Evlilik kurumu nedir?

Yukarıdaki gruplar haricindeki genel bilgilendirme mesajlarınızı bu başlık altında yazabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
3S
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 192
Kayıt: Cmt Tem 21, 2007 10:29 pm
Konum: İstanbul

Evlilik kurumu nedir?

Mesaj gönderen 3S » Pzt Eki 27, 2008 2:43 pm

Daha önce Erkan bey bu konuda başlık oluşturalım demişti..Bu şekilde olurmu bilmem ama gercekten yorumlanması.konuşulması gereken bir konudur diye düşünüyorum.Aramızda evlilik aşamasında olan(kıymet üyemiz gibi:)) arkadaşlarımız var,tecrübesi çok uzun olan abilerimiz -ablalarımız-büyüklerimiz var.

Buyrun başlıyalım:!
"Ölümün bizi nerde beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim" [MONTAIGNE]

ebruli
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 129
Kayıt: Pzr Eyl 21, 2008 5:04 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen ebruli » Pzt Eki 27, 2008 3:11 pm

RESMİ NİKAHLA TESCİLLENİR..
EVLİLİK CUZDANI İLE İSPATLANIR..
ALYANS İLE BELİRLENİR...Gerçek aşklar her zaman evlilikle taçlandırılır; çünkü evlenme arzusuna sahip olmak karşınızdaki insanı gerçekten sevdiğinizden emin olmak demektir. Aşkınızın ve sevginizin hayatın karşınıza çıkaracağı bir takım olumsuzluklar karşısında yıkılmadan ayakta kalabileceğine canı gönülden inanmak demektir. O insanı şu anda ne kadar seviyorsanız bundan 10, 20, 30 sene sonra da aynı yoğunlukta seveceğinizi yüreğinizin derinliklerinde bilmek demektir. Hem kendinize hem karşınızdaki insana güvenmek, beraberliğinizi yürütmek adına ikinizin de bir takım fedakarlıklarda bulunacağınızdan şüphe duymamak demektir. Bundan sonraki her gününüzü, her gecenizi ve her anınınızı birlikte paylaşmayı arzulamak ve birbirinden bıkabileceğinizi aklınızın ucundan bile geçirmemek demektir. Açık kapılara ve yan yollara sapmaya ihtiyaç duymamak demektir. Kısacası evlilik cesaret işidir, inanç işidir. :wink: :wink:

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Pzt Eki 27, 2008 7:00 pm

Evlendiniz...
Evlilik sofrasında mutluluk yemeğini yemek istiyorsunuz. Çünkü her evlenen genç bunu ister. Peki bunun için ne yapıyorsunuz? Parmağınızı bile oynatmadan eşinizin sizi mutlu etmesini mi bekliyorsunuz?

Öyleyse boşuna beklersiniz. Siz beklerken mutluluk yanınıza uğramadan çekip, gider. Çünkü yemeği yemek için ocağa koymak gerek. Sofraya oturmak için sofrayı hazırlamak...

Şayet yemeği ocağa koymak ve sofrayı hazırlamak zorunuza gider de masada beklerseniz yemekler kendiliğinden gelip önünüze dizilmez.

Peki ne yapmanız gerek?
Önce evlilik sofrasını açın. Mutluluk yemeğini itinayla pişirin. Pişen yemeği huzur tabaklarına koyun. Tabakların üzerine biraz tebessüm tozu dökün. Bardaklarınıza neşe meşrubatı doldurun. Vazonuzda birkaç tane saadet gülü bulundurmayı da ihmal etmeyin.

Oda sıcaklığına gelince: Ne negatif enerjinizle donsun. Ne de sinir katsayınızla sıcaklığı otuzlara vursun.
Lisan-ı haliniz bahar meltemi estirsin. Dudaklarınızdan dökülen kelimeler, temmuzda toprağı ferahlatan yağmur damlasına dönsün.

