ATATÜRK'Ü ANLAMAK...

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim günlerindeki milli bayramlarımız hakkındaki kutlama ve görüşlerinizi bu başlıkta paylaşabilirsiniz. Bu başlıkta unutulmaz şahsiyet ve kişilerde anılabilir.
Cevapla
Nurettin Midilli1
Vip Üye
Vip Üye
Mesajlar: 23
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 8:38 pm
Konum: Yurt Dışı
İletişim:

ATATÜRK'Ü ANLAMAK...

Mesaj gönderen Nurettin Midilli1 » Pzt Kas 10, 2008 7:17 pm

ATATÜRK’Ü ANLAMAK…

Bugün Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 70. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.
Yirminci yüzyılda büyük yankılar uyandıran ve bütün dünya milletlerince kabul edilen bir kişiliğe sahip olarak, evrensel bir anlam kazanan Büyük Önder Atatürk, sadece Türk Milleti için değil, dünya milletleri için de nadir rastlanılan milli bir kahraman, eşsiz bir liderdir. Tarihte çok az lider tarihin akışını değiştirmiş ve tarihi lider olma niteliğini kazanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, hakkında verilen esaret kararına karşı gelen bir milletin kurtarıcısı ve yeni devletin kurucusudur. Çeşitli alanlarda yaptığı inkılâplarla tarihin akışını değiştiren ender liderlerden biridir.

TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN LİDER

Atatürk, en umutsuz görülen şartlarda dahi vatan ve millet uğruna bir şeyler yapabileceği inancında idi. Mustafa Kemal, inançlı ve sabırlı bir önderdi, iyi bir komutan ve başarılı bir devlet adamıydı. O, 1919 yılında gerekli ortamın oluşmasını sabırla beklemiş ve Samsun'a çıkmıştır. Birçok kişi Yunanlıların Anadolu içlerine ilerlemelerinden korkmuş, sabırsızlıkla hemen saldırıya geçilmesini istemiştir. Ancak, Atatürk düzenli ordunun kurulmasını gerçekleştirdikten sonra düşmanın geldiği gibi gitmesini sağlamıştır.
Mustafa Kemal Atatürk dünya tarihindeki ender şahsiyetlerden biridir. Milletimizin tarihindeki dönüm noktalarından birinde en önemli amil olarak ön planda olan büyük önder Atatürk’ü anma ve anlama adına onun dinimizle ilgili söylemlerine ve hayatından bazı anekdotlara göz atmamız gerekir.
İlk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, Atatürk’ün kendine büyük saygı gösterdiğini şöyle anlatıyor: “Ata’nın huzuruna geldiğimde beni ayakta karşılardı. Utanır, eğilir, büzülür: ‘Paşam beni mahcup ediyorsunuz’ dediğim zaman da ‘din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır’ derdi.” Bu anekdot Atatürk’ü anlama adına son derece önemlidir ve din adamlarına verdiği değer konusundaki hassasiyeti dikkate değerdir.

BÜYÜK ÖNDERİN DİNİMİZ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dinimiz hakkındaki görüşlerine baktığımızda önemli cümleler karşımıza çıkmaktadır. O dinimiz hakkında yaptığı bir konuşmasında şöyle demiştir: “Milletimiz din gibi kuvvetli bir fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.”(1)
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hakkında ise şu sözleri ifade etmiştir: “Allah, kullarının lâzım olan olgunlaşma noktasına erişinceye kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullarıyla meşgul olmayı tanrılık özelliğinin gereklerinden saymıştır. Onlara Hazreti Âdem (a.s.)’dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayısız denecek kadar çok Nebiler, Peygamberler ve Elçiler göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son dinî, medenî gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı ile temasta bulunmaya lüzum görmemiştir.”(2) “Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği bir plânı nasıl düşünür ve tatbik edebilir.”(3) “Büyük bir inkılâp yapan Hazreti Muhammed (s.a.s.)’e duyulan sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikir ve esasları korumakla tecelli edebilir.”
Mustafa Kemal Atatürk, vefatından on beş gün önce verdiği aşağıdaki mesajın, Başbakan ve Dışişleri Bakanı vasıtası ile tüm dünyaya açıklanmasını istemiştir: “Bütün dünya Müslümanları, Allah’ın son peygamberi Hazreti Muhammed (s.a.s.)’in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmelidir. Tüm Müslümanlar Hazreti Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmelidir. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilir.” (4)

ATATÜRK GÖNLÜMÜZDE YAŞAYACAKTIR

Türk Milletinin tarihindeki en sıkıntılı dönemlerden zaferle çıkan milletimizin ve kahraman ordumuzun başında ve öncüsü olarak yer alan Mustafa Kemal Atatürk unutulmaz bir şahsiyet olarak milletimizin gönlünde yaşamaktadır.
Vefatının 70. yılında Cumhuriyetimizin kurucusu büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet ve şükranla bir kez daha anıyoruz.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) Atatürk'ün S.D. II, S. 66-67
(2) Nutuk III, S. 1241
(3) Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 100
(4) Prof. Dr. Hanif FARUK - Urduca Yay. Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yay.1979, S. 102
Nurettin MİDİLLİ
nurettinmidilli@hotmail.com

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Pzt Kas 10, 2008 8:56 pm

Milli ahlakın hakim olduğu bir toplum,

Atatürk, Türk Milleti'nin, başka bir milletin boyunduruğu altında yaşayan bir millet olmasını asla istemiyordu. Bunun için yeni kurulan ülkeyi, güçlü bir çizgiye oturtacak maddi-manevi birçok tedbirler almıştır.

Atatürk, güçlü bir millet için ilk şartın milli ahlak ilkelerine riayet etmek olduğunu ifade etmiştir. İşte bu sebeple milliyetçi ve muhafazakar bir kimlik belirlemiş olan Atatürk, milletin milli ahlakla ahlaklanmasının ancak mukaddes değerlere sadık kalması ile mümkün olacağını anlamış, milletin sahip olduğu onuru korumak için şu sözleri söylemiştir:

"Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da Hz. Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor."

Atatürk, milli ahlak anlayışını 'mukaddes bir değer' olarak kabul etmiş, bu inancını birçok defa ifade etmiştir. 1930 yılında kendi el yazısı ile yazarak teslim ettiği notlar arasında da, "Ahlak mukaddestir: Çünkü aynı kıymette eşi yoktur. Ve başka hiçbir çeşit değerle ölçülemez" şeklinde bir sözü yer almaktadır.

"Mükemmel bir millete 'milli ahlak'ın icapları, o milletin fertleri tarafından, hiç tereddüt etmeksizin vicdani ve hissi bir zevkle yapılır. En büyük milli heyecan işte budur."

Cevapla

“MİLLİ BAYRAMLAR, ÖNEMLİ TARİHLER ve ŞAHSİYETLER” sayfasına dön