yoluna harcadığımız mecazide olsa aşklarına yandığımız hani bir tebessümünde kuşlar gibi havalandığımız ne bileyim daha bir sürü şeyler yoksa yoksa....
ikincisi :erkekle ilgili oğulla alakalı nefsi uğruna peşinden sürüklendiği bir caniye alet olan oğul erkek hangi erkekse
sen git kendini bilmez bir vampire kul köle ol oda senin ananı katlettirip yüreğini yesin ( arkadaşlar ben buraya nokta koyuyorum bu yorum beni çıkılmaz sokaklara sürüklüyor zaten epeyde geç oldu bizim buralar karanlık oluyor birazda ussuz şimdi eve varınca hanımdan korkmaya başlıyacam ulan bize bi numara çekermi diye biz yine hiçbirşey yokmuş gibi evimizde çolukçocuğumuzla mutlu mutlu yaşamaya bakalım.)

Arkadaşlar en iyisi gelin biz

Anaya - anacığııııımm
Babaya - babacığıııımm
hanıma - karıcığıııımm
beye - kocacığııııım
evlada - yavrucuğuuuumm
diyebilmeyi ve onların haklarını gözetip korumayı sevgi saygı ve hoşgörü ortamını sağlamayı amaç edinelim
kısacası ailenin temel taşlarını tahrip etmeyelim güzel güzel yaşamanın formüllerini bulalım bir ailenin bütün fertleri değerlidir yeterki bizler edeb adab konularında kasti yanlışlığa düşmeyelim büyüklerimize sevgi ve saygı küçüklerimize sevgi ve şefkat kanatlarımızı açalım gönlümüzden buğuz ve adaveti dilimizden gıybet ve nemimeyi söküp atalım MEVLAM GÖRELİM NEYLER NEYLERSE GÜZEL EYLER inşaAllahüteala

bu konuyla ilgili ikinci yazım
birincisini kaydettiremedim silindi ve konsantrasyonum bozuldu durumu idare edin
hepinize saygılar

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Cmt Kas 03, 2007 10:39 pm

Hüseyni Bey'in yazdıklarından yola çıkarak;
Merhamet ve sevginin hakim olduğu bir aile ortamında eşler çeşitli vasıflara sahiptir.
Sevgi, şefkat ve hoşgörü: Birbirini seven ve birbirine merhamet eden kimseler genellikle birbirlerine karşı müsamahakâr olurlar. Birbirlerinde gördükleri kusurları, karşılaştıkları eksiklikleri, fark ettikleri hata ve suçları müsamaha ile karşılar ve görmezlikten gelirler. Zira insanın, sevdiği ya da ortak olduğu birine karşı, bu sevgi yahut ortaklığın devamı için mutlaka hoşgörülü olması gerekir. Yoksa o birlikteliğin ömrü kısa olur. Özellikle hayat arkadaşları arasında müsamahanın daha derinlikli ve çok boyutlu olması gerekir. Eşler ebedî hayat arkadaşlığını da hesaba katarlarsa bu müsamahanın çok daha fazla ve devamlı olması ayrı önem kazanır.

Paylaşma ve tahammül: Merhamet ve sevginin gereği, seven iki tarafın birbirinin üzüntüsüne, sıkıntısına, sefasına, kederine, bolluğuna ve darlığına ortak olmaları gerekir. Zira sevgi ve merhamet hep iyi ve güzel günlerde olmaz; bilakis bunların olumlu etkileri kara günde de ortaya çıkmalıdır. Modern zamanlarda sık karşılaşılan boşanma olaylarının büyük bir sebebi eşlerin birbirine güvensizlik olma terbiyesini almamış olmalarıdır. Yani eşler, görsel basının pompaladığı terbiye usulüyle kara günün dostu değil hep güzel günün dostu olunca, karşı taraftan gelen en ufak bir sıkıntıya katlanmazlar ve ailenin dağılma sürecine girmesine sebep olurlar.

Fedakârlık: Münasebetlerini sevgi ve merhamet ekseninde oluşturan eşler birbirine karşı elden geldiğince fedakârlık göstermelidirler. Eşlerden her birisi, hayat arkadaşı için bazı haklarından feragat etmesini bilmelidir. Bu haklar maddî-manevî, ahlâkî veya ailevî olabilir. Eşler birbirine karşı böyle fedakâr davrandıkları sürece bir çok sıkıntı ve üzüntüleri bertaraf olur.

