Almanya'dan İslam'la ilgili önyargıları kırma atağı

Bu bölüm belli bir işverene / patrona bağlı olarak çalışan personel, işgören, hizmetli ya da özel sektör çalışanları için. Bölümün amacı kendi iş grubunuzdaki kişilerle buluşum ve fikrii paylaşımlarınız.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
yilmaz.sahin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 2053
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
Konum: İstanbul
İletişim:

Almanya'dan İslam'la ilgili önyargıları kırma atağı

Mesaj gönderen yilmaz.sahin » Pzt Eki 15, 2007 9:27 pm

Alttaki haberin Almanya'da çalışan / çalışmayan Türkleri yakında ilgilendirdiğini düşünerek bilgilerinize sunuyor ve bizzat sizden konu hakkın yorum bekliyorum. Son yıllar Almanya'da özellikle 11 Eylül sonrası yürütülen menfi kampanyalara karşı iyi bir haber gibi görünüyor. Ne derece doğru acaba ?

Almanya'dan İslam'la ilgili önyargıları kırma atağı

İslam hakkında yanlış bilgilerin yayıldığını tespit eden Almanya, önemli bir adım attı. İçişleri Bakanlığı'nın desteğiyle hazırlanan İslam broşürü meyvelerini veriyor. Kur'an'ın şiddeti yasakladığını vurgulayan broşür Alman gazetelerinde yayınlanınca, dine yönelik saldırılar azaldı.





Avrupa'da İslam'la ilgili tartışmaların arttığı bir dönemde Almanya, önemli bir girişim başlattı. Dinî önyargıları gidermek amacıyla Alman İçişleri Bakanlığı'nın da desteklediği bir proje hayata geçirildi. Müslümanlar hakkında olumsuz bir imaj vermek için kullanılan 'şeriat' kelimesinin ne olduğu, İslam'ın hangi temel esasları içerdiği sorularına cevap veren bir broşür hazırlandı. Bir yıl önce başlatılan projeyi, Almanya'nın devlet kuruluşu Interkultureller Rat (Kültürlerarası Konsey) üstlendi. Konsey, çalışmayı, aralarında İslami grupların, toplumsal kuruluşların ve bilim adamlarının da bulunduğu Almanya İslam Forumu ile birlikte yürüttü. Bilgilendirme broşürünün hazırlanmasında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nden (DİTİB) Bekir Alboğa, Kültürlerarası Konsey Başkanı Dr. Jürgen Micksch ve Türkiye Kökenli Vatandaşlar Konseyi'nden Dr. Yaşar Bilgin de aktif rol üstlendi. Sekiz bilim adamının da destek verdiği broşür, Almanca hazırlandı, Türk Alman Sağlık Vakfı da Türkçeye tercüme etti. Çalışmanın çıkış noktasında ise İslam hakkında Almanların kafa karışıklığının üst düzeyde olduğu tespiti yer aldı. Broşürde, şeriatın tanımı, kaynakları, imanın şartları, İslam'ın şartları öz bir şekilde anlatılıyor. Helal-haram, farz, mekruh ve mubah gibi kavramlar açıklanıyor. Bazı ülkelerde halen yaşanan töre cinayeti ya da "zoraki evliliklerin" İslam'la bağdaşmadığı ve kınandığı vurgulanıyor. Müslümanların Kur'an-ı Kerim'e dayanan itikatlarına göre, yaşadıkları ülkede geçerli olan yasalara uydukları ifade ediliyor.

Kültürlerarası Konsey Başkanı Dr. Jürgen Micksch, çalışmanın etkisini, "Broşür gazetelerde yayınlandıktan sonra İslam'a yönelik saldırılarda azalma oldu." sözleriyle özetliyor. Tartışmaların sağlam bir zemine oturmasına katkıda bulunduklarını ifade eden Micksch, önümüzdeki dönemde İslam düşmanlığı ve bunun nasıl azaltılabileceği konusuna eğileceklerini kaydediyor.

Kültürlerarası Konsey'in hazırladığı broşür, Almanya'da yaşayan Müslümanlar tarafından memnuniyetle karşılanırken, İslam'la ilgili temel bilgilerin özet olarak verildiği broşürde, tartışılan bazı kavramlar da açık bir şekilde tanımlanıyor. Şeriat için, "İnsanın Allah'a ilişkin doğru davranışını ve aynı zamanda başka insanlara ve mahlukata karşı genel manada davranışını tarif eder." deniyor. Şeriatın kaynakları ise Kur'an-ı Kerim, Peygamber'in yaşantısında uyguladığı "sünnet" ve İslam alimlerinin konsensüsü olan "icma" olarak sıralanıyor. Önemli tespitlerde de bulunulan broşürde şu görüşün altı çiziliyor: "Bazı kişiler, Müslümanların Almanya'da çoğu kere anayasaya aykırı görülen şeriatı getirmek istediklerini iddia etmekte. Almanya'da çoğu Müslüman için şeriatın getirilmesi söz konusu değil."