Belki de söylenenler sanıldığı kadar kolay değil. Belki de "Söz uçup" gidiyor.Yazılanları uygulamaksa hayli zor oluyor.

Çünkü kimi sofralar zor kuruluyor. Kimi mutluluk aşları zor pişiyor. Ocağı yakmak için bir hayli uğraşmanız, bayağı bir nefes tüketmeniz gerekebiliyor. Kimileri yemeklerinin üzerine dökülen tebessüm tozundan hoşlanmaz. Yemeğinin huzur tabağına konmasını istemez. Neşe meşrubatından nefret edenler bile var.


Ya eşleriyle birlikte yemek yemeyenler, yemekten zevk almayanlar?
Hangi tür mutluluk yemeği yaparsanız yapın sizinkini beğenmeyip, başkalarıyla aynı yemeği yemeğe bayılanlara ne demeli? Bu durum karşısında nasıl davranılmalı? "Haydi bana eyvallah, ben de kendime başka bir sofra arkadaşı bulurum" mu demeli? Böyle demek çözüm mü? Bir celsede bu kelimeyi söyleyenler, aradıkları arkadaşı bulabiliyorlar mı?

Birazcık durun ve düşünün!..
Yeni arkadaşınızın eski arkadaşınızla aynı karakterde olmadığını nereden bilebilirsiniz? "Ben onu tanıyamamışım. Bunu tanırım" derseniz yine yanılabilirsiniz. İsterseniz evlilik sofrasındaki mutluluk yemeğinin tarifini değiştirelim ve bir deneyelim. Yine evlilik sofrasını açın. Mutluluk aşının yanına biraz da sabır çorbası yapın. Zor da olsa üç beş tane kabuklu imtihan cevizi ekleyin. Çorbanızın üzerine siz sevmeseniz de eşinizin sevdiği acı baharatlardan oluşan bir karışımı kızgın yağda kavurarak dökmeyi unutmayın. Belki biraz ağzınız yanabilir. Mideniz kavrulabilir.
Fakat sabır çorbasının bütün hastalıklara iyi geldiğini unutmayın.

Karanlık gecelerin gündüze hamile oluğunu biliyorsunuz. Ben sabahı bekleyemem derseniz. Hiç bir sabahı göremezsiniz. Hiçbir güneşin muhteşem doğuşuna teşne olamazsınız.

Sabaha kadar goncanın başında açılışını beklediği halde, sabrını tüketip sabaha yakın uykuya dalarak tomurcuğun açılışını göremeyen bülbül gibi olmayın. Her şeyin sancılı bir dönemi vardır. Anne o sancıları çekmese yavrusunu bu denli bağrına basamaz. İnsan dünyada sıkıntılara sabretmezse cennet de ona zevk vermez. Bir kalemde her şeyi silmek kolay. Deli bir adam bir kibritle bir evi yakıp kül edebilir.

Unutmayın: "Bu dünya hizmet yeridir. Ücret ve mükafat yeri değildir."

İmtihan sıkıntısını çekmeyen öğrenci başarı belgesini eline alamaz.


(KONUYU AÇAN ARKADAŞIMA TEŞEKKÜR EDERİM)
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
KIYMET_OZDEMIR
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 677
Kayıt: Çrş Mar 21, 2007 11:49 am
Konum: İstanbul

Re: Evlilik kurumu nedir?

Mesaj gönderen KIYMET_OZDEMIR » Pzt Eki 27, 2008 11:00 pm

3S yazdı:Daha önce Erkan bey bu konuda başlık oluşturalım demişti..Bu şekilde olurmu bilmem ama gercekten yorumlanması.konuşulması gereken bir konudur diye düşünüyorum.Aramızda evlilik aşamasında olan(kıymet üyemiz gibi:)) arkadaşlarımız var,tecrübesi çok uzun olan abilerimiz -ablalarımız-büyüklerimiz var.