İslâm'ın eşler arasında karşılıklılık esasına dayalı olarak emrettiği merhamet ve sevginin en dikkat çekici yönü, onu modern ailelerdeki sevgi ve merhametten ayıran ve ona devamlılık kazandıran ayrıcalıklı özelliği, bu duyguların sevap umudu, azap endişesi ve ebedî hayat inancıyla var olmalarıdır. Eşlerdeki âhiret inancı ve Allah'ı razı etme arzusu gibi hassasiyet ve inanışlar, merhamet ve sevgi duygularını pekiştirdiği gibi, onlara süreklilik kazandırır ve kendilerini bu konuda daha fazla teşvik eder. Böylece ailede huzur, güven ve istikrar pekiştirilmiş olur.

Bugün aileyi dağılma sürecine sokan huzursuzlukların sebeplerinden biri, eşler arasında görülen sevginin daha çok fizikî cazibe, şehvet ve geçici duygulara dayanması, hiçbir manvî boyutunun olmaması ve karşılıklı saygının da yokluğudur. İslâmî duyarlılığın zayıfladığı veya yok olduğu modern ailelerin en büyük sıkıntıları da burada yatmaktadır.

Nedense bu konular gençlerin hiç ilgisini çekmiyor,onlarında fikir ve düşüncelerini almak isteriz........

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Pzr Kas 04, 2007 2:56 am

Arkadaslar,

yazdiklariniza noktasina virgül´e kadar katiliyorum. Lakin hernekadar sözlü dile getiriyorsak`ta aile icinde uygulamak pekte kolay olmuyor. Yorumlarinizi okuyunca aklimdan söyle gecti; "söylemleri ile Aile icinde uyumlari aynimi diye."

Adamin biri vefat etmis. cenaze namazindan sonra Hoca efendi sormus:" Ey cemaati müslim mevtayi nasil tanirsiniz? cemaat hep bir agizdan iyi taniriz" arka saflarda olan hanimi demiski: Hoca efendi bana sor,bana sor. :)

buraya yansitiginiz duygu ve düsüncelerinizi aile icinde`de riayet ediyorsaniz... cevrenizde`de örnek aile olarak gösteriliyorsaniz... Mevlam sizleri dünyada ve ukbada aziz eylesin.

istisnalar kaideyi bozmaz...malesef üzülerek söylemem gerekirse, Islami yasayan ailerde adaletsizlik daha cok görünüyor.

sizlerin siteye birakmis oldugunuz mesajlarinizi büyük bir dikkatle,zevkle severek okuyorum. okadar kelime hazineniz zenginki.. acizane bende kendimce katkida bulunmaya calisiyorum, arti sayenizde kendimi gelistiriyorum.

Hmmm fikranin yorumu sorulmadan yorumlayayim :D

esleriniz kizlariniz, kizkardesleriniz düsüncelerini ,fikirlerini yorumlarini benimle paylasabilselerdi diye icimden gecirdim. kesinlikle yazdiklarim sahsiniza degil,genel anlamda yorum yaptim

NOT: uzun yazmamya`ya gayret gösterdim ama, yine olmadi. duyumlarima göre genc arkadaslarimiz uzun yazilarimizdan sikIliyorlarmis... :) :) nasil bir yol izliyelim bilmiyorumki... :?
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Pzr Kas 04, 2007 2:17 pm

Zeynep Hanım demişki;

""buraya yansitiginiz duygu ve düsüncelerinizi aile icinde`de riayet ediyorsaniz... cevrenizde`de örnek aile olarak gösteriliyorsaniz... Mevlam sizleri dünyada ve ukbada aziz eylesin. ""

""istisnalar kaideyi bozmaz...malesef üzülerek söylemem gerekirse, Islami yasayan ailerde adaletsizlik daha cok görünüyor. ""

Zeynep Hanım;

Şahsen benim buraya bırakmış olduğum meseajlar kavramların anlam ve önemini genel olarak çeşitli kaynaklardan yararlanarak eğitici ve öğretici mesajlardır.Bunları keşke bizler uygulayabilsek.Bunları uygulayabilecek insan sayısı günümüzde çok azdır belkide yoktur.