Müslüman toplumun hakim olduğu ülkelerde şeriata yönelik çok farklı modeller bulunduğu ifade edilen metinde, Suudi Arabistan ve Türkiye örnekleri anlatılıyor. Bazı ülkelerde halen yaşanan töre cinayeti ya da "zoraki evliliklerin" İslam'la bağdaşmadığı ve kınandığı vurgulanıyor. 'Şeriat ve anayasa' başlıklı bölümde ise 'Müslümanların Kur'an-ı Kerim'e dayanan itikatlarına göre, yaşadıkları ülkede geçerli olan yasaya uymaları çok doğaldır.'' denildi.

Kültürlerarası konsey: Almanya'da 1994'te kurulan Interkultureller Rat'ın bünyesinde bilim dünyasından medyaya, sendika ve işveren kesimlerinden din ve göçmen kuruluşları temsilcilerine kadar değişik köken ve görüşe sahip insanlar bulunuyor. Diyalog çalışmalarına ağırlık veren konseyin üyeleri arasında Almanya Yabancılar Meclisleri Başkanı Memet Kılıç, Almanya Türk Toplumu'ndan Şener Sargut ve Avrupa Birliği Hessen Temsilciliği'nden Ozan Ceyhun ve Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin gibi isimler de yer alıyor.

Alman İslam Forumu: 2002'de Interkultureller Rat in Deutschland (Almanya Kültürler Arası Konsey) ve Rat der Türkeistämmigen Staatsbürger in Deutschland (Almanya Türkiye Kökenli Vatandaşlar Konseyi) tarafından Frankfurt'ta kuruldu. Bugün artık Karl-Konrad-und-Ria-Göben-Vakfı'na ait.

Dikkat çeken maddeler

Din özgürlüğü, başka bir dine geçişe ve hiçbir dine mensup olmamaya izin vermektedir. Dinî konularda Kur'an-ı Kerim şiddetin her türlüsünü ve zorlamaları yasaklar. Dinden çıkma (irtidat) halinde ölüm cezası, Kur'an-ı Kerim'de öngörülen din özgürlüğüne aykırıdır.

Erkek ve kadın eşittir. Kadınların ve çocukların dövülmesine karşı gelinmektedir. Aynı zamanda kadınların ve kızların sünnet edilmesine karşı gelinmektedir.

Şeriata göre Müslümanların yaşadıkları yerdeki yasalara uymaları zorunludur. Bu durum Alman evlilik, miras ve muhakeme yasasını da ihtiva etmektedir.

Temelinde din ve devlet ayırımı bulunan ve din dersi gibi sahalarda işbirliği yapan Federal Almanya'nın demokratik sistemi tasvip edilmektedir.

İnsan haklarına karşı yapılan riayetsizlik her yerde ve her ne şekilde olursa olsun reddedilmektedir.

Dursun Çelik - İsmail Kul / Frankfurt
15 Ekim 2007, Pazartesi
Zaman Gazetesi
"Söz uçar yazı kalır"

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Sal Eki 16, 2007 2:39 am

ABD’de ve Avrupa’da sömürgeci merkezleri, İslam’ın hızını kesebilmek için, düşmanlık yerine, Müslümanların İslam anlayışını Batı’ya entegre etmeyi esas alıyorlar ve bu konuda Batı standartlarına göre İslam modelleri oluşturuyorlar.

Nitekim Princeton Üniversitesi Profesörü, ünlü Yahudi asıllı Tarihçi Bernard Lewis de, İslam’ın hızla yayılmasını Avrupa’nın temel sorunu olarak dile getirirken şöyle demiştir: “Müslümanlar Avrupa’da önemli bir siyasi faktör haline gelecek. Kendimizi İslamlaştırılmış bir Avrupa’da mı bulacağız; yoksa Avrupalılaşmış bir İslam içerisinde mi? Gelecekteki en önemli mesele bu olsa gerek.”

ABD Büyükelçisi Eric Edelman “ABD’nin 21’nci yüzyılda en büyük projesi İslam dünyasını dönüştürme projesidir.” demiştir. Yine ABD yönetiminin ideologlarından Dinesh D’Souza da 1995 yılında yazdığı kitabında “Biz İslam köktenciliğini dönüştürmeliyiz, Onları liberalleştirmeliyiz” diyerek aynı hedefi göstermiştir.

Alman Federal Meclisi Başkanı Wolfgang Thiere, ”Avrupa geleneklerini kabul eden bir İslam“ dilediğini söylemiştir.

1996’da İstanbul’a gelen Turkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Alman Yeşiller Partisi üyesi Daniel Cohn-Bendit, şöyle konuşmuştur: “Avrupalı bir İslam’a ihtiyacımız var. İslam’ın Avrupalı bir İslam olması gerekiyor. Avrupalı bir İslam bulmak bence ana tartışma konusu. Almanya’da herkes için din dersleri vardır. Müslümanlık da okullarda okutulmalı. Ama Almanya’da eğitilmiş kişiler tarafından okutulmalı, Türkiye’den öğretmen göndermek olamaz. Birbirimizi aldatmayalım, Avrupalı bir İslam’a ihtiyacımız var.”

Alman Federal Meclisi Başkanı Wolfgang Thiere, ”Avrupa geleneklerini kabul eden bir İslam“ dilediğini söylemiştir.