Buyrun başlıyalım:!

Elıf Ablacım cok güzel bır konuya degınmıssın tskler bende şöyle sesız bır köseye cekılıp bakalım saygı deger buyuklerımız ne düsünüyor neler paylasıyor bır

bakım ::icon1::1 ::icon1::1
Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir

Cevizi kırıp özüne inmeyen,hepsini kabuk zanneder.

necmi
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 186
Kayıt: Cmt Mar 22, 2008 5:22 pm
Konum: Türkiye

Mesaj gönderen necmi » Sal Eki 28, 2008 1:15 am

Evlilik bir sanattır; ailemizdeki mutluluğumuzu sürdürebilmemizde sanatımızı nasıl icra etiğimizle yakından ilişkilidir. Hangi dallarda mı sanatımızı göstermemiz gerekli, gelin kısaca göz gezdirelim.

Evlilik, güzel ve etkili konuşma sanatıdır.

Güzel görebilme ve güzel düşünebilme becerisidir.

Karşınızdakini anlayabilme (empati) ve kendinizi anlatabilme yeteneğidir.

Karşınızdakinde görmek istediğiniz bütün güzellik, iyilik, olgunluk hallerini önce kendinizde gerçekleştirmeye çalışmadıkça hiçbir şey istediğiniz gibi gitmeyecektir.

Aradığınız niteliklerde bir insan bulma gayretinden önce aranılan niteliklere sahip bir insan olmayı gaye edinmeliyiz.

Henüz evlenmemiş olanlar, kendinizi mutlaka evlilik öncesi becerilerle donatmalısınız.

Evlenmiş ve bu yolda epeyce ilerlemiş olanlar, sizi rahatsız eden ve yolunda gitmeyen bir şeyler varsa, evlilikle ilgili becerilerinizi kontrol etmeye başlamanın tam sırası. Hatayı karşı tarafta arama yanılgısına düşüp işleri iyice zorlaştırmayın.

Sorunlar tek taraflı olarak gelişmemiş olabilir ama işe başlayacağınız nokta eşinizi düzeltmek değil, öncelikle kendinizi düzeltmektir.

Evlenmeden önce taraflar genellikle birbirlerini olumlu ve güzel yönleriyle tanımaktadırlar. Bu gayet doğaldır, her iki tarafta birbirine bu yönlerini gösterme gayretindedirler ve bazen bu konuda aşırıya bile kaçılır. Ya sonra? Sonra, taraflar evlilikten sonra bambaşka insanlar mı olurlar ki ben seni tanımamışım veya seni bana yanlış tanıtmışlar atışmaları başlar?

Her şeyden önce evliliğimiz için değerli, özlenilen, mutluluk ve huzur veren bir hedef belirlemeliyiz. Eşimize olan sevgi ve muhabbetimiz, bizim için bu hedefe ulaşırken göstereceğimiz çabada en önemli desteğimiz olacaktır. Birlikte bir ömür geçirmeyi istediğimiz insanla beraberliğimizin yürümesi için bazen tek başına muhabbet yeterli olmamaktadır. İşte böyle durumlarda şaşırıp kalmamak için muhabbetimize yön verecek ve (belki de anlamlandıracak) becerileri kazanmalıyız. Sadece fedakarlık mutlu ve huzurlu bireylerin oluşumu için yeterli bir gayret değildir. Belki mutluluğun oluşumu için uğraş vermek zor geldiğinden sığındığımız, sorunlara sebep olarak gösterdiğimiz bir nedenden başka bir şey değildir.

Kullanıcı avatarı
ERKAN_OZDEMIR
Onursal Üye
Onursal Üye
Mesajlar: 2218
Kayıt: Cmt Tem 14, 2007 5:52 pm
Konum: Amasya

Mesaj gönderen ERKAN_OZDEMIR » Sal Eki 28, 2008 4:04 pm

Evlilik kurumu gerçekten çok geniş kapsamlı bir bir konu.Erkeğin kadına karşı görevleri,kadının erkeğe karşı görevleri,aile bilinci,çocuklarımıza karşı sorumluluklarımız,anne babamıza karşı sorumluluklarımız,akrabalarımıza karşı,çevremize karşı sorumluluklarımız vs hepsi ayrı ayrı işlenebilecek konular.Herkes bu konuya değişik boyutlarda katılabilir.

Evlilik kurumu ciddiyet isteyen,sorumluluk isteyen,edep ve haya isteyen bir kurumdur.Sorumluluğu çok ağır olan bir kurumdur.Bir evlilikte güven,paylaşım,anlayış,karşılıklı sevgi ve saygı çok önemlidir. Günümüzde artık evlilikler koşulsuz değil;koşullu sevgilerle çeşitli, vaatlerle gerçekleşiyor.Bunun sonucunda bile sabır göstermeden ve evliliği kurtarmak adına hiç bir çaba harcamadan ayrılan çiftlerin her geçen gün sayısının arttığını hepimiz görmekteyiz.Buda toplumda çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir.

Evlilikte eşlerin karşılıklı olarak yada başka nedenlerden dolayı birbirlerini incittikleri görülebilir.Böyle durumlarda ya bağışlayacağız yada içimizde tutacağız.Evlilik kurumunun kalıcı ve devamlı olması için affetmek,öfke ve kırgınlık hissimizi,samimi bi şekilde bertaraf etmek gerekir.Bunları günümüzde hangimiz yapabiliyoruz acaba!bence çok zor.

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Cmt Kas 01, 2008 12:24 am

Nikah'ta keramet varmı ::orgu::
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Kullanıcı avatarı
nbt.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 47
Kayıt: Prş Kas 29, 2007 1:00 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen nbt.sahin » Çrş Kas 05, 2008 1:02 pm

Herkese merhaba, siteyi takip ediyorum fakat yazamıyorum, cok guzel güncel bır konuya niyet başlık atılmış.teşekkur
ederım. Bu konuda cesaretı olan herkesin yazmasını isterim.

Evlilik sevmektır ,paylaşmaktır, fedakarlıktır. İki kişinin bir bedende aynı ruhta, birleşmesidir.Ortaklıktır.Sevgi,saygıdır,bağlanmaktır.Bunları bilen uygulayanlar günumüzde cok azdır.
Bır evlilik düşünün icinde paylaşmak yok, sadakat yok,fedkarlık yok,sıkıntıları sorunları paylaşım yok.Kadın dul cocuklar yetım goruntüsü verıyor. Butun sorumluluk kadının omuzlarında cocukların terbıyesi ,egıtımı, sıkıntıları,evın gecım derdı. Evını otel gıbı kullanan yada evde olsa bıle varlıgı belli olmayan sozde aile reisi, sadece kendisi için yaşayan
erkek bozuntuları. Nıce kadınlar vardır boyle yuz erkegı cebınden cıkarır. sorarım sıze bu yuva nasıl bır yerdır. Evet boyle
mılyonlarca yuva var, bu yuvalara sahıp cıkan yıkılmaması ıcın çabalayan namusunu bekleyen, kocasının şrrefını,hasıyetını
ayaklar altına vermeyen , ihanete uğradıgı halde yavruları ıcın susan, gecelerı aglayarak sabahlayan, ıçı acıyıp kan aglayan , dışarıda elaleme gülücük atıp evdekı ailesine somurtan,sudan sebeplerle hayat arkadaşım dedıgı kadını yıkan adama(adam denmez ya)karşı yınede kocam dıyen nıce kadınlar var etrafımızda.
Sorarım sıze bu evlilik mi dır.

Kullanıcı avatarı
3S
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 192
Kayıt: Cmt Tem 21, 2007 10:29 pm
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen 3S » Çrş Kas 05, 2008 3:31 pm

Merhabalar;
Yukarıdaki yorumların hepsine katıldığımı söyleyerek bir kaç kelam etmek isterim.Evlilik cok ciddi sorumluluk anlayışı taşıyan kişiler arasında sağlıklı bir kurum anlayışı sergileyebilir.
3S (sevgi-saygı-sabır)uygulanarak mutlu bır hayata yol alınabılır..
Herkes evlenır,aile kurar ama ne kadar sağlıklı olabileçeği konusu eşlerin birbirlerine saygısından gecer.Evet birçok kadınımız ne yazıkki evlilik kurumu altında ezilmekte.hayata dair bakış acıları hem olumsuz yönde gelişmekte,bir çok şey kadınlarımızın omuzuna yüklenmekte...Temennim artık bunların azalması gelecek nesıllerde sağlam aile kurumlarının oluşması...
"Ölümün bizi nerde beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim" [MONTAIGNE]

Kullanıcı avatarı
nbt.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 47
Kayıt: Prş Kas 29, 2007 1:00 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen nbt.sahin » Cum Kas 07, 2008 1:22 am

Cesareti olanlar birşeyler yazar demiştim. Çünkü beyler biraz cekingen herhalde. Biliyorum erkeklerın %80 i yazdığım
gibi. Birazda kadınları eleştırelım. Biliyorum evliya gibi erkeklerde var. Ama onlarında kıymetını bilen ve bilmeyen kadınlarda
var. Sorumluluk bilmeyen , eşine değer vermeyen, eşinin kazancını biliçsiz harcayan, eşini üzecek çirkın davranışları olan
kadınlarda var ama genelde bu konuda erkekler önde . Evlilıkte erkeğin rolü daha büyük.
Üç günluk duyada insanlar bırbırını kırmasalar olmaz mı? Beyler de bayanlarda görevlerını yeterınce yerine getırıp,sorumluluk taşısalar , ihanet etmeseler sudan sebeplerle kavga etmeseler. Mutlu yuvalarının kıymetını bilseler.
Genelde mutlulugu erkekler bozuyorlar, bıraz güç ve paraya kavuşunca mutlulugu başkasında aramaya calışırlar.Dar gününde, hastalıgında, maddi manevı sıkıntısında yanında olan hayat arkadaşını üzer hayatını altüst eder. Eşi bunalıma girer,
cocuklar bunalıma gırer, kimse ne yaptığını bilmez durumlara gelir. Ailede iletişim bozulur, cocuklar ruh hastası olarak yetişir,
topluma zarar verir. Beyler de kadınlar cok hastalanıyor diye söylenır. sen hasta ettin,bu senın yaşam arkadaşın, senın yoldaşın
her şeyın , sen hasta olunca yardımcın gerektıgınde hızmetcın ama sen onu hasta ettığın için yarın sen onun hızmetcısi olacaksın.
Aile bozulunca toplum da bozulur, ondan sora biz nasıl bu hale geldik diye feryat ederız. İşte bunları idrak edemeyen
aile bireylerı topluma gırıncede saygın muamelesi görürler. Aslında cok şeyler var yazılacak lakin anlayacak ibret alacak,
okuyacak insan az.

Kullanıcı avatarı
yilmaz.sahin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 2053
Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
Konum: İstanbul
İletişim:

Evlilik

Mesaj gönderen yilmaz.sahin » Cmt Kas 08, 2008 6:40 am

Evlilik; erkek açısından; SADECE ileriki hayatta yemek yapanının, üst baş yıkayanın bulunması, kişisel heveslerin birlikte karşılanacağı, olabilecek çocuğun annesini temin etme ve resmileştirilmesi değildir. Kız açısından da , sadece ekonomik rahatı sağlayacak kişiyi edinme, eküri bulma, aşk prensi edinme, deli gönül istiyor diye büyün mantıki ve akli şeyleri terketip nikahı basma olayı değildir.

Evlilik, konuyu açan üyemizin (benim özel dostumun) sorusunda ifade ettiği üzere bir kurumdur. Stajı olmayan, evlenenlerin evlendikten önce ve sonra tüm mutluluk ve dertlerin, otomatikman birlikte sırtlanıldığı, dostane, geliri huzur, gideri sabır olan bir aile şirketidir. Çalışanları genelde en az 2 en çok 5-10 kişidir. Genel Müdürün kim olduğundan çok, şirket yönetmeliklerinin önem arzettiği bir kurumdur. Bu kurumda istifa etme süreci de epey zordur. Manevi cirosu önemlidir. Rehberi ve başarı kaynağı ise yine islami standartlar ve insani tutumlardır.

Bu benzetmeler bir yana kimi gençlerin uğruna heyecanlar ve hezeyanlar yaşadığı, kimi evlilerinde "nereye düştük" diye hayıflandığı kimi evlilerinde "can yoldaşı, hayat yolu arkadaşı, evdeki huzur mutluluk budur u benimsediği, dinimizcede vakti gelince kurulması ve mümkünse evlatlarla sayısının arttırılması gereken toplumun temel taşıdır.

Evladın yardım etme ve yapma anlamında anne baba üzerindeki asli haklarından biri. Karı koca nında birbirleri üzerlerinde sabır, saygı, paylaşım ve yalansız bir şekilde devam ettirebilecekleri bir uyum meselesidir.

Bir erkekle bir kadın arasında Allah'ın koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muamele. İslâm nazarında bir ibadet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslâm Hukuku'na dair yazılan kitaplardan bazısında; "Bizim için Hz. Adem'den bu güne kadar, meşrû olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, evlenme ve imandır (İbn Âbidin, III, 3) şeklinde kaydedilmektedir.

İslâm şerîatının temel esaslarından biri de evliliğin fıtri bir olgu olduğudur. İslâm dini ruhbâniyetle (dünyadan elini eteğini keserek yalnız başına yaşama, evlenmeme); insanın yaratılışı ile çatıştığı, onun nefsi isteklerini ve karakterine ters düştüğü için savaşmaktadır.


İşin toplumsal boyutuna gelince, kişisel ve kıtsal takıntıları aşmadan ve gerekli maddiyatı sağlamadan yapılacak bir evlilik evliler ve çevresindekiler için büyük problemleri ile dert yuvalığı teşkil edebilir.

Kısaca ve öz fikrimce evlilik, insanın nefsini, sabrını, doğruluğunu ve güzel yönlerini yoğurarak eşine "gel birlikte huzurlu şekilde yaşayıp göçelim" demesinden öte uygulayabilmesi ile yaşanabilecek zamanlar bütünüdür. Eş, güzel ve özel dosttur. Evlilikte, bu perspektifte dostluğun ölene kadar devam ettirilmesidir. Zaten evlenilen samimi ve dost değilse bir gün yarı yolda bırakacaktır. Allah temiz dimağları öylelerine düşürmesin. Bu hususta bende yeni bir soru sormadan edemeyeceğim;

Amiyane tabir ile armut dibine düşer dendiği üzere, evlenilecek şahsın aile yapısı günümüzde ne kadar önemlidir? Ve evlenecek kişilerin bu hususa verecekleri önem ne kadar olmalıdır ?
"Söz uçar yazı kalır"

Kullanıcı avatarı
3S
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 192
Kayıt: Cmt Tem 21, 2007 10:29 pm
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen 3S » Sal Kas 11, 2008 12:29 pm

Bu konuya yorumlarınız için teşekkür ederim.Hani gençler birazda sizden yorum alalım bu kurumun içinde olmayacakmısınız sanki:)
"Ölümün bizi nerde beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim" [MONTAIGNE]

Kullanıcı avatarı
demet.sahin
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 746
Kayıt: Prş Ağu 09, 2007 6:12 pm
Konum: Sakarya

Mesaj gönderen demet.sahin » Çrş Kas 12, 2008 2:24 pm

Nasip ne diyelim, herşeyin hayırlısı olsun... :? :)
Ne kadar okursan oku; bilgine yakışır şekilde davranmadığın müddetçe cahilsin demektir...

Kullanıcı avatarı
gulesevdali
Kayıtlı Üye
Kayıtlı Üye
Mesajlar: 277
Kayıt: Cmt Ara 02, 2006 10:45 pm
Konum: Türkiye
İletişim:

Mesaj gönderen gulesevdali » Çrş Kas 12, 2008 7:09 pm

[align=center][font=Comic Sans MS]: )

şimdi soruya bir demircili gözüyle bakarsak o kurumu pek mübarek şartlar eşliğinde sıralayamayacağım : (

dilediğini yaparsa daha az kötü söz duyar,
yapmazsa köteği yer oturur yok oturmadı sesi çok çıktı e napalım kısmet babasının evine iade!!

yok yok..
daha insaflı olmalı..

şöyle bir bilemedin iki ay müddet verilir..

hatta resmi nikah yapmakii boşanırken hak talep edemesin!!!

nasıl olsa ahreti yok bu işin....


hem cüzdanımızda az buz kabarıksa yenisini bile alırız!!

sonrada ardından bi dünya laf ederiz....

Biz buna alışığız...

Bizden kanun kalmadı yaa....

böyle bi konu açılır mı yahu!!!

hadi açıldı diyelim nasıl şudur budur diye hiç bir şey yaşanmamış sanki o baba evine dönen, resmi hakkı yok diye ortada bırakılan kızlar bizim canlarımız değilmiş gibi nasıl şöyle böyle konuşabilirz...

EVET HEPİNİZ AYRI AYRI HAKLISINIZ..

AMA RİCA EDERİM BU KADAR ZAYİSİ OLAN BİR MEMLEKETKEN BÖYLE NUTUK ATMAYALIM....


elbette doğru söylenecektir her yerde ama....

bilemiyorum belkide ben büyütüyorum..

ama...

ama bildiklerime susamıyorum.
bildiklerim bu kadar can yakarken,
bildiklerim, gördüklerim Resulun yaşadığı tavsiye ettiği örnek evliliklerden uzakken sizler kadar iyimser olamayacağım...
Gördüğüm en güzel evlilik annem ve babamın yaşadığıdır ve korkum öyle büyüktür ki yazdıklarınızı okurken öfkem bine katlanıp böyle taşmış
"hayır en mutlu ev benim evim ve burdan ayrılmamalıyım çünkü madem böyle düşünenler var neden kimse el atmıyor yıkılan yuvaya demek ki sadece lafta kalıyor" v.s v.s derken boğuluyorum bu konularda....

bu kadar büyüğümün içinde böylesi hiddetli yazdığım için affınızada sığınıyorum...[/font]
[/align]
[font=Verdana]Ya İslamda yükselirsin, Ya inkarda çürürsün, Yol mezarda bitmiyor, Gittiğinde görürsün....

-söylenen söz kalmaz muallakta, ya sağa yazılır ya sola-
[/font]

Kullanıcı avatarı
zeynep
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 2659
Kayıt: Pzt Ağu 07, 2006 12:25 am
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen zeynep » Çrş Kas 12, 2008 7:33 pm

Gülesevdalı,

evet haklısın ,işte seninde ifade ettiğin gibi içimizi acıtan sızlatan konuları gündeme getirmeye çalışıyoruz. hepimiz genel anlamda yorumlar yaptık. Sen farklı açıdan konuyu ele almışşın bence doğru olanı yapmıssın.

Teşekkürler ağzına sağlık
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.

Cevapla

“DİĞER - GENEL - ANONİM - AKLINIZA GELENLER” sayfasına dön