Mehmet Akif ERSOY

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim günlerindeki milli bayramlarımız hakkındaki kutlama ve görüşlerinizi bu başlıkta paylaşabilirsiniz. Bu başlıkta unutulmaz şahsiyet ve kişilerde anılabilir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
demet.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 746
Kayıt: Prş Ağu 09, 2007 6:12 pm
Konum: Sakarya

Mehmet Akif ERSOY

Mesaj gönderen demet.sahin » Cmt Ara 27, 2008 3:03 pm

Resim

1873 yılında İstanbul'da doğdu, 27 Aralık 1936 yılında aynı kentte öldü. Babası, Fatih Camii medrese hocalarından Arnavut İpek'li Tahir Efendi'dir. Ortaöğrenimini Fatih Merkez Rüşdiyesi'nde ve Mekteb-i Mülkiye İdadisi'nde gördü, bir yandan da Fatih Camisi'ndeki derslere giderek Arapça ve Farsça öğrendi. Ortaöğrenimini bitirdiği yıl, yeni açılan Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi'ne girdi, dört yıl süren öğrenimi sonunda baytarlık (veterinerlik) bölümünü birincilikle bitirdi (1893). Ziraat Bakanlığı'na memur olarak girdi, dört yıl kadar Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan'da görev yaptı. Bir süre sonra, ek görev olarak, Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi'nde kitabet dersleri (1906) verdi. 1908'den sonra, arkadaşı Eşref Edip ile birlikte Sırat-ı Müstakim (1908) ve daha sonra Sebil'ür-Reşad (1912) dergilerini çıkardı; bu yıllarda, resmi görevi olan Umur-i Baytariye Müdür Muavinliğinde çalışırken Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine atandı (1908). Balkan Savaşı'ndan sonra Umur-i Baytariye şubesindeki görevinden (1913), ardından Darülfünun'daki (1914) görevinden ayrıldı. Meşrutiyet'in ilk döneminde, Ziya Gökalp'in öncülüğüyle başlayan "Türkçülük" akımına karşı, Mısırlı bilgin Muhammed Abduh'un (1849-1905) etkisiyle, "İslâm birliği" görüşünü benimsedi. Sırat-ı Müstakim ve Sebil'ür-Reşad'da yayımladığı makaleler, şiirler, çeviriler ve Fatih, Şehzadebaşı, Süleymaniye, Beyazıt camilerinde verdiği vaazlarla (1912) bu ülküyü yaymaya çalıştı. Birinci Dünya Savaşı içinde İtilaf Devletleri'ne karşı Ortadoğu'da bir İslâm Birliği kurma siyaseti güden Almanya'nın çağrısı üzerine, Harbiye Nezareti'ne bağlı "Teşkilat-ı Mahsusa" tarafından Berlin'e gönderildi (1914), burada Almanlar'ın eline esir düşmüş Müslümanlar için kurulan kamplarda incelemelerde bulundu. Dönüşünde yine birkaç ay kadar da Arabistan'a yollandı, savaş yılları içinde "Bâb ül Meşihat"e bağlı olarak kurulan "Dâr ül-Hikmet il-İslâmiye" başkatipliğine atandı (1918). Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvayı Milliye'den yana davranış ve yazılarından dolayı, Dâr ül-Hikmet il-İslâmiye'deki görevinden atıldı (1920). Anadolu'ya geçerek Birinci Büyük Millet Meclisi'nde Burdur Milletvekili olarak görev yaptı (1920-1923); Konya ayaklanmasını önlemek, halka öğüt vermek için Konya'ya gönderildi. Oradan Kastamonu'ya geçti, Nasrullah Camisi'nde Sevr Antlaşması'nın iç yüzünü, Kurtuluş Savaşı'nın niteliğini anlatan coşkulu bir vaaz verdi, bu vaaz Diyarbakır'da basılarak (1921) bütün vilayetlere ve cephelere dağıtıldı. Yaşamının bu döneminde "İstiklâl Marşı"nı yazdı (1921). Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra İstanbul'a döndü; çağdaş ve uygar yeni Türkiye'nin kurulması için zorunlu görülen siyasal ve toplumsal devinim ve devrimleri, kendi inanç ve ülküsüne aykırı gördüğü için Türkiye'den ayrıldı. Mısır'a gitti, Hilvan'a yerleşti, Kahire'deki Câmi-ül Mısriyye" adlı üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı müderrisliğine bulundu (1925-1936), bu gönüllü sürgün döneminde siroz hastalığına tutuldu; sağaltım için döndüğü İstanbul'da öldü.
Türk edebiyatında "toplum için sanat" akımının başlıca temsilcilerinden biridir. Halka seslenen,yalın, halkın söyleyiş özelliklerini koruyan, konusu günlük ya da siyasal olaylardan alınmış, gerçekçi ve gözleme dayalı, aruz ölçüsü ile lirik-epik, lirik-didaktik şiirler yazdı.