2006’da AB, Avrupa Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Franco Frattini’nin ağzından aynı mesajı tekrarlamıştır. Frattini “Avrupai bir İslam istiyoruz. Bu, imamların Avrupa ölçeğinde eğitilmesini gerektiriyor.” demiştir.

"İslamiyet Alman toplumuna entegre edilmeli" diyen Alman hükümetinin eski Yabancılar Danışmanı Marieluise Beck, Almanya’daki İslam’ın zamanla Alman İslam’ına dönüşeceğini belirtti. Steinbach da "Almanya, İslam’ını oluşturmak zorunda" dedi.

Bugün Avrupada 3.5 milyon müslüman yaşamaktadır.159 minareli camii 2500 mescid ve 128 tane açılacak ibadethane bulunmaktadır.2007 verilerine göre 850 Alman Müslüman olmuştur.

Batının ve Almanyanın bu uygulamaları yeni planları değildir.Yukarıdada belirtildiği gibi İslamiyetin hızını kesmek için daha önceki planlarını uygulamaya koyma girişimidir.Dünyada ki gelişmelere baktığımız zaman hergün onlarca müslüman ölmekte,ülkemizde ise hergün şehit vermekteyiz.Teröre karşı olduğunu söyleyen Avrupa,terörü kendisi desteklemektedir.

Bana göre buradaki esas mesele neden Avrupanın ekonomide,sanayide,insan haklarında vs bu kadar ileriye gittiği,İSLAM aleminin onlardan geriye düştüğüdür.Onlar adı üzerinde GAVUR biz MÜSLÜMANIZ yoksa bizlerden dahamı zekiler.İkinci dünya savaşında Alman'yada taş taş üstünde kalmadı,toprakları parçalandı,biz ise savaşa dahi girmedik.Bugün İSLAM alemi olarak onlardan medet mi umuyoruz.Onlar bugün nerede biz neredeyiz önce bunu sorgulamamız lazım.

Tabiki bu konuda Avrupada yaşayan bir çok insanımız var.Asıl onların yorumları bizim için önemli özellikle site üyüsi olarak Zeynep Hanım,Uğur Bey,Abdul Bey ve diğer arkadaşların yorumları bizleri dahada aydınlatacaktır.

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Prş Eki 18, 2007 12:54 pm

merhabalar

yukardaki haber Avrupadaki müslümanlari yakindan ilgilendirdigi kadar Tr`de yasayan müslümanlarida bir okadar ilgilendirmesi gerekiyor.

Islama karsi ilgi meraklari ISLAMI ögrenmek icin degil.inanin bana Osmanli tarihini, Atatürkü, ve islami senden benden iyi biliyorlar (avam tabakasindan söz etmiyorum.) malesef üzülerek söylüyorum " sözde müslümanlar`la kendi sosyal, ekonomik,hukiki ve politik v.s hayatlarini nasil sekteye ugratmadan kendilerine zarar gelmeden uyum icinde yasmanin yollarini ariyorlar.

Allah resuluda öyle yapmamismidir gayri-müslimlerle ticaret yapmistir ve komsuluk haklarina riayet göstermistir. onlarla dost olamiyacagimizi israrla belirtmistir. en güzel örnegide 11 Eylül olaylari degilmidir. 190 derece dönüs yaptiklarini gerek calisma hayatimizda gerek günlük hayatimizda gözümüzün icine bakarak hal ve hareketleri tavirlari ile Biz (sözde müslümanlara) hissettirdiler.

Bence Din yasam tarzini`nin adidir. neyi,nasil yasiyorsak dinimiz odur. Kimlik kartinda yazilan Din hanesine yazlan seyin Islami acidan hic bir önemi yoktur. M:A:E ne güzel demis: "Isleri dinimiz gibi, islerimiz dinleri gibi." Akifin bu cümlesi anlatmak isediklerimin özeti.

cuvaldizi baskasina batirmadan igneyi kendimize batiralim. bizler yasam bicimimizle dogru model ve örnek olabiliyormuyuz? Müslümanim demekten utaniryorlar. sen kisilik ve kimligini ,durusunu Necasinin karsina cikan Hz. Cafer (R.anh.) gibi boyun egmeden segileyebiliyormusun. Yusuf Islamin o meshur süzü aklima geldi "sayet islama girmeden önce türkleri tanisaydim islama girmezdim" nekadar dogru söylemis degilmi.

bu düsüncelerimi sizlerle paylasirken elestirelerim ilk önce kendi nefsimedir. bir arastirmaci yazarin dedigi gibi neyin diolagi "onlar yahudiligi bilmiyor bizlerse islami" haksizda degil her kafadan bir ses cikiyor cokta hayret etmiyorum Resullulahin bir sözü ile bitirmek istiyorum " Ahir zamanda ümmetim 72 firkaya bölünecek." iste o zaman bu zaman olsa gerek.

Muhabbetle kalin.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Cevapla

“PERSONEL, İŞGÖREN ve (ÖZEL SEKTÖR) ÇALIŞANLAR BÖLÜMÜ” sayfasına dön