İslami yaşayan eilelerde bu adaletsizliklerin daha çok görünmesi,Anneye İslamiyetin bakış açısındandır,Dinimiz Anne ve Baba haklarına son derece önem vermiştir.Yani bizlere sorumluluklar yüklemiştir.Bizlere düşen görev sadece biraz bilinçli olmak,yukarıdakilerin hepsini yapabilmemiz için olağanüstü insan olmamız gerekir.

Hikayeyi ustaca yorumlamışsınız buda kadınların ne kadar zeki olduğunu göstermiyor mu? ama o hikayenin tam terside var,gerçi hikayeler anlatmakla bitmez,mizah açısından yazdığınızı biliyorum.Sonuç olarak hepimize düşen görev azıcıkta olsa bilgilenmek.

Saygılar sunarım.

huseyni
Destekleyen
Destekleyen
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzt May 07, 2007 8:09 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen huseyni » Pzr Kas 04, 2007 4:11 pm

selam arkadaşlar

şu açılan mevzu eminimki zamanımızın en büyük vebası konumundadır
çünkü herkes hayatını huzurlu ve mutlu yaşamak ister. ister istemesinede öyle kolay bi şey değildir mutluluğu yakalamak zannım odurki önce kişinin kendi merkezinde başlıyor sorun ve çözümler.Bakın iman ve inanç sistemi devreye giriyor hemen Yaratan ve yaratılanla alakalı insanlar mükellef çağına geldikten sonra sorumlulukta başlamış olur fakat o zamana kadar belli bir eğitim sürecini de geçirmiş olur. en güzel eğitim aile ortamında yaşamsal ve görsel olarak aldığıdır.Hani derlerye biz babadan böyle gördük evet bizler acaba babadan ve anadan nasıl gördük nasıl duyduk ve nasıl şekillendik ondan önemlisi bizim ebeveynlerimiz kimden nasıl etkilendiler ve yaşam tarzını nasıl belirlediler. Aslında bu konular toplumsal meselelerdir fakat biz bireysel anlamda olaya bakıp kendi aile hayatımıza nasıl katkı sağlarız onu paylaşıyoruz.

Bizler burda yorum yazarken kendi duygu ve düşüncelerimizi yazıyoruz belki buraya aktardığımız birçok şeyi uygulayamıyoruz
ancak niyet hayır akıbet hayır misalinden yola çıkarak inşaAllah hayırlara güzelliklere kavuşmayı murad ediyoruz .onun içinde merkez ve merkezdeki niyetler hedefler azami dikkat arz ediyor kişinin niyeti ve hedefi çok önemlidir belki bunu aşikar yapmaz fakat gönüllerde gizli olan niyet ve hedefler vardır onlar çok önemlidir çünkü hayatı ona göre şekillenir kanaatindeyim
bu niyet ve hedef konusu hayatın her anını ve her safhasını etkiler. Aile toplumun en küçk halkası ve temel taşıdır. bireylerde ailenin temel taşlarıdır bireylerde ise maddi bedenin yanında o kalıba haraket kabiliyeti kazandıran ve emir komuta yeri olan çekirdek konumunda olan öz olan kalp dir gönüldür sırdır ahfadır vicdandır ruhtur merkez dediğimiz budur. yani olay burda başlar burda biter. gerisi teferruat olur.

konumuzla ilgili olarak kimseye akıl verici değiliz kendi anlayışımız doğrultusunda dostlarla bir konunun paylaşımıdır doğru ve yanlış hesabına takılmadan merkezden içimizden gelen şu anki duygulardır. ve sanal alemde hoşsohbet ortamını oluşturmaktır
yoksa ben iyyim sen kötüsün mevzuu asla olamaz kimsenin kimseye üstünlüğü olamaz üstünlük ancak ve ancak takva iledir onuda sadece Yüce Mevla bilir. o kadar çook hastalıklarımız varki nasıl kapmışız nerden bulaşmış anlaşılır gibi değil ancak farkına varabiliyorsak bu bir İlahi lutuftur o uyarıyı aldıktan sonrada hemen Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Mevlaya yönelip önce af dilemeli sonrada yardım talep etmelidir.Şüphesiz O cc.çok merhametli ve çok şefkatlidir. ufacık bahaneler arar ve karşılıksız verir yeterki bizler samimiyetle inanalım ve yönelelim (arkadaşlar mevzu uzuyor hakkınızı helal edin)

Zeynep kardeş
dünyada yaşadığımız süre içersinde hiçbirşey tozpembe değildir şahsen benim aile ortamım birçok sıkıntılarla içiçedir. zaten sıkıntısız bir hayat düşünemiyorum bizler acısıyla tatlısıyla artı ve eksileriyle beraber olan bir hayat yaşıyoruz .Derdimiz ne huzur ve mutluluk işte onu yakalamaya çalışıyoruz. buda sevgi ile oluşuyor sevginin yoğunlukta olduğu ortamlarda acılar tatlıya döner tatlılar taptatlı olur bunlar hep merkezdeki niyetlerle alakalı gelişir eğer niyet bozuksa yeminle söylüyorum dünyanın bütün imkanlarını ve nimetlerini elde etseniz dahi huzur ve mutluluk adına en ufak birşey elde edemezsiniz
bu konu ile alakalı bir kıssa:
bir memlekette bir kral var ve bu kıralın çok güzel bir kızı var.herşeyi olmasına rağmen kızı bir hastalığa düçar olmuş bütün doktor ve hekimler gelmiş bir çare olamamışlar çevre ülkelerden araştırmışlar onlarında hekimleri bir çare bulamamış .
en nihayet bir ilim ve irfan sahibi demişki bu hastanın ilacı şudur kral dehşetle ilacı bekliyor söyle nedir. demişki dünyadaki en mutlu insanın gömleğini getirip giydireceksiniz bu kız o zaman iyileşir. Kıral demiş yahu bundan kolay nedir veziri salmış acele bana mutlu bir insanın gömleğini bulun getirin şu kadarda mükafat var demiş.
vezir yola çıkmış her gördüğü insana soruyor halin nasıldır cevap iyiyim lakin şu şu sıkıntım olmasa her sorduğu kişinin illa bir derdi çıkmış vezirin iflahı kesilmiş yahu bu memlekette hiç mi mutlu kimse yok demiş dağ taş yola devam etmiş ve bir gün aylar sonra bir dağ başından geçerken uzakta bir çoban görmüş kendi kendine demiş yahu bu dağ başında bu davarın peşinde hangi mutluluğu bu adamda arıyorum sormayayım boş ver demiş fakat görevide herkese sormak isteksiz isteksiz çobana yaklaşmış selam vermiş ve ardından sormuş ey çoban mutlumusun? çoban elhamdulillah çok mutluyum demiş vezir bekliyorki ardından dertleri sıralasın tuhaf! başka ses yok vezir şaşkın şaşkın sahiden sen mutlumusun çoban şükürler olsun hiçbir derdim yok çok mutluyum. vezir kıralın hergün eriyen kızını düşünmüş, aylarca mutlu bir kula rasyamayışını düşünmüş, alacağı mükafatı düşünmüş ve heyecan ve gayretle öylese ver gömleğini dile benden ne dilersen deyip haykırmış .ve çoban derin derin vezire bakmış sırtındaki kebesini (paltosunu) bir açmışki oda ne dünyadaki en mutlu insanın gömleği yok!!!
vezir sarılmış gömleğin nerde çoban demişki sırtımdaki bu paltodan başka hiçbir dünyalığım yoktur be adam sen ne ararsın demiş çekmiş gitmiş sürüsünün başına
vezir şaşkın biçare çökmüş kalmış şimdiki tabirle şok üstüne şok olmuş vee o şoklanmış haliyle dönmüş saraya gelmiş kral bekliyorki mutluluk gömleği gelsin kızı iyi olsun diyor vezir hani, vezir diyor efendim mutlu insanı buldum lakin gömleği yoktu! nasıl olur işte öyle!!!

Yani ..................işte öyle!!!

HAK VE ADALETE özen göstermeliyiz her şeyde ölçülü olmalıyız aile huzuru için ne kadar fedakarlık yapılsa yeridir bizler yapılması gerekli olanı karşı taraftan değil önce kendimizden başlatmalıyız ve bunu yaparkende hiçbir farklı hesaba girmeden samimiyetle yapmalıyız sırf ALLAH RIZASI için yapmalıyız bu uğurda sabırla mücadele edebilenlere selam olsun

unutmayalımki "BOYNUZSUZ KOYUNUN BOYNUZLU KOYUNDAN HAKKINI ALACAĞI BİR GÜNE DOĞRU GİDİYORUZ"

hepinize mutluluklar ve esenlikler dilerim
ALLAHA EMANET OLUN.

Kullanıcı avatarı
OSMAN
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 134
Kayıt: Pzt Ağu 06, 2007 11:19 am
Konum: Ordu

Mesaj gönderen OSMAN » Sal Kas 06, 2007 9:33 am

EVET ARKADŞLAR HEPİNİZİN YAZDIKLARI DOĞRUDUR VE BEN BUNLARA KATILIYORUM.

Ayrıca unutmamamız gereken bir şey daha var.Bir anne veya baba kendi mesleğinde doktor,öğretmen,mühendis vb bir çok alanda meslek sahibi olabilir.Mesleklerini icra ederken o rolü üğstlenirler fakat şunu unutmamak gerekir ki; OANNE VE BABLAR EVE DÖNDÜKLERİNDE MESLEKLERİNDEKİ ROLLERİ BİTER ARTIK ONLARDA BİRER ANNE VE BABADIRLAR.Evde bu rollerini icra etmak zorundadırlar.

Hepinize kolay gelsin :)
HER SÖYLEDİĞİN DOĞRU OLMALI FAKAT HER DOĞRU HER YERDE SÖYLENMEZ

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Sal Kas 06, 2007 1:43 pm

ne hikmetse O rollerimizden bir türlü siyrilamiyoruz.tasimis oldugumuz o sifati üniformayi yeri ve zamani gelince askiya asamiyoruz. garip ve ilginc olanida, O özelliklerimizi heryerde kulanmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.

oysaki ilk etapta diger insanlar`dan hic bir farkimin olamadigini bilmek zorundayim. emek vererek zorlu sinavlardan gecerek sahip oldugum O ünvani,sadece ve sadece insalara faydali olmak icin tasidigimi bilmeliyim. O sifati yeri geldiginde kiymetli bir rozet gibi cekmeceye birakabilmeliyim.

makamim ve mevkim herne olursa olsun,sonucta bende tüm duygulari icinde barindan etten kemikten yaratilmis bir beniademimim.

konu ile baglayacak olursam: evet is yerine ayak bastigim andan itibaren isini iyi yapmaya calisan bir elemanim. 8 saat icinde ne esimin , cocuklarim akrabalarimin yeri vardir. hee önlügümü cikardigim andan itibarenden... anneyim,essim,ev hanimiyim, komsu ve akrabalarimin yaninda`da sade vasifsiz zeynep`im :wink:

Muhabbetle kalin. :)
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
KIYMET_OZDEMIR
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 677
Kayıt: Çrş Mar 21, 2007 11:49 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen KIYMET_OZDEMIR » Sal Kas 06, 2007 4:40 pm

Slm ...

Konu almış başını gıdıyor simdi öyle bır konukı yazsan satırlar yazarsın söyle söylim ANNE yok bunun üstüne zaten ANNE derken yasıyorsun onu anlarsın yasarsın eger hayırlı bır evlatsan tabı ve bu BABA ıcınde öyle bır ıkı evladın olur bır ıkı kardesın olur hata bosanırsın ıkıncı bır esnıde olur ama ANNE BABA öyle degıldırler onların kıymetını ve degerını yasarken bılmelıyiz zaten en güzelide onların gözlerıne bakarken o pırıltyıı o ışıltıyı o yüreğinin sıcaklıgını almakta zaten bunları yasıyorsanız ANNE BABA derken herseyı anlatırsıznız.

Ve sunu belırtmek ısterım esle ANNE BABAYI cok ıyı dengelenmelıdır terazı gıbı bırınden bırı agırbasarsa yazık olur dıye düsünüyorum ve saygılarımla sözlerıme son verıyorum.
Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir

Cevizi kırıp özüne inmeyen,hepsini kabuk zanneder.

Cevapla

“İSLAMİYETİ YAŞAYIŞ ve DİNİ KONULAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZ” sayfasına dön