ESERLERİ:
Safahât, ikinci kitap, Süleymaniye Kürsüsünde (1912)
Safahât, üçüncü kitap, Hakkın Sesleri (1913)
Safahât, birinci kitap (1914)
Safahât, dördüncü kitap, Fatih Kürsüsünde (1914)
Safahât, beşinci kitap, Hâtıralar (1917)
Safahât, altıncı kitap, Âsım (1919)
Safahât, yedinci kitap, Gölgeler (1933)
Safahât, bütün şiirleri I-II (1943, ölümünden sonra)

Millî Şair Mehmet Akif'in vefatının üzerinden 72 yıl geçti.
Sessiz yaşadın, ama unutulmadın Üstadım... Saygıyla anıyoruz...
Ne kadar okursan oku; bilgine yakışır şekilde davranmadığın müddetçe cahilsin demektir...

Kullanıcı avatarı
esmer_jojuk
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 360
Kayıt: Pzr Kas 26, 2006 9:43 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen esmer_jojuk » Pzr Ara 28, 2008 1:58 am

Bazen birbirimizn derdine dusup degerli kisileri unutabilyioruz ancak en azindan bizim acigimizi demet kapatti.tsk ederim sahsim adina demet arkadsim.
Ben hayati NEDENSIZ ve TARIFSIZ yasarim,,,,,,

Kullanıcı avatarı
Ugur Ozdemir
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 993
Kayıt: Pzt Ağu 14, 2006 9:36 pm
Konum: Yurt Dışı

Mesaj gönderen Ugur Ozdemir » Pzr Ara 28, 2008 7:01 pm

Allah razi ve memnun,mekani cennet olsun.

EM-re
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 785
Kayıt: Çrş Oca 10, 2007 12:49 am
Konum: Almanya

Mesaj gönderen EM-re » Pzr Ara 28, 2008 9:21 pm

o bir KAHRAMAN mekani cennet olsun

eyvallah demet saolasın
Söz; agizdan cikincaya kadar senin esirin, agizdan ciktiktan sonra sen onun esirisin...!

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Pzt Ara 29, 2008 4:00 pm

İstiklal Marşımızın yazarı ve Cenabı Allah bu Millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın diyen Büyük üstadı rahmet ve saygı ile anıyoruz.İşte onlar bu memleketin kahramanlarıdır.. . .. .......

Kullanıcı avatarı
GENC_HAFIZ
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 52
Kayıt: Cum Ara 12, 2008 12:56 am
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen GENC_HAFIZ » Pzt Ara 29, 2008 10:25 pm

BEN KENDİ ADIMA KONUŞUYORUM:BÖYLE İNSANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN MEKANI CENNET OLSUN CENNET DE PEYGANBEREFENDİMİZİN KOMŞUSU OLSUN.

Cevapla

“MİLLİ BAYRAMLAR, ÖNEMLİ TARİHLER ve ŞAHSİYETLER” sayfasına dön