OSMAN EFENDİ NİN BURNUNDAKİ KIL

Yukarıdaki gruplar haricindeki genel bilgilendirme mesajlarınızı bu başlık altında yazabilirsiniz...
Cevapla
asilkartal
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 491
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
Konum: İST

OSMAN EFENDİ NİN BURNUNDAKİ KIL

Mesaj gönderen asilkartal » Sal Eyl 12, 2006 4:02 am

OSMAN EFENDİ
Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç
alır geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır.
Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman
Efendinin baş ağrısı artarak sürer. Üstüne üstlük baş ağrısı yanı
sıra gözleri de yaşarmaya baslar. Başka doktorlar çağrılır... Osman
Efendi Uşak'ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaat
eder. Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de
bulamaz. Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri
uyuyamayan Osman Efendiyi İstanbul'a götürmeye karar verirler.
İstanbul'da en iyi doktorlar seferber olur. Röntgenler, beyin
tomografileri çekilir, testler yapılır... Görünüşe bakılırsa Osman
Efendi turp gibidir. Oysa dayanması gittikçe zorlasan baş ağrısı ve
gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir. Ağrı kesici iğnelerle
zor ayakta duran Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına
götürülür. O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zurih'e gidilir.
Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar,
testler tekrarlanır.
Sonuç:
Osman Efendiye teşhis konulamaz. Artık yerinden kalkamayan
Osman Efendiye ağrı kesici iğneler verilir, altmışlarını suren
adamın ülkesine dönüp "dinlenmesi", daha doğrusu son günlerini
-evinde- geçirmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, aile
perişan. "Kader" denilir, Uşak'a dönülür. Osman Efendi yayla evinde
bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar.
Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendinin eski berberi
Berber Mehmet çağrılır. Berber yataktan kalkamayan Osman Efendiyi
tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini
söyler. Berber Mehmet bir an düşünür. ?Beyim? der, ?Sakin sizin
burnunuzda kıl "dönmüş olmasın" Bir bakar, Hah işte der "Kıl
dönmüş." Osman Efendinin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın
çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker. Ev halkı Osman
Efendinin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar. Berber Mehmet,
Osman Efendinin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi
santimlik kılla kapı dışarı edilir. Osman Efendinin kanayan burnuna
pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar
yatağına yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa
rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş
ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe
uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman
keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına
gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet'i
çağırtır ve ona bir servet bağışlar.

BU YAZIDAN ÇIKARTILACAK SONUÇLAR :

1. Vergiden turizme, sosyal güvenlikten adalet reformuna kadar Berber
Mehmet efendilerin fikirleri var, dinlemek gerek.

2. Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olur.

3. Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir.
Resim

Cevapla

“DİĞER - GENEL - ANONİM - AKLINIZA GELENLER” sayfasına dön