Agiz tadiyla tartisabilmek
Agiz tadiyla tartisabilmek
AĞIZ TADIYLA TARTIŞABİLMEK
Çoğumuz “tartışma” sözcüğünden ürker çünkü tartışma denilince akla ilk gelen kavgadır. Toplum olarak tartışma kültürümüzün olumlu olduğu pek söylenemez. Oysaki kişiler arası ilişkilerden kaynaklanan sorunları çözebilmek için sorunlarımızı ilgili kişi ile tartışmak zorundayız. Dolayısıyla etkili bir tartışma ortamı yaratmak hem tarafların kendilerini ifadelerine hem de birbirlerini anlayabilmelerine olanak sağlar. Aksi halde tartışmalar kavgalara, kavgalar da daha büyük sorunlara yol açar.
Problem çözmeye yönelik, bağcı dövmek için değil de üzüm yemek için yapılan tartışmalar hem ikili ilişkilerin kalitesini artıracak hem de iletişimdeki en büyük sorunlarımızdan olan “anlaşılmıyorum”’u engelleyecektir.
Sağlıklı bir tartışma ortamı için neler yapmalıyız?
İlk olarak dinlemeyi bilmeliyiz. Karşımızdaki konuşurken zihnimizi, ona söyleyeceklerimizle meşgul etmektense onun dediklerine odaklamalıyız. Tartışma, iyi dinleyen bir kulak, anlaşılır konuşan bir ağız ve karşısındakini de en az kendisi kadar düşünebilen bir yürekle yapıcı olur!
Tartışma başlamadan, konu her ne ise ona kendimizi hazırlamalı, ne tür bilgilere sahip olduğumuzun farkında olmalı, sorunun oluşmasındaki katkılarımızı dürüstçe kabul etmeli, ulaşmak istediğimiz sonucu planlamalıyız. İlişkinin bitirilmesi amacıyla yapılan kimi tartışmalar ilişkinin daha da sağlamlaşmasına neden olabilir. Yeter ki kendinizi ifade edeceğiniz ortam, önyargılardan ve geçmişte yaşananların ertelenmiş hesaplarından arındırılmış olsun. Tartışma süresince “önyargılarımızın avukatı” gibi davranıp, sürekli sabit fikirlerimizi ve peşin hükümlerimizi savunursak bir adım bile ilerleyemeyiz.
Diğer önemli bir beceri duygudaşlık(empati)! Yani kendimizi diğerinin yerine koymak, onun duygularını doğru anlamak ve bu anlayışı ona yansıtmak. Yazımı kolay uygulaması zor bir beceri! Ancak etkili tartışma için de olmazsa olmaz bir koşul! Bir an için kendi gözlüklerinizi bırakıp karşınızdakinin gözlükleriyle olaylara bakabilmektir. Empatik davrandığınızda aslında birçok şeyin onlarca yorumu olabileceğini kavrarsınız.
Diyelim ki, bu basamakları başarıyla çıktık ama eleştirilerimizi nasıl yapacağız? “sen “ li cümleler yerine “ben” li cümleler kuracağız. Diğer bir deyişle, “ sen hatalısın” yerine “burada hatalı davrandığını düşünüyorum” diyeceğiz. “Sen” li cümleler suçlayıcı karakter taşır. Diğerinde savunmaya ve karşı saldırıya neden olur. Söylediklerimizin sorumluluğunu üzerimize aldığımız “ben böyle düşünüyorum” tarzı ise karşı tarafta savunmadan çok kendini açma tepkisine neden olacaktır. Deneyin!
Tartışma sırasında yapılan en büyük yanlışlardan biri de konuyu sınırlamamak, geçmişi bugüne taşımak ve sonunda da ne için tartıştığınızı unutmaktır. Sorun geçmişten kaynaklanıyor olabilir. Ancak biz bugündeyiz ve geçmişte yaşanan sorunu bugün küf düşüncelerimizle tartışamayız. “Sen zaten geçenlerde de şunu yapmıştın” derseniz ipin ucu kaçmaya başlamış demektir. Dolayısıyla hangi konu tartışılıyor ise onunla ilgili duygu ve düşüncelerimizi söylemeliyiz. Geçmiş yaşantıları bugüne taşımanın ve kişilik yapısına saldırıya geçmenin tartışmanın tadını kaçıracağı kesindir!
Tartışabilmek bir sanattır. İnceliklerine dikkat ettiğimiz sürece büyük kazançlar sağlayacağımız aşikârdır.
Çoğumuz “tartışma” sözcüğünden ürker çünkü tartışma denilince akla ilk gelen kavgadır. Toplum olarak tartışma kültürümüzün olumlu olduğu pek söylenemez. Oysaki kişiler arası ilişkilerden kaynaklanan sorunları çözebilmek için sorunlarımızı ilgili kişi ile tartışmak zorundayız. Dolayısıyla etkili bir tartışma ortamı yaratmak hem tarafların kendilerini ifadelerine hem de birbirlerini anlayabilmelerine olanak sağlar. Aksi halde tartışmalar kavgalara, kavgalar da daha büyük sorunlara yol açar.
Problem çözmeye yönelik, bağcı dövmek için değil de üzüm yemek için yapılan tartışmalar hem ikili ilişkilerin kalitesini artıracak hem de iletişimdeki en büyük sorunlarımızdan olan “anlaşılmıyorum”’u engelleyecektir.
Sağlıklı bir tartışma ortamı için neler yapmalıyız?
İlk olarak dinlemeyi bilmeliyiz. Karşımızdaki konuşurken zihnimizi, ona söyleyeceklerimizle meşgul etmektense onun dediklerine odaklamalıyız. Tartışma, iyi dinleyen bir kulak, anlaşılır konuşan bir ağız ve karşısındakini de en az kendisi kadar düşünebilen bir yürekle yapıcı olur!
Tartışma başlamadan, konu her ne ise ona kendimizi hazırlamalı, ne tür bilgilere sahip olduğumuzun farkında olmalı, sorunun oluşmasındaki katkılarımızı dürüstçe kabul etmeli, ulaşmak istediğimiz sonucu planlamalıyız. İlişkinin bitirilmesi amacıyla yapılan kimi tartışmalar ilişkinin daha da sağlamlaşmasına neden olabilir. Yeter ki kendinizi ifade edeceğiniz ortam, önyargılardan ve geçmişte yaşananların ertelenmiş hesaplarından arındırılmış olsun. Tartışma süresince “önyargılarımızın avukatı” gibi davranıp, sürekli sabit fikirlerimizi ve peşin hükümlerimizi savunursak bir adım bile ilerleyemeyiz.
Diğer önemli bir beceri duygudaşlık(empati)! Yani kendimizi diğerinin yerine koymak, onun duygularını doğru anlamak ve bu anlayışı ona yansıtmak. Yazımı kolay uygulaması zor bir beceri! Ancak etkili tartışma için de olmazsa olmaz bir koşul! Bir an için kendi gözlüklerinizi bırakıp karşınızdakinin gözlükleriyle olaylara bakabilmektir. Empatik davrandığınızda aslında birçok şeyin onlarca yorumu olabileceğini kavrarsınız.
Diyelim ki, bu basamakları başarıyla çıktık ama eleştirilerimizi nasıl yapacağız? “sen “ li cümleler yerine “ben” li cümleler kuracağız. Diğer bir deyişle, “ sen hatalısın” yerine “burada hatalı davrandığını düşünüyorum” diyeceğiz. “Sen” li cümleler suçlayıcı karakter taşır. Diğerinde savunmaya ve karşı saldırıya neden olur. Söylediklerimizin sorumluluğunu üzerimize aldığımız “ben böyle düşünüyorum” tarzı ise karşı tarafta savunmadan çok kendini açma tepkisine neden olacaktır. Deneyin!
Tartışma sırasında yapılan en büyük yanlışlardan biri de konuyu sınırlamamak, geçmişi bugüne taşımak ve sonunda da ne için tartıştığınızı unutmaktır. Sorun geçmişten kaynaklanıyor olabilir. Ancak biz bugündeyiz ve geçmişte yaşanan sorunu bugün küf düşüncelerimizle tartışamayız. “Sen zaten geçenlerde de şunu yapmıştın” derseniz ipin ucu kaçmaya başlamış demektir. Dolayısıyla hangi konu tartışılıyor ise onunla ilgili duygu ve düşüncelerimizi söylemeliyiz. Geçmiş yaşantıları bugüne taşımanın ve kişilik yapısına saldırıya geçmenin tartışmanın tadını kaçıracağı kesindir!
Tartışabilmek bir sanattır. İnceliklerine dikkat ettiğimiz sürece büyük kazançlar sağlayacağımız aşikârdır.
Yarabbi! Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle. Gönlümde olanıda hakkımda hayırlı eyle.
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
- yilmaz.sahin
- Forum Yöneticisi
- Mesajlar: 2053
- Kayıt: Cmt Tem 15, 2006 2:08 am
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Süper
Bu yazının altına imzanı atar ve site katılımcıları ve forum üyelerine mutlaka okuyup uygulamadada benimsemelerini temenni ederim. Aşıkların sazlarıyla yaptıkları karşılamayla bizim sözlerimizle yaptığımızı farzedelim mesela
"Söz uçar yazı kalır"
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 491
- Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 12:29 pm
- Konum: İST
Bu siralar vaktim oluyor siteye SIKSIK ugruyorum. üyeler tatilde olmasina ragmen sitemiz bayagi bereketli. siteyi dolasirken yukardaki yaziya denk geldim okadar beni etkilediki, yeniden gündeme getirdim.
Zeynep hanim sizede cok cok tesekkür ediyorum böyle güzel bir yaziyi bizlerle paylastigin icin.
NOT:Arkadaslar rica ediyorum bir defada sizler okurmusunuz?
Zeynep hanim sizede cok cok tesekkür ediyorum böyle güzel bir yaziyi bizlerle paylastigin icin.
NOT:Arkadaslar rica ediyorum bir defada sizler okurmusunuz?
sevene canim feda sevmeyene elveda
- esmer_jojuk
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 360
- Kayıt: Pzr Kas 26, 2006 9:43 pm
- Konum: Türkiye
evet güzel bir yazı.Aslında bu tip yaz<ıları milleti temsil eden milletvekillerine okutmak gerek çünkü daha doğru dürrüst tartışmayı onlar bile bilmiyor ki sokakdaki insanların tartısarak konuları çözebilmesi biraz daha zor.neyse maksatımı aşmadan bu güzel yazı için tsk ederim zeynep abla.
Ben hayati NEDENSIZ ve TARIFSIZ yasarim,,,,,,
-
- Kayıtlı Üye
- Mesajlar: 181
- Kayıt: Pzt Şub 12, 2007 2:06 pm
- Konum: Türkiye
- İletişim:
Re: Agiz tadiyla tartisabilmek
[quote="zeynep"]AĞIZ TADIYLA TARTIŞABİLMEK
Çoğumuz “tartışma” sözcüğünden ürker çünkü tartışma denilince akla ilk gelen kavgadır. Toplum olarak tartışma kültürümüzün olumlu olduğu pek söylenemez. Oysaki kişiler arası ilişkilerden kaynaklanan sorunları çözebilmek için sorunlarımızı ilgili kişi ile tartışmak zorundayız. Dolayısıyla etkili bir tartışma ortamı yaratmak hem tarafların kendilerini ifadelerine hem de birbirlerini anlayabilmelerine olanak sağlar. Aksi halde tartışmalar kavgalara, kavgalar da daha büyük sorunlara yol açar.
Problem çözmeye yönelik, bağcı dövmek için değil de üzüm yemek için yapılan tartışmalar hem ikili ilişkilerin kalitesini artıracak hem de iletişimdeki en büyük sorunlarımızdan olan “anlaşılmıyorum”’u engelleyecektir.
Sağlıklı bir tartışma ortamı için neler yapmalıyız?
İlk olarak dinlemeyi bilmeliyiz. Karşımızdaki konuşurken zihnimizi, ona söyleyeceklerimizle meşgul etmektense onun dediklerine odaklamalıyız. Tartışma, iyi dinleyen bir kulak, anlaşılır konuşan bir ağız ve karşısındakini de en az kendisi kadar düşünebilen bir yürekle yapıcı olur!
Tartışma başlamadan, konu her ne ise ona kendimizi hazırlamalı, ne tür bilgilere sahip olduğumuzun farkında olmalı, sorunun oluşmasındaki katkılarımızı dürüstçe kabul etmeli, ulaşmak istediğimiz sonucu planlamalıyız. İlişkinin bitirilmesi amacıyla yapılan kimi tartışmalar ilişkinin daha da sağlamlaşmasına neden olabilir. Yeter ki kendinizi ifade edeceğiniz ortam, önyargılardan ve geçmişte yaşananların ertelenmiş hesaplarından arındırılmış olsun. Tartışma süresince “önyargılarımızın avukatı” gibi davranıp, sürekli sabit fikirlerimizi ve peşin hükümlerimizi savunursak bir adım bile ilerleyemeyiz.
Diğer önemli bir beceri duygudaşlık(empati)! Yani kendimizi diğerinin yerine koymak, onun duygularını doğru anlamak ve bu anlayışı ona yansıtmak. Yazımı kolay uygulaması zor bir beceri! Ancak etkili tartışma için de olmazsa olmaz bir koşul! Bir an için kendi gözlüklerinizi bırakıp karşınızdakinin gözlükleriyle olaylara bakabilmektir. Empatik davrandığınızda aslında birçok şeyin onlarca yorumu olabileceğini kavrarsınız.
Diyelim ki, bu basamakları başarıyla çıktık ama eleştirilerimizi nasıl yapacağız? “sen “ li cümleler yerine “ben” li cümleler kuracağız. Diğer bir deyişle, “ sen hatalısın” yerine “burada hatalı davrandığını düşünüyorum” diyeceğiz. “Sen” li cümleler suçlayıcı karakter taşır. Diğerinde savunmaya ve karşı saldırıya neden olur. Söylediklerimizin sorumluluğunu üzerimize aldığımız “ben böyle düşünüyorum” tarzı ise karşı tarafta savunmadan çok kendini açma tepkisine neden olacaktır. Deneyin!
Tartışma sırasında yapılan en büyük yanlışlardan biri de konuyu sınırlamamak, geçmişi bugüne taşımak ve sonunda da ne için tartıştığınızı unutmaktır. Sorun geçmişten kaynaklanıyor olabilir. Ancak biz bugündeyiz ve geçmişte yaşanan sorunu bugün küf düşüncelerimizle tartışamayız. “Sen zaten geçenlerde de şunu yapmıştın” derseniz ipin ucu kaçmaya başlamış demektir. Dolayısıyla hangi konu tartışılıyor ise onunla ilgili duygu ve düşüncelerimizi söylemeliyiz. Geçmiş yaşantıları bugüne taşımanın ve kişilik yapısına saldırıya geçmenin tartışmanın tadını kaçıracağı kesindir!
Tartışabilmek bir sanattır. İnceliklerine dikkat ettiğimiz sürece büyük kazançlar sağlayacağımız aşikârdır.[/quo
HAKLI SÖZE GADI BABA NE DESİN
TEK KELİMEYLE SÜPER
EMEĞİNE VE YÜREĞİNE SAĞLIK
ZEYNEP HANIM TEŞEKKÜR
Çoğumuz “tartışma” sözcüğünden ürker çünkü tartışma denilince akla ilk gelen kavgadır. Toplum olarak tartışma kültürümüzün olumlu olduğu pek söylenemez. Oysaki kişiler arası ilişkilerden kaynaklanan sorunları çözebilmek için sorunlarımızı ilgili kişi ile tartışmak zorundayız. Dolayısıyla etkili bir tartışma ortamı yaratmak hem tarafların kendilerini ifadelerine hem de birbirlerini anlayabilmelerine olanak sağlar. Aksi halde tartışmalar kavgalara, kavgalar da daha büyük sorunlara yol açar.
Problem çözmeye yönelik, bağcı dövmek için değil de üzüm yemek için yapılan tartışmalar hem ikili ilişkilerin kalitesini artıracak hem de iletişimdeki en büyük sorunlarımızdan olan “anlaşılmıyorum”’u engelleyecektir.
Sağlıklı bir tartışma ortamı için neler yapmalıyız?
İlk olarak dinlemeyi bilmeliyiz. Karşımızdaki konuşurken zihnimizi, ona söyleyeceklerimizle meşgul etmektense onun dediklerine odaklamalıyız. Tartışma, iyi dinleyen bir kulak, anlaşılır konuşan bir ağız ve karşısındakini de en az kendisi kadar düşünebilen bir yürekle yapıcı olur!
Tartışma başlamadan, konu her ne ise ona kendimizi hazırlamalı, ne tür bilgilere sahip olduğumuzun farkında olmalı, sorunun oluşmasındaki katkılarımızı dürüstçe kabul etmeli, ulaşmak istediğimiz sonucu planlamalıyız. İlişkinin bitirilmesi amacıyla yapılan kimi tartışmalar ilişkinin daha da sağlamlaşmasına neden olabilir. Yeter ki kendinizi ifade edeceğiniz ortam, önyargılardan ve geçmişte yaşananların ertelenmiş hesaplarından arındırılmış olsun. Tartışma süresince “önyargılarımızın avukatı” gibi davranıp, sürekli sabit fikirlerimizi ve peşin hükümlerimizi savunursak bir adım bile ilerleyemeyiz.
Diğer önemli bir beceri duygudaşlık(empati)! Yani kendimizi diğerinin yerine koymak, onun duygularını doğru anlamak ve bu anlayışı ona yansıtmak. Yazımı kolay uygulaması zor bir beceri! Ancak etkili tartışma için de olmazsa olmaz bir koşul! Bir an için kendi gözlüklerinizi bırakıp karşınızdakinin gözlükleriyle olaylara bakabilmektir. Empatik davrandığınızda aslında birçok şeyin onlarca yorumu olabileceğini kavrarsınız.
Diyelim ki, bu basamakları başarıyla çıktık ama eleştirilerimizi nasıl yapacağız? “sen “ li cümleler yerine “ben” li cümleler kuracağız. Diğer bir deyişle, “ sen hatalısın” yerine “burada hatalı davrandığını düşünüyorum” diyeceğiz. “Sen” li cümleler suçlayıcı karakter taşır. Diğerinde savunmaya ve karşı saldırıya neden olur. Söylediklerimizin sorumluluğunu üzerimize aldığımız “ben böyle düşünüyorum” tarzı ise karşı tarafta savunmadan çok kendini açma tepkisine neden olacaktır. Deneyin!
Tartışma sırasında yapılan en büyük yanlışlardan biri de konuyu sınırlamamak, geçmişi bugüne taşımak ve sonunda da ne için tartıştığınızı unutmaktır. Sorun geçmişten kaynaklanıyor olabilir. Ancak biz bugündeyiz ve geçmişte yaşanan sorunu bugün küf düşüncelerimizle tartışamayız. “Sen zaten geçenlerde de şunu yapmıştın” derseniz ipin ucu kaçmaya başlamış demektir. Dolayısıyla hangi konu tartışılıyor ise onunla ilgili duygu ve düşüncelerimizi söylemeliyiz. Geçmiş yaşantıları bugüne taşımanın ve kişilik yapısına saldırıya geçmenin tartışmanın tadını kaçıracağı kesindir!
Tartışabilmek bir sanattır. İnceliklerine dikkat ettiğimiz sürece büyük kazançlar sağlayacağımız aşikârdır.[/quo
HAKLI SÖZE GADI BABA NE DESİN
TEK KELİMEYLE SÜPER
EMEĞİNE VE YÜREĞİNE SAĞLIK
ZEYNEP HANIM TEŞEKKÜR
Re: Agiz tadiyla tartisabilmek
[font=Comic Sans MS]Bunu İykide Geçen Gün Okumadım..!zeynep yazdı:AĞIZ TADIYLA TARTIŞABİLMEK
Tartışma sırasında yapılan en büyük yanlışlardan biri de konuyu sınırlamamak, geçmişi bugüne taşımak ve sonunda da ne için tartıştığınızı unutmaktır. Sorun geçmişten kaynaklanıyor olabilir. Ancak biz bugündeyiz ve geçmişte yaşanan sorunu bugün küf düşüncelerimizle tartışamayız. “Sen zaten geçenlerde de şunu yapmıştın” derseniz ipin ucu kaçmaya başlamış demektir. Dolayısıyla hangi konu tartışılıyor ise onunla ilgili duygu ve düşüncelerimizi söylemeliyiz. Geçmiş yaşantıları bugüne taşımanın ve kişilik yapısına saldırıya geçmenin tartışmanın tadını kaçıracağı kesindir!
Güzel Paylaşım..[/